Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, “Saldırıya uğrayan üyemiz Ayşe Karapınar’a geçmiş olsun diliyoruz. Türkiye’de dalga dalga yayılan bu şiddet olayları karşısında sendikamız gerekirse birkaç günlük iş bırakma eylemleri yapacaktır” dedi.

Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Koncuk, yayımladığı mesajda, “Türk Eğitim-Sen Merkez Kadın Kollarında görevli sendikamız üyesi Keçiören Mustafa Necati Ortaokulu Müdürü Ayşe Karapınar dün akşam mesai çıkışı evinin önünde kimliği belirsiz bir kişinin taşlı saldırısına maruz kalmıştır. Daha önce de aynı okulda Müdür Yardımcısı olan Hayri Özkan odasına giren bir öğrencinin yanında getirdiği tabancayla saldırıya uğramış ve yaralanmıştı. Öncelikle Ayşe Karapınar’a geçmiş olsun diliyor, yapılan çirkin saldırıyı şiddetle ve nefretle kınıyoruz. Hz. Ali, ‘Bana bir harf öğretenin 40 yıl kölesi olurum’ derken, bugün öğretmenlere yönelik saldırıların, hakaretlerin inanılmaz boyutlara ulaşması bizleri kaygılandırmaktadır. Şiddet olayları nedeniyle öğretmenlerimiz artık can güvenliğinden büyük endişe duymaktadır. Zira sendikamızın 24 Kasım Öğretmenler Günü için yaptığı ankete katılanların yüzde 77.1’i öğretmenlere yönelik şiddet olayları nedeniyle can güvenliğinden endişe ettiğini belirtmektedir. Öğretmenlerimiz okula gidip, gelirken ‘Acaba bugün başıma bir şey gelir mi?’ korkusu yaşamaktadır. Öğretmenleri el üstünde tutan bir toplum iken, öğretmenlik peygamberlik mesleği derken, nasıl bu hale geldik diye herkesin şapkayı önüne alıp düşünmesi gerekir” ifadelerini kullandı.

Öğretmene yönelik şiddet olaylarının artmasının birçok nedeninin bulunduğunu belirten Koncuk, şunları kaydetti:

“Ama bunların arasında belki de en çok dikkat çeken öğretmenlerin itibarının ayaklar altına alınmasıdır. Siyasilerin öğretmenlerimizi rencide edici açıklamaları, öğretmenlik mesleğine yönelik küçümseyici ifadeleri tıpkı yönetici görevlendirme süreci, rotasyon, Alo 147 hattında olduğu gibi öğretmenleri değersizleştiren, öğretmenlerin motivasyonunu azaltan uygulamalar, öğretmenlerin ekonomik ve sosyal yönden hak gaspları yaşamaları bugünkü fotoğrafın müsebbibidir. Öte yandan okullardaki disiplin yönetmeliklerinin yetersiz olması, öğretmenin etkisinin azaltılması, yetkisizleştirilmesi de okullarımızdaki bu şiddet olaylarını artırmıştır. Milli Eğitim Bakanlığı’na bu konuda çok önemli görev ve sorumluluklar düşmektedir. Bu konu 19. Milli Eğitim Şurası’nda da ele alınmış ancak ne yazık ki suni gündem maddelerinin gölgesinde kalmıştır. Dolayısıyla Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı ve MEB Müsteşarı Yusuf Tekin tüm enerjisini öğretmenlere yapılan saldırılara harcamalıdır. Eğitim camiasını yönetenlerin bu yaşananları görmezden gelme, seyretme, eli kolu bağlı oturma gibi bir lüksü yoktur. Bir milletin geleceğini inşa eden, evlatlarımızı yetiştiren, onları kendi çocukları gibi gören, çocuklarımızın sevinçlerine de, tasalarına da ortak olan öğretmenlerimiz değersiz, görmezden gelinecek varlıklar asla değildir. Dolayısıyla başta ülkeyi yönetenler olmak üzere herkesin öğretmenlerimizi sahiplenmesi gerekmektedir. Bu noktada Ayşe Karapınar’a yapılan saldırının sorumlusunun en kısa zamanda bulunmasını ve adalete teslim edilmesini istiyoruz. Öğretmenlerimize yönelik şiddet olayları masa başı kararlarla değil, cesur ve kararlı icraatlarla son bulabilir. Bu konuda Milli Eğitim Bakanlığı’nın son derece duyarlı olması ve gerekli tedbirleri ivedilikle alması, acil eylem planı hazırlaması gerekir. Aksi halde Türkiye’de dalga dalga yayılan bu şiddet olayları karşısında sendikamız gerekirse birkaç günlük iş bırakma eylemleri yapacaktır.”