Sakarya’da bir konferansta konuşan Yeni Şafak Gazetesi yazarı Cem Küçük, "Gülen Cemaatinin önümüzdeki birkaç yıl içinde çöküşünü ve bitişini izleyeceğiz" dedi.

Ab-ı Hayat Öğrenci Topluluğu tarafından organize edilen ve Sakarya Üniversitesi Kongre Merkezinde gerçekleşen "Yeni Türkiye’nin Yol Haritası" başlıklı konferansa, Yeni Şafak Gazetesi yazarı Cem Küçük, Sakarya İl Müftüsü İlyas Serenli ve çok sayıda öğrenci katıldı. Yeni Şafak Gazetesi yazarı Cem Küçük, programda yaptığı konuşmada, “Türkiye eski zamanlara göre çok güçlendi. Eski zamanlarda Türkiye bir şeyler yapmak isteyenleri yargı yoluyla ve basın yoluyla itibarı bitirildi. O günler geride kaldı. Türkiye o günleri aştı ve birazda yalnızlaştı. Türkiye batı bloğu tarafından yalnızlığa iletiliyor. Önümüzdeki 3-4 yıl bu yalnızlık daha da artacaktır. Türkiye’yi yalnız bırakmak ve etkisini hafifletmek için bir çok yol deneyeceklerdir. Amerika ilk önce Gezi Parkı olaylarını başlattı ki, ’Gezi Parkı öyle masum bir olay, 3 -5 tane ağaç meselesi’ filan değildir. Dertlerinin bu olmadığı anlaya biliyoruz. Bundan sonuç alamadılar ve sonuç almaları da mümkün görülmüyordu milletin bu oyunu bozacağı belliydi" dedi.

17 - 25 Aralık’ta Gülen cemaatinin devlet içerisinde odaklanarak polis ve yargı üzerinden operasyonlara giriştiğini ifade eden Küçük, "17 Aralık’taki rüşvet ve yolsuzluk tamamen yoktur diye de bir şey de demek doğru değildir. 25 Aralık’taki operasyonun içi tamamen boştur. Esas amacı da bunların Erdoğan ve etrafını biçip onu bir şekilde önce istifaya zorlamak, bu mümkün değilse oy kaybı yapmak, o da mümkün değilse itibarını iyice sıfırlamak gibi bir amaçları vardı. Bu da boşa çıktı. Millet bu işi bozdu. Gülen cemaati burada çok kritik hata yaptı. Bunu hiçbir devlet, hiçbir toplum yada hiç kimse kolay kolay affetmez. Bunun bir tanesi de MİT TIR’larının durdurulmasıydı. 17 Aralık’ta sonuç vermeyince 7 -8 Ekim provokasyonlarında deneyip Kobani’de bir şekilde Öcalan’ı etkisiz hale getirmek daha sonra sokaklar karışsın anlamına gelebilecek şeyler yapmayı denediler ama buna da çok çabuk Türkiye bertaraf edip yoluna devam etti. Biz bu Gülen Cemaatinin önümüzdeki birkaç yıl içinde çöküşünü ve bitişini izleyeceğiz” diye konuştu.

"Tuncay Güney ve Yalçın Küçük kimdir" sorularına da cevap veren Küçük, “Tuncay Güney bir dönem MİT’in kullandığı biriydi. Gülen Cemaatinin içine konuldu. Gülen cemaati bunu çok çabuk deşifre etti. Ergenekon’da bildiği her şeyi Adil Serdar Saçan eski polis şefine anlattı. Bu adam Türkiye’de tutunamayacağını anlayınca Kanada’ya göç edip papaz filan oldu. Böyledir bu iş yani, sonradan papaz olanların veya din adamlarının çoğu devşirmeye veya ajandır. Yalçın Küçük ise komünisttir. Öcalan’la çalışırken bir dönem Öcalan’a yakındı. Türkiye’nin toprak bütünlüğünü tehdit eden odaklarla iş birliği yapıyordu. Daha sonra hiçbir hükmü kalmadı. Hükmü kalmayınca ona buna saplanıp kaldı. Önemsiz bir adam ama çok derin bir adam değildir. Tuncay Güney daha derin birisidir. Onun dışında hiçbir görüşünü ciddiye almaya değmez diye düşünüyorum” diye konuştu.

"MİT TIR’ların durdurulacağını bilmiyor muydu" sorusu üzerine Cem Küçük, “MİT bunları bilmiyordu. Bilseydi olmazdı bu işler. TIR’ların durdurulmasına gelince bir tane savcı harekete geçiyor ve TIR’ları durduruyor. Buna MİT ne yapabilir. Bunu engelleyecek durumda değildi. Bu Gülen Cemaatinin istihbarı çalışmasını çok hafife almamak lazımdır. Çok güçlü istihbaratları vardır, çok organizedirler” şeklinde konuştu.

"Yasa dışı dinlemeleri Türkiye, önleyecek güçte değil miydi" sorusunu yanıtlayan Küçük, “Türkiye’de herkesi dinlemişler. TİB, yani Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı ellerinde. Savcı, polis, Yargıtay bunlarda, bakanlıklarda en kritik yer bunlardan. Celal Uzunkaya şuan İzmir Emniyet Müdürü. Bu polis Necmettin Erbakan’a yakın bir polisti, Gülen Cemaati yapılanmasına karşı çıktı, onu da dinleyip içeri attılar. Gülen Cemaati o yönden istihbaratı çok güçlüydü. Onun için güçlü değildi” dedi.

Programda Cem Küçük’e bir plaket taktim edildi.