İstanbul Barosu Başkanı Doç. Dr. Ümit Kocasakal, Türkiye’de laikliğin tam anlaşılamadığını kaydederek " ‘Katı laiklik’ diyorlar Laiklik bir yumurta değildir. Bunun katısı, sıvısı, rafadanı olmaz" dedi.

Trabzon’da ‘Zigana Zirvesi’ etkinliği adı altında ‘Laiklik, Din ve Siyaset” konulu bir sempozyum düzenlendi. Felsefe Sanat Bilim Derneği tarafından Maçka ilçesindeki Zigana Tatil Köyü Tesisleri’nde gerçekleştirilen sempozyuma konuşmacı olarak İstanbul Barosu Başkanı Doç. Dr. Ümit Kocasakal’ın yanı sıra Işık Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Bölümü Başkanı ve Felsefe Sanat Bilim Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Örsan Öymen ile Marmara Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurşen Mazıcı katıldı.

Sempozyumda konuşan Prof. Dr. Örsan Öymen, laikliğin tanımı ve tarihi hakkında bilgiler vererek “Mustafa Kemal devrimlerinin önemli unsurlarından biridir devrimlerinden laiklik. Ne yazık ki yeterince anlaşılmadığını, üzerinde yeterince düşünülmediğini ve önerinin yeterince kavranmadığını düşünüyorum. Laiklik, din ve devlet din ve siyaset, din ve hukuk, din ve eğitim işlerinin birbirinden ayrılması ve bunların ayrılması koşuluyla dini ibadet ve inanç özgürlüğünün sağlanması. Din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması dini ortada kaldırmak değildir. İsteyen dindar olur, isteyen dinsiz olur, bu kişinin kendinin özel tercihidir. Ama; devletin dini olmaz, hükümetin dini olmaz, vatandaşın dini olur veya olmaz. Din ve devlet, din ve hukuk, din ve eğitim işlerinin birbirinden ayrılması koşuluyla din ve ibadet özgürlüğü sağlanabilir” dedi.

Soru-cevap bölümünde bir izleyicinin “Laik bir sistemde din eğitimi nasıl olmalıdır?” sorusuna Öymen, “Din bir kere aile içerisinde verilmesi gereken konudur. Din, anlatırken fizik, matematik anlatır gibi bir şey değildir. Din eğitimi aile içi bir konu. Okullarda da anlatılmalı fakat dinler tarihi dersi olmalı, verilen eğitim din içerisindeki tüm mezhepleri de kapsamalıdır. Din dersi zorunlu olmamalı, seçmeli ders olmalıdır” şeklinde cevapladı.

KOCASAKAL’DAN TÜRKİYE “İŞGAL ALTINDA” ÇIKIŞI

İstanbul Barosu Başkanı Doç. Dr. Ümit Kocasakal ise Türkiye’nin şuan işgal altında bir ülke olduğunu iddia ederek “Hiç kimse kendini kandırmasın şuanda Türkiye işgal altında bir ülkedir. Ve bu işgali askerle, silahla değil genetik ve zihinsel bir operasyonla yapılan işgal. Bu halka hesap vermesi gerekeneler var. Ben hayatımda halk dalkavukluğu yapmadım. Şu süreçte kabahati olmayan halktır. Bu millet şuan da kandırılmış durumda. Bu millet bu halk temiz bir durumdadır. Türk toplumu şuan da dolandırılıyor ve kandırılıyor ve ne olup bittiğini anladığında, atacağı tokadın ta Pensilvanya’ndan da Brüksel’den de duyulduğunu hep beraber göreceğiz” diye konuştu.

Türkiye’ye genetik operasyon yapıldığını da belirten Kocasakal, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Türkiye’ye genetik operasyonu yapabilmek için eboladan da daha tehlikeli 3 tane virüs attılar. Özelliği gereği çok hızlı yayılıyor bu virüsler. Bunlardan biri etnik, birisi mezhep, birisi de inanan inanmayan, başı açık kapalı tartışması virüsü. Niye çünkü niye emperyalizme bir tek ulus devlet direnebilir. Çünkü ulus devlet size ortak aidiyet duygusu sağlar. Bize bu virüsler özellikle atıldı. 1991’de terörle mücadele konusunda bazı kanunlar yürürlükten çıktı. İşte olay buradan süzüle süzüle geldi.”

Laikliğin yumurta olmadığının da altını çizen Kocasakal, “Ben laikliğin bu toplumda tam anlaşıldığı kanaatinde değilim. ‘Katı laiklik’ diyorlar Laiklik bir yumurta değildir. Bunun katısı, sıvısı, rafadanı olmaz. Basit bir ayrım var, dini bilimi, teknolojiyi ve hukuku da olması gereken yere oturtmak ve bunları birbirinden ayırmak. Bunları ayırmazsak şuan Suudi Arabistan neyse onun gibi oluruz” şeklinde konuştu.