Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesinde (KMÜ) 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü kapsamında ‘Gazilerimizle Büyük Buluşma’ konulu söyleşi gerçekleştirildi. Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu tarafından organize edilen söyleşi öncesinde katılımcılar Çanakkale Savaşı konulu sergiyi gezdi. 
Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı Konferans Salonunda düzenlenen söyleşiye Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Alaattin Karaca, Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Münir Oktay, Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Fevzi Kılıçel, Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Müdürü Yrd. Doç. Dr. Selahattin Akpınar ve çok sayıda öğrenci katıldı. 

Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan söyleşide Çanakkale Şehitleri anısına Arif Nihat Asya’nın ‘Bayrak’ isimli şiiri bağlama eşliğinde okundu.

“Bugün ölümsüzlük şerbeti içenlerin günüdür”

Söyleşinin açılış konuşmasını yapan Yrd. Doç. Dr. Selahattin Akpınar, “Çanakkale Savaşı’nı anlatmak pek çok şaire dahi nasip olmamışken, benim burada bu savaşı bütünüyle anlatabilmem mümkün değil.” diyerek, Çanakkale Savaşı’nda aynı cephede savaşan iki çocukluk arkadaşının hikâyesini anlattı.  

Yrd. Doç. Dr. Murat Tekin, “Bu önemli günde görmüş olduğunuz onurlanmış askerlerden bir nebze de olsa pay alabilmek amacıyla böyle bir etkinlik yapma ihtiyacı duyduk.” İfadesinde bulunarak, gazilerimizi kürsüye davet etti.

Türkiye Muharip Gaziler Derneği Karaman Şubesi Başkanı Gazi Behiç Baş, gaziler adına ortak bir konuşma yaptı. Gazi Behiç Baş, gazilerin hak uğrunda kan döken, yaralanan, sıhhatini kaybeden, gönüllere taht kuran ulu insanlar ve yüce kahramanlar olduğunu belirterek, “Şehitler ise Allah yolunda canını feda eden, Allah’ın rızasına eren ve o rıza uğrunda ölen gerçek dirilerdir. Bugün ölümsüzlük şerbeti içen şehitlerimizin günüdür.” ifadelerini kullandı.

“Şehit nurlanmış, gazi onurlanmış askerdir”

“18 Mart, Çanakkale’nin geçilemeyeceği, Türk milletinin esir edilemeyeceği, Türk vatanının parçalanamayacağının tüm dünyaya haykırıldığı gündür.” diyen Gazi Behiç Baş, “Ülkemizin bağımsızlığı, bütünlüğü ve cumhuriyet uğruna canlarını hiçe sayarak ölüme koşan şehitlerimizi anmadan geçmek vefasızlık olur. Gazilik Türk vatanseverliğinin, Türk kahramanlığının destanıdır. Gazi, bu kahramanlık destanını yazanlardır. Şehit nurlanmış, gazi onurlandırılmış askerdir.” şeklinde konuştu. 

“Gazilerimize beleşçi gözüyle bakan insanlar var”

‘Gaziler toplumda hak ettiği değeri görüyor mu?’ şeklindeki bir soru üzerine Gazi Behiç Baş şöyle cevap verdi: “Kıbrıs’ta 499 tane şehit verdik. Fakat ilerleyen yıllarda Kıbrıs’a gittiğimizde beklediğimiz saygıyı göremedik. Ülkemizde dahi benim gazim otobüse biniyor ama yanındaki vatandaş ona gazi kartı olduğu için beleşçi gözüyle bakıyor. Senin çocuğun Kıbrıs’a gidip gazi olsaydı beleşçi mi olacaktı? Onurumuzla, gururumuzla yaşıyoruz. Bu rozeti başbakan, cumhurbaşkanı hiçbiri takamaz fakat biz gazi olduğumuz için onurumuzla takarız. Böyle yakıştırmalar duymak bizi üzüyor.”


“Vatana ve bayrağa bağlılık Allah’a bağlılıktan geçer”

Gazi Behiç Baş, 1974 yılında Kıbrıs Barış Harekâtı sırasında yaşadığı olayları ve hatıralarını paylaştığı konuşmasının sonunda gençlerde güzel bir enerji gördüğünü söyleyerek, bu enerjiyi doğru yönde kullanmaları konusunda gençlere tavsiyelerde bulundu. Gazi Baş, “Gençlerimiz okumalı. Okumanın yolu disiplinden geçer. Vatanına bağlılık, bayrağına bağlılık Allah’a olan inançtan geçer.” dedi. 

“Karaman’a uğrayıp annem ve babam ile helalleştim”

Programda Karamanlı Gazi Mustafa Altay harekâta giderken yaşadığı olayları anlattı. Harekât sırasında Ankara Etimesgut’ta asker olduğunu söyleyen Gazi Altay, yolculuk esnasında Karaman’da mola verdiklerini belirterek şöyle devam etti: “Karamanlı olduğum için annemi ve babamı görmek amacıyla komutanımdan izin istedim. Komutanım harp kanunları başladığı için bana izin veremeyeceğini söyledi. Bu esnada çocukluk arkadaşımla karşılaştım ve kendisinden annem ile babamı yanıma getirmesini istedim. O da beni kırmayarak bu isteğimi yerine getirdi. Orada annem ve babam ile konuştuk ve helalleştik.”

Söyleşi, gazilerimiz Behiç Baş, Ali Özcan, Osman Tok, Zekeriya Özkal, Mustafa Altay, Fevzi Ünal ve İsmet Turgut’a teşekkür belgesi verilmesinin ardından son buldu.