Dr. Martin Luther King.

         Hani şu Afrika asıllı Amerikalı olan Baptist Papaz. Başta dini inancı olmak üzere, ne rengi milleti ne de nereli olduğu beni hiç mi hiç ilgilendirmiyor. Beni ilgilendiren ve sizi de ilgilendirmesi gerektiğini düşündüğüm yanı “I HAVE A DREAM” tarafı. Yani onun 1963’te 200 bin kişiye hitap ettiği o meşhur konuşmasının başlığı. BİR HAYALİM VAR!

              
          “Bugün size diyorum ki, dostlarım, şu ânın getirdiği güçlüklere ve engellemelere rağmen bir rüyam var benim” ile başlayan veGün gelecek, dört küçük çocuğun, derilerinin rengine göre değil, karakterlerine göre değerlendirildikleri bir ülkede yaşayacaklar” diye devam ettirip zenciler adına kısmen de olsa özgürlükten bahsettiği o meşhur konuşma.

            
           Yıllar önce zenci eşittir ya da eşit bile değildir köleye anlayışından siyahi bir başkanın idaresindeki Amerika’ya geçişin belki de en önemli sembolü. Bu hususla ilgili rahmet elçisi peygamberimiz zaten yıllar önce bu meseleyi çözmüşken Martin Luther’de kim olur diyeceksiniz belki. Ama benim derdim peygamberine inanıp lakin onu tam dinlemeyen ya da dinler gibi yapan  bir topluluğa –ki o topluluk biziz- , peygamberimizi hiç mi hiç dinlemeyen ama siyahi bir papazı dinlemekten geri durmayan bir topluluktan örnek vermektir.

          

           Evet onun bir hayali varmış ve öldükten yıllar sonra hayali eksikte olsa gerçekleşmiş ya da gerçekleşmenin eşiğinde. Sizin hayaliniz ya da hayalleriniz nedir bilmiyorum ama benim bir hayalim var. Aslını söylemek gerekirse hepimizin hayali olan ve bir gece yeryüzüne indirilen o ilahi mesajı ne sadece duymak ne de sadece dinlemek. Eyvah demeden evvel anlayabilmek ve anlatabilmek. Bu eyvah ki Ruz-i Mahşerde din gününün sahibi olan Allahın; “Ben sana ilk olarak “OKU” demiştim okudun mu peki ey kulum” sualine muhatap olduğumuz andır ki Mevla kimseye eyvah dedirtmesin.

             

          Peki nedir “OKU” emrinden hareketle varmaya çalıştığım o hayal ya da hayalim. Hani herkesin sürekli okumanın ve okutmanın öneminden dem vurduğu şu dönemde, ne hikmetse yine nerede ise çoğumuzun okumak denen o ilahi emri/talebi/davranışı bir türlü sergilemediği /sergileyemediği içler acısı halimiz ve o halimizden bir gün kurtulup herkesin hem de herkesin okuduğu bir  Karaman ve belki de herkesin okuduğu bir Türkiye’dir hayalim.

      Doğru ya. Ben kim bu koca hayali gerçekleştirmek kim değil mi. Çünkü ben binlerce insanı ve belki de milyonları etkileyip peşinden sürüklemiş/sürükleyecek biri değilim. Meşhur bir âlim, ünlü bir sanatçı da değilim. Hatırı sayılır bir iş adamı, devlet büyüğü ya da kitleleri yoluna yoldaş etmiş tarikat  lideri hiç değilim. Ama bildiğim bir şey var ki, ben Külli şey- in Kadir olan Halık-ı Zülcelal’in yeryüzündeki halifelerinden biriyim. Ben ahseni takvim üzere -yani  mükemmelce- yaratılmış bir insanım. Niyet hayr olunca akıbetin hayr olunacağını iyi bilen biriyim. En önemlisi "Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyi niçin söylüyorsunuz?" hükmünce  kendi okumadığı halde okuyan bir Türkiye hayali kurmanın berhava bir heves olacağını bilen ve bu yüzden  okuyan ve okumaya çalışan biriyim.

             Yani…Aslında… Şayet…Ezcümle !

          “Bir çiçekle bahar gelmez ama bütün baharlar bir çiçekle başlar” diyor ya adam gibi adamın biri. İşte öyle. Ben o baharın gelişine vesile olabilmiş milyonlarca çiçekten sadece biri olabilirsem ne mutlu. İnanıyorum ki bir gün gelecek Karaman başta olmak üzere bu topraklar üzerinde yaşayan herkes “Bütün kitaplar bir kitabı anlayabilmek için okunur” kelamınca, o günden gerü herkes divanda, dergahda, bergahda ve dahi her yerde kitap okuyor ve okutuyor olacak .

               Evet, I have a dream’. ‘Benim Bir Hayalim Var’!