İslami değerlerimiz, sapkın ve İslamcı geçinen bozuk zihniyetler yüzünden yozlaşıyor. İslamiyet çatısı altında cereyan eden bazı olaylar, İslami değerleri yansıtmamasına rağmen dünya ülkeleri ve insanları tarafından İslami değer olarak kabul ediliyor. İslamiyette asıl olan, insanlığın huzur ve barış içerisinde yaşamasıdır. Ancak, değerlerimize tam anlamıyla sahip çıkamadığımız için ve bizim bu zayıflığımızı tespit edip bu zayıflığımızdan bizi vuran gruplar ve bu grupların arkasında da bazı yabancı güçler yıllar boyunca gölgemiz oldu. Şimdi de Irak Şam İslam Devleti bu etkiyi İslam ümmeti üzerinde göstermeye başladı. İslam inancıyla yaşayan insanlar yıllar boyunca gittikleri ülkede terör örgütü üyesi olarak karşılandı. Hava limanlarında ve gümrüklerde daha ayrı bir itina gösterilerek arandı ve çoğu zaman hor görüldü. İslam ümmeti olarak bu tabuları yıkmak yine bizim elimizde. Her ne kadar da İslam düşmanı olup da İslamiyet’i yaşadığını söyleyen terör örgütleri olsa da bunlara kulak asmadan İslamiyete tüm inancımız ve tüm kuvvetimizle sarılıp dosdoğru şekilde İslamiyet’i yaşamalıyız.


Peygamber Efendimiz (s.a.v) döneminde Müslüman olmayan kimseler aralarında yaşanan kargaşalara çözüm bulabilmek için, inanmadıkları dinin peygamberi olan İslam Ümmetinin Peygamberi ve Allah'ın (c.c) habibi olan Hz. Muhammet’e (s.a.v) başvuruyordu. Çünkü o yalan söylemezdi. Yine müşrikler hiç tereddütte kalmadan Peygamber Efendimize (s.a.v) eşyalarını emanet ederlerdi.


Günümüzde İslamiyet’in geldiği noktaya baktığımız zaman ise, durum öyle acı bir hal aldı ki, insanlar artık Müslümanım derken düşünür hale geldi. Çünkü İslamiyet, en derin yerinden terör damgası yedi. Bu damgayı da İslamiyette çok önemli bir yere sahip olan “Cihad” kavramıyla yedi.  Cihad silah kuşanıp ben “Müslüman değilim ve olmayacağım” diyen, ve Müslüman olmadığı için seyyar pazarlar kurulup o pazarlarda Müslüman olmayan kadınları satmak değildir. Yine Cihad, Müslüman olmayan erkeklerin ellerini arkadan bağlayıp, kafalarına çuval geçirerek kahpece kelle kesmek ve kafaya silah dayayarak can almak değildir. Cihad yapan insanlığa örnek olmaktır. Huzurun barışın güzelliğin temelini inandığın din ile atarsan, sen zaten her anlamda Cihad yapmış olursun. Ülke olarak fert olarak İslamiyet’i gerekleriyle yaşa, yaşa ki insanlık görsün Cihad nedir, ne değildir.


IŞİD Musul’da kurduğu bir ofiste 5 bin dolara Ezid-i kadınları pazarlıyor. Ben Müslümanım diyen bir anlayış bunu nasıl yapabilir? Bu hangi semavi dinde var ki İslamiyette olsun. Zayıflıklarımız başımıza dert oluyor. Sahip çıkamadığımız ve dünyaya doğruca tanıtamadığımız dinimizi,  Müslüman geçinen bir örgüt tüm dünyanın gözünde yerle yeksan ediyor.


Yaşanılan bu kötü olayların biran önce son bulmasını ve IŞİD’in kontrolü altında olan bölgelerde yaşayan insanların acılarının son bulmasını Allah’tan diliyorum.