Hak-İş Genel Başkanı Arslan: - "Sendikalı iş yerlerindeki iş kazalarında ölüm oranı yüzde 2 civarlarında. Sendikasız olan iş yerlerinde iş kazalarındaki ölüm oranı ise yüzde 98.
Ölümlü iş kazalarının yüzde 95'i önlenebilir kazalar. Önlenebilir bir kaza ve sendikanın olduğu yerde bunlar asgariye iniyor"

- "Karaman'da da insanlar 10 saat, 12 saat çalışıp, sendikalı olmayı reddediyorlar. Sebep; o fabrikadan çıkarsa başka fabrikaya girme şansı yok. Bu yapıyı da bizim değiştirip, dönüştürmemiz lazım"

 Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, sendikalı iş yerlerindeki iş kazalarında ölüm oranının yüzde 2 civarlarında olduğunu, bu oranın sendikasız olan iş yerlerinde ise yüzde 98 olduğunu belirterek, "Ölümlü iş kazalarının yüzde 95'i önlenebilir kazalar. Önlenebilir bir kaza ve sendikanın olduğu yerde bunlar asgariye iniyor" dedi.

Arslan, bir düğün salonunda gerçekleştirilen Hizmet-İş Sendikası Karaman Şubesi 4. Olağan Genel Kurulu'nda, sendikal dünyayı kendilerine rakip gören bir anlayışın yerine, sendikal dünyayla birlikte çalışılacak bir anlayışı hakim kılmaları gerektiğini söyledi.

Bunu başarabilecek irade ve kadrolarının olduğunu ifade eden Arslan, şunları kaydetti:

"Bir türlü uzlaştırmayı gerçekleştiremiyoruz. Her yaşanan iş kazasından sonra şu tartışılır, sorulur; 'Acaba iş kazaları, ölümlü iş kazalarında sendikalı iş yerleri ile sendikasız iş yerleri arasında bir kıyas yapar mısınız?'  Sendikalı iş yerlerindeki iş kazalarında ölüm oranı yüzde 2 civarlarında. Sendikasız olan iş yerlerinde iş kazalarındaki ölüm oranı ise yüzde 98. Ölümlü iş kazalarının yüzde 95'i önlenebilir kazalar. Önlenebilir bir kaza ve sendikanın olduğu yerde bunlar asgariye iniyor. Peki burada kaybettiklerimiz kimler? Hayatlarının baharında, rızık için, ekmek için, alın teri döken, gencecik çocukları ölüme gönderiyorlar. Daha sonra onların tabutlarının başında gözyaşı dökülüyor. Birbirimizi suçluyoruz. Birileri suçlu ilan ediliyor. Bence bu bizim terk etmemiz gereken bir yaklaşım."

- Ermenek'teki maden faciası

Arslan, konuşmasında Karaman'ın Ermenek ilçesindeki maden ocağında meydana gelen, 18 işçinin yaşamını yitirdiği maden faciasına da değinerek, kendisinin de Ermenekli olduğunu, Ermenek ve bölgesindeki şartları çok iyi bildiğini dile getirdi.

O bölgede yaşamanın 2 temel kuralı olduğunu vurgulayan Arslan, "Ya gidip bu ölüm ocaklarında çalışacaksınız ya da sırt çantanızı alıp yaban ellere göç edeceksiniz. Yoksulun, fakirin, bağ, bahçesi olmayanın, orada başka türlü yaşama şansı yok. Yaşarlar, hakikaten gözyaşıyla huzursuzlukla yaşarlar" diye konuştu.

İlçedeki kömür ocaklarının 1960'lı yıllarda açılmaya başlandıktan sonra yoksulların memleketlerinden göç etmeyi bırakıp oralarda çalışmaya başladığını anlatan Arslan, kömür ocaklarını işletenlerin, yoksulların ocaklarda mecburen çalışacaklarını bildiği için, insani hiçbir temel koruma yöntemlerini uygulamadan, işçileri bilerek, adeta planlayarak ölüme göndermiş olduğunu belirtti.

Arslan, bu ocaklarda çalışanlarla defalarca bir araya geldiklerini ve onları sendikalı olmaya çağırdıklarını ifade ederek, ağır ilkel şartlarda çalışan bu bölgenin insanlarına sendikayı, sendikalaşmanın önemini anlattıklarını bildirdi.

- " Özel sektörde de sendikalaşmayı yaymamız lazım"

Madencilerin kendilerine, "sendikalı olalım da işsiz mi kalalım?" dediğini aktaran Arslan, şöyle devam etti:

"Bize, 'İşten atılmayı geçtik, diğer ocaklarda da işe almıyorlar' diyorlar. 'Peki göç mü edelim?  İyi kötü burada sigortam var. Erken emekli olma şansım da var. Vardiya dışında evimin başındayım' diyorlar. Asgari ücretle ölüme doğru yürüyorlar. O yüzden bu gidişata da bizim 'dur' deme sorumluluğumuz var. Çaresiz insanlar ölüme gidiyor. İşte Karaman'da da insanlar 10 saat, 12 saat çalışıp, sendikalı olmayı reddediyorlar. Sebep; o fabrikadan çıkarsa başka fabrikaya girme şansı yok.  Bu yapıyı da bizim değiştirip, dönüştürmemiz lazım. Önyargıları ortadan kaldıralım. Özel sektörde de sendikalaşmayı yaymamız lazım. Bunun için herkese büyük görevler düşüyor."

KARAMAN (AA)