Cuma namazından sonra Aktekke'de toplanan Sivil Toplum Platformu'nun yaptığı basın açıklaması şu şekildedir;

Mısırda müslüman kardeşlerimizin direnişi zaferle sonuçlanacaktır.1
 Yıl önce Mısır’da yaşanan Arap baharının ardından halkın özgür iradesiyle seçim kazanarak Mısır Cumhurbaşkanlığına seçilen Muhammet Mursi’nin ve ona bağlı sivil yönetimin Mısır ordusu tarafından görevden uzaklaştırılması kabul edilemez bir durumdur. Darbeler silah gücüyle halk iradesini yok saymanın ve halkın sesini kesmenin adıdır. Bu bakımdan her darbe zorbalık olduğu kadar bir alçaklıktır. Ne yazık ki Mısır’da demokrasiyi hazmedemeyenler darbeye çanak tutmuş ve askeri cuntaya boyun eğmek suretiyle alçaklığı ve yeniden firavunlaşmayı tercih etmiştir.

Mısır darbesi içeride firavunların dışarıda küresel güçlerin oyunudur

Mısır’ı iç çatışmalara sürükleme riski oldukça yüksek olan bu darbe Mısır ordusunun salt iradesi ile değil, Müslüman bir sivil yönetiminin Mısır’ın başında olmasını ve bu yönetimin Türkiye ve Filistin halkına yakınlaşmasını çekemeyen içeride firavunların dışta küresel aktörlerin kirli oyunlarının bir parçası olarak gerçekleşmiştir. Çünkü İslam ülkelerinde cereyan eden darbelerin, iç çekişmelerin ve hatta iç savaşların hiç birisinin emperyalist küresel güçlerden bağımsız olarak gerçekleşmediği görülmüştür.

Onun için demokrasi havariliğini kimseye kaptırmayan BM, AB ve ABD ‘NİN Mısır askeri darbesini kesin bir dille kınamaktan bile kaçınmaları hatta darbeyi onaylar mahiyette tavırlar sergilemeleri bu iddiayı doğruladığı gibi bu darbeleri de meşrulaştırılan bir olaydır.

AB ve ABD’nin demokrasi ve dostluk anlayışı sorgulanmalıdır.

Çünkü demokrasi adına Kaddafi’nin diktatörlüğüne Saddam’ın Krallığına tahammül gösteremeyen bu ülkelerde taş üstünde taş gövde üstünde baş bırakmayan Suriye’de kendi halkının kanını dökmeyi meziyet sayan Esed’e demokrasi ve seçim çağrısı yapmaktan öteye gidemeyen BM, AB ve ABD yine Mısır’da halkın desteği ile göreve gelen Cumhurbaşkanı Mursi’yi darbeyle deviren ve anayasayı askıya alan cuntacılara demokrasi adına sessiz kalabiliyor. BM, AB ve ABD ‘NİN Ortadoğu ve İslam ülkelerine her şey insan için değil, her şey İsrail için politikasını izliyor. Onun için bu ülkelerin demokrasi konusundaki çifte standartları ve samimiyetleri mutlaka sorgulanmalıdır. Kurtuluşu hala batıda görenler batının dostluğunun hangi anlama geldiği konusuna mutlaka kafa yormalıdır. Suud’un, Birleşik Arap Emirliklerinin ve İran’ın tavrını da şiddetle kınıyoruz.

Batı için öncelik demokrasi değil kendi çıkarlarıdır

Batı için önemli olan İslam ülkelerinde halk iradesini temsil eden yöneticilerin işbaşına gelerek, halkın özgürlük alanlarının genişletilmesi düşünce ve ifade hürriyetinin sağlanması değil, Batı için önemli olan Batının çıkarlarını gözetecek işbirlikçi yönetimlerin iş başına gelmesidir. Bir İslam ülkesi kendi içinde ne kadar huzur ve refah içinde olursa olsun Batının çıkarlarına hizmet etmiyorsa Batı için tehlike arz etmektedir. Irak bunun için işgal edilmiştir. Libya bunun için parçalanmıştır. Gezi Olayları bunun için tertip edilmiştir. Mısır’ın başına gelen Müslüman bir Cumhurbaşkanının iş başından uzaklaştırılması bunun için yapılmıştır.

Müslümanların dağınıklığı küresel aktörlerin emellerini kolaylaştırıyor

Batılı emperyalist güçlerden her birinin İslam ülkeleri üzerinde ulaşmak istedikleri emelleri vardır. İslam ülkeleri ile ilgilenmeleri oralara demokrasiyi taşımaları arzularından kaynaklanmıyor. ABD’nin Irak’ı işgal etmesi, bir buçuk milyon Iraklıyı katletmesi, tarihini ve kültürünü yok etmesi Irak’a demokratik düşünce anlayışını yerleştirme isteğinden kaynaklandığı söylenebilir mi? Afganistan’daki varlığı Afgan halkına duyduğu sevgiden olabilir mi? Libya’nın yerle bir edilmesi Libya halkını Kaddafi’den korumak, demokrasi ile kucaklaştırmak olabilir mi?

Demokrasi amaç değil çıkarları korumak için bir araçtır

Hayır, amaç ne demokrasi, ne de İslam ülkelerinin huzur ve refahının sağlanmasıdır. Demokrasi sadece batının amaçlarına ulaşmak için kullandıkları bir araçtır. AB ve ABD bu amaca ulaşmak için askeri çıkarma yapma ve silah kullanma yöntemini seçmiyor.

Müslümanları birbirine düşürerek iş savaş yöntemiyle Müslüman’ı, Müslüman’a kırdırarak, yer altı yer üstü zenginliklerini yaktırarak, yıktırarak arzularını gerçekleştiriyor. Böylelikle hem silah satıyor. Hem o ülkenin yeniden inşasında payını alıyor. Hem de ekonomik açıdan sürekli kendine bağımlı kılıyor.

AB ve ABD’nin dostluğunu kazanmanın ve sürekli dost kalmanın tek yolu iç ve dış politikanızı onların emir ve istekleri doğrultusunda belirlemenizdir Çıkarları bittiğinde tabir caizse öküz ölür ortaklık biter. Mısırdaki olayın iç yüzü budur. Gezi Parkı olayı üzerinden ülkemizde oynanmak istenen oyunun gerekçesi de budur.

Domuzdan post AB ve ABD’den dost olmaz.Çünkü Yüce Allah Sen onların dinlerine uymadıkça, Yahudi ve Hıristiyanlar senden kesinlikle hoşnut olmazlar. Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları dostlar edinmeyin. Onların bazısı, bazısının dostlarıdırlar. İçinizden kim onları dost edinirse şüphe yok ki, o da onlardandır. Muhakkak ki Allah o zalimleri hidayete, doğru yola iletmez." Ayetleri ile bizleri uyardığı halde dostlarımızı düşman, düşmanlarımızı da dost olarak seçiyoruz. Onun içinde hem dünyamızı hem de ahretimizi mahvediyoruz.

Oyunu bozmanın tek yolu Müslümanların birliği - beraberliğidir. Kardeşliğidir. Bu iki formülden uzaklaştığımız sürece ecnebilere yem olmaktan asla kurtulamayız. Şu hadisi şerif yolumuzu aydınlatmak için yeterli bir ikazdır.

Yakın bir gelecekte köpeklerin yalak çanağına üşüştükleri gibi ecnebiler üzerinize üşüşeceklerdir. Sahabeden birisi sorar. Ya Resulellah o gün bizim azlığımızdan mı öyle olacaktır. Peygamberimiz: O gün siz sayı itibariyle daha çok olacaksınız. Lakin siz selin üzerindeki çer çöp gibi dağınık bulunacaksınız. Bu sebepten dolayı Allah O gün düşmanlarınızın kalbinden sizden korkma ve size karşı saygılı olma durumlarını çekip alacaktır. Sizin kalbinize de Vehn salacaktır. Vehn nedir? Diye sorulunca da Peygamberimiz: Vehn, dünyayı sevmek ölümden hoşlanmamaktır buyurmuştur.

Çözüm Avrupa’nın kalleşliğinde değil Müslümanların kardeşliğindedir

Çözüm Avrupa’nın kalleşliğinde değil İslam kardeşliğindedir. Irak’ın işgalinden, Libya’nın dağıtılmasından Afganistan’ın, Pakistan’ın yaşantısından ve Suriye’nin halinden ders almayan İslam Ülkelerinin halkları ve yöneticileri ya silkinip kendilerine gelecekler ya da işgal edilmek için gün sayacaklardır. Mısır darbesi karşısında BM, AB ve ABD’nin tutumu Müslümanları birleştirmek için bir milat olmalıdır. Bütün Müslümanlar bir binanın tuğlaları gibi, bir bedenin uzuvları gibi bütünleşmelidir. Gün Mısır’a sahip çıkma, gün Muhammet Mursi’nin yanında olma günüdür.

****Direnişe devam Mursiye selam…

Karaman Sivil Toplum Platformu