Nazmiye (64) ile Ali Gözbaşı (66) çifti, 44 yıl önce hayatlarını birleştirdi. Çok istemelerine rağmen evlat sahibi olamayan çift, Nazmiye Gözbaşı'nın yeğeni İsa'yı bir yaşındayken evlat edindi. Çift, bir yıl önce maden ocağındaki su baskını sonucu 23 yaşındaki oğullarını kaybetti.
Emekli maaşı ve çiftçilikle geçimlerini sağlayan Gözbaşı çifti, yaşamını yitiren madencilerin ailelerine sağlanan evi istemedi, büyükbaş hayvan desteğini almadı.
Kendilerine yardım olarak verilen 105 bin lirayı da Ermenek Kaymakamlığının yaptıracağı Kur'an kursu için bağışlayan çift, son olarak da cami inşası için kendilerine ait bahçe ve arsayı verdi.
Toprağı Elleriyle Kazmıştı
Maden kazasının ardından arama kurtarma çalışmaları sırasında "Su çabuk boşaltılsın" diye toprağı elleriyle kazarken çekilen görüntüsüyle hatırlanan Nazmiye Gözbaşı, her gününün zindanda gibi geçtiğini söyledi.
Evladının kaybıyla hayattaki en büyük dayanağının elinden gittiğini belirten Gözbaşı, "Onun yokluğuna alışamıyorum ama elimden de bir şey gelmiyor. Gözüm yollarda, hala sanki ocaktan gelecekmiş gibi bekliyorum. Beş dakika geç gelse 'Nereye gitti, nerede kaldı' diye hemen telefon ettirirdim. Ne ses, ne haber var. Sağıma, soluma bakarım. Yapacak hiçbir şeyim yok" dedi.
Gözbaşı, "Ömrüm yeterse camisiyle Kur'an kursunu yaptırmayı düşünüyorum. Parada pulda gözüm yok. Günlerce eski gezeyim, yayan yürüyeyim, yavan yiyeyim. Yeter ki Rabbimin emrini yerine getireyim, hayır işleyeyim. Elimden gelse daha fazla veririm. Helal olsun. Ayağıma çarık giyip oranın inşaatında çalışanlara yardım etmek isterim" ifadelerini kullandı.
"Rüyama girse sarılıp öper, koklarım"
Geçimlerini az da olsa elma, kiraz, pekmez satarak ve eşinin emekli maaşıyla sağladıklarını bildiren Gözbaşı, "Yeter ki cami ve Kur'an kursu yapılsın. Kendi ellerimle tuğlasını aktarmak isterim. Mekanı cennet, kabri nur olsun. Huzur içinde yatsın. Allah oğlumun rütbesini yükselttikçe yükseltsin" diye konuştu.  
Gözbaşı, şunları kaydetti:
"Evladım rüyama girse sarılıp öper, koklarım. Ben oğlumu burada mutlu edemedim, Rabbim inşallah orada mutlu eder. Arabası olmasını çok isterdi, alamadım. Çok rezil oldu. Aklıma geldikçe ciğerlerim paramparça oluyor. Arabayı almaya gücüm yoktu. 'Evlendirelim de araba sonraki iş' derdik. Mekanı cennet olsun. İçkisi, kumarı, hiçbir şeyi yoktu. Kömür ocağı benim hayatımı zindan etti. Erken emeklilik için ocağa girmişti. Kömür ocağı hayatımı kararttı, dünyamı zindan etti. Oğlum elimin değneği, ciğerimin köşesi, kalbim, gören gözüm, tutan elim, yürüyen ayağımdı. Her şeyimdi o benim."