Türk Ocakları Karaman Şubesi’nin tertip ettiği “Türk Milletine Çağrı” konferansı Karaman Yunus Emre Konferans Salonunda gerçekleşti. Konferansın konukları Devlet (E) Bakanı Sadi SOMUNCUOĞLU İLE A.Ü.Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Yeni Türk Edebiyatı Anabilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Nurullah ÇETİN idi.

Yunus Emre Konferans Salonunda düzenlenen konferansa Eski Karaman Belediye Başkanı Yaşar Evcen, Türk Ocakları üyeleri ve davetliler katıldı. Programa başlamadan önce sürekli olarak mehter marşı çalındı. 

Sunuculuğunu Cihan KARAKIŞLA’nın yaptığı program saygı duruşu ve İstiklal Marşı nın okunması ile başladı. Daha sonra Karaman Şube Başkanı Yunus TURAN tarafından açış konuşması yapıldı. Yunus TURAN açış konuşmasına Karaman’ın kültürel hayatına yaptıkları katkıdan ve asil duruşlarından dolayı katılımcılara ve misafirlere teşekkür ederek başladı.
Ülkenin sıkıntılı bir dönemden geçtiğini ve artık saldırıların direkt olarak değerlerimize yönelik olduğu ancak Türk milletinin bu sıkıntıları atlatacağını, tarihte böyle olduğunu söyledi. Tarihte kurulan hiçbir Türk Devletinin bahşedilmediğini, sınırlarının kanla ve bedel ödenerek çizildiğini, ABD dışişleri başkanının BOP çerçevesinde 22 ülkenin sınırlarının değiştirileceğini söylese de Türk Milletinin buna izin vermeyeceğini ifade etti. “Bayrağı yere düşürmeyeceğiz, son damla kana kadar buna izin vermeyeceğiz” dedi. Konuşmasının devamında Türk milletinin her bir ferdinin birlik olması gerektiğini söyledi.
Aynı zamanda 8 Haziran günü Ülkücü Şehit Yusuf İMAMOĞLU’nun ölüm yıldönümü olması nedeniyle, şehidin hayatından bahsetti. 21 yaşında bir çınar olduğunu ve kahraman olarak şahadete erdiğinden bahsetti. Öldürüldüğünde ambulansın üniversiteye sokulmayarak kan akıta akıta canını verdiğini, cebinden 35 kuruş para çıktığını, otopsi sonucunda da üç gündür hiçbir şey yemediğinin anlaşıldığını belirtti. Onun anısına Kur’an okunmasını istedi.
Türk Ocağı Karaman Şubesi Yönetim Kurulu Üyelerinden Din Kültürü Öğretmeni Sayın Ziya HOTAMIŞLI tarafından Kur’an okunmasının ardından Devlet (E) Bakanı Sadi SOMUNCUOĞLU; “MİLLETİMİZ BÖLÜNEMEZ, DEVLETİMİZ, VATANIMIZ PAYLAŞILAMAZ" konulu mükemmel bir sunum yaptı.
Sadi SOMUNCUOĞLU; Türkiye'nin içinde bulunduğu siyasî durumun bir panoramasını çizerek içinde bulunduğumuz buhranı atlatmak için çözüm yollarını gösterdi. “Bu meselelerin üstesinden gelebilmek için millî ve manevî değerlerimize sahip çıkararak birlikte hareket etmek, vatanımıza ve devletimize sahip çıkmak, Anayasa'dan Türk adının çıkartılmasına engel olmak, Türk milletinin egemenlik hakkını kimse ile paylaşmamak, vatanımızı böldürtmemek, birlik ve beraberliğimizi zedeleyecek her türlü girişimi engellemek millî bir vazifedir. Herkesin yapabileceği bir şey vardır. Herkes elinden geleni yapmak zorundadır. Bunu yaparken zorlayıcı yaklaşımlardan vazgeçilmeli, ikna metoduna yönelmelidir. İnsanların anlayış ve görüşlerinin değiştirilmesi için sabırla, defalarca, tekrar tekrar anlatılması gereklidir.” Dedi.
Sadi SOMUNCUOĞLU’nun ardından Prof. Dr. Nurullah ÇETİN; “MANKURT SEFALETİNDEN BOZKURT ASALETİNE:TÜRK YÜRÜYÜŞÜ” konulu mükemmel bir sunum yaptı.

Nurullah ÇETİN; mankurtlaştırma siyasetinden bahsetti. Mankurtun ne olduğunu açıkladı. “Mankurt tabirini ilk kullanan Kırgız yazar ve devlet adamı Cengiz Aytmatov'dur. Aymatov, "Gün olur Asra Bedel" adlı romanında olayı şöyle anlatmaktadır. Naymanlar ile Kırgızlarbir biriyle çarpışan iki kabiledir. Bir gün Naymanlardan bir genç Kırgızlara esir düşer. Esir düşen gencin başına ıslak kuzu deris geçirilir ve günlerce çölde aç susuz bırakılır. Bu esnada genç şuurunu kaybeder. Adını, sanını ve milliyetini unutur. Kendisine yeni efendileri ekmek ve su getirir. Ona sen Nayman değilsin. Sen şusun, busun denilir ve tamamen kimlikleri yok edilir. Aymatov, 1850 yılından beri Rusların Türk ülkelerinde bu siyaseti güderek Türk gençlerini mankurtlaştırdığını, gençlerin zeki olanlarını seçerek kendi politikalarına uygun okullarda okuttuklarını ve daha sonra ülkelerine göndererek kendi emirleri doğrultusunda hareket eden yöneticileri iş başına getirdikleri ve Türk ülkelerinin zenginliklerini, ekonomisini ve sosyal ve idari yapısını ele geçirdiklerini çok veciz bir şekilde anlatmaktadır,” dedi. 
Nurullah ÇETİN, batı emperyalizminin en büyük fikri dayanağının kendilerinden olmayan başka milletleri köleleştirmek olduğunu vurguladı. Bunu yapmak için başka milletlerin gençlerini kendi menfaatleri doğrultusunda eğiterek, yöneticileri vasıtasıyla o ülkelere hükmettiğini, milletleri oluşturan etnik gurupları mezhep ve etnik olarak kışkırtıp zayıf bir ülke konumuna getirdikten sonra oraya yerleştiğini ifade etti.
Nurullah ÇETİN; “mankurtluktan kurtularak bozkurt gibi hür, bağımsız yaşamamız gerektiğini”  söyledi. Şirazlı Şeyh Sadi'nin eserinde geçen Kurt ile köpek hikâyesini veciz bir şekilde anlatarak tam bağımsızlık ilkemizden asla vazgeçmemiz gerektiği, devletimize ve milletimize dayatılan bölücü fikirlerin daima karşısında olmamız gerektiğini vurguladı.
Program, hediyelerin takdiminden sonra son buldu. Program sonrasında Nurullah ÇETİN kitaplarını imzaladı. O gece Karaman’da misafir edildi ve ertesi gün uğurlandı.