Karaman Sağlık-Sen İl Başkanı İdris Güneş Yargıtay'ın kararının gerçekleri ortaya çıkardığını ifade ederken, malum sendikanın bu tür boş işlerle uğraşmasına çok üzüldüklerini ve kendilerine bir kez daha “Geçmiş olsun'' dileklerinde bulunarak açıklamasının devamında;''Yetkili oldukları 7 yıl boyunca sağlık ve sosyal hizmet çalışanları adına elle tutulur hiçbir kazanım elde edemeyen ve “Dostlar alışverişte görsün” sendikacılıkları mazide kalanlara bir tokat da yargıdan geldi. Üç sene önce yetkiyi kaybettikleri zaman “Biz nerede yanlış yaptık?” diye kendilerini sorgulamayı akıl edemeyenlerin avukatçılık oynayarak hukuki yollarla elde etmeye çalıştıkları bahaneler de boşa çıktı.

Hatırlanacağı gibi 2009 yılından beri anlattıkları “Neredeyse biz yetkili oluyorduk!” fıkrası hepimizi çok güldürmüştü. Nihayet bu komik ve asılsız söylemlerin sonuna geldik. Sendikacılığı bir kenara bırakıp abaküsle üye hesabı yapanların ve teşkilatına anlatacak bir şey bulmaya çalışanların Yargıtay’dan hayal ettikleri cevap ne yazık ki gelmedi.
Malum sendikanın; müflis tüccarın eski defterleri karıştırması gibi ortaya attığı mesnetsiz iddialarının çürük olduğunu zaten herkes biliyordu. Aslında 2009 yılında kıl payı kaçırdıklarını düşünerek soyundukları sözde yetki savaşını kazanma ümitleri 2010 yılında bitmiş olmalıydı. Çünkü 2009 yılında yaklaşık 2 bin olan fark, 2010
yılında 10 binli rakamlara ulaşmıştı. 2011 yılında ise makas iyice açılmış ve 42 bin fark ile malum sendikanın ciddi bir kan kaybı içinde olduğunu ortaya çıkarmıştı.
Bugün bu farkın dile kolay 100 bine yaklaşması ise kendilerini içinden çıkılmaz bir hezeyana sürüklemiştir. Sağlık ve sosyal hizmet çalışanları adına iki kez toplu görüşme masasına oturan Sağlık-Sen’in kazanımları ile içinde “sağlık” ve “sosyal hizmet” kelimelerini bulmakta zorlandığımız 7 yıllık sözde eski yetkili sendikanın altına imza attığı tutanakları kıyaslamak bile mümkün değil.
Sağlık-Sen’in ortaya koyduğu etkin sendikal mücadeleye destek veren sağlık ve sosyal hizmet çalışanları, gün geçtikçe büyüyen ailemize omuz vermeye devam ediyor. 85 Şube Başkanlığımızdaki tüm yönetim kurulları, yoğun şekilde saha çalışmaları ile sendikacılığın hakkını veriyor. Temsilcilerimiz ve üyelerimiz ile bir bütün olan Sağlık-Sen teşkilatımızın gündeminde sorunlardan nemalanmak değil, sorunları çözmek var.
Aklı 2009’da takılı kalmış olanları rahatlatıyoruz!
Birileri sendikacılığı, çıkar hesaplı küçük dünyalarına hapsetmeye çalışırken bizler emeğin hakkını arıyoruz. Bazıları yalana-dolana sendikacılık derken, bizler aldatmayan ve aldanmayan sendikacılık ilkemizle, emaneti taşımada ehil kalabilmenin yollarını arıyoruz. Bizler “müspet hareket” ilkesiyle hizmet etmeyi seçiyor, sadece ve sadece hitap ettiğimiz kitlenin desteğini, güvenini ve dualarını arıyoruz.
Malum sendikanın 2009 yılında “Bir karışıklık olmuş sanki... Ben yenildim ama güreşe doymadım… Bir daha sayılsın, tasnif edilsin… Belki bir şey çıkar…” diye umutlanmaları elbette ortaoyunundan başka bir şey değildi. Yargıtay, verdiği nihai karar ile sağlık ve sosyal hizmet çalışanları adına 2009 yılı için Sağlık-Sen’in yetkisini bir kez daha tescilledi. Söz konusu karar, bulanık suda balık avlamaya çalışan işgüzarların yediği ilk tokat değildi. Ümidimiz elbette son olmasıdır ki
kendisine gelebilsin…
Malum sendikanın bu tür boş işlerle uğraşmasına bizler de çok üzülüyor ve kendilerine bir kez daha “Geçmiş olsun…” diyoruz,''dedi.