Anneler Günü Kutlama Mesajları

“Yaşamın her alanında önemli görevler üstlenerek geleceğin biçimlenmesinde büyük katkılar sağlayacak olan kişiler, bugünün çocukları ve gençleridir. 

Annelerimizin en kutsal görevi; çocuklarımızı sınırsız özveri ve beklentisiz bir sevgiyle yetiştirmektir. Annelerin öncelikle evlatlarına sonra da topluma olan en büyük sorumlulukları; çocuklarını geleceğe iyi vatandaş, iyi insan olarak hazırlamaktır. 

Annelik özünde sadece sevgi ve şefkat bulunan dünyadaki en yüce duygudur. Annenin görevi çocuğunu dünyaya getirdiğinde bitmez; daha başka ve daha anlamlı bir boyut kazanır. Doğduğu andan itibaren toplumsal yaşama dahil olan çocuk, psikolojik olarak da sevgiyle, ilgiyle beslenmek zorundadır. 

Çocuk bütün bunların yanı sıra toplumsal yaşamda kendisini etkin kılacak, eğitime ve öğretime ihtiyaç duyar. 

Çocukların çağdaş yaşamın gereklerini kavrayarak; kendi kaderlerini biçimleme yetisine sahip bireyler olmalarında annelerin büyük katkısı vardır. 

Türk kadını her zaman kendisinden önce yardıma muhtaç olana el uzatan ve paylaşmayı seven kişilik özelliği göstermiş; öncelikle insan, sonra da anne olarak sağlıklı nesiller yetiştirmiştir. 

Bizlerden hiçbir şeyi esirgemeyen fedakar annelerimiz yılın sadece bir gününde değil, 365 gününde de hatırlanması analarımız için fazla olmayacaktır. 

Yaşam deneyimleriyle yolumuzu aydınlatan, dünyayı, insanları ve yaşamı sevmeyi öğreten, geleceğe umutla ve güvenle bakmamızı sağlayan, bizleri güçlü kılan yüce varlıklarımız annelerimizin Anneler Günü'nü kutluyor, tüm annelerimize sevgi ve saygılar sunuyorum.”dedi.

      “En kutsal varlıklarımız olan annelerimiz; insanlığın var oluşundan bugüne kadar sevginin, şefkatin, mücadelenin, çilenin, özverinin sembolü olmuştur. Sadece insanoğlu için değil, doğadaki tüm canlılar için anne olmanın karşılıksız sevgiyi,şefkati,mücadeleyi,çileyi,özveriyi sembolize eden farklı özellikleri vardır. Hayatın her türlü zorluğunda anneyi görmek mümkündür. Hele hele ülkemizde, geçmişten bugüne kadar annelerimiz, çok daha büyük mücadeleler vermişler, çok daha büyük yüklerin sorumluluğunu üstlenmişlerdir.

     “Bizlere değer bilincini ilk öğreten annelerimiz, yorulup bıkmadan bizleri büyütmüş, sabır göstermiş, sadakati, cesareti, hoşgörü ve sevgiyi aşılamıştır. Hepimiz için en önemli varlık olan annelerimize, hayatlarının her gününde destek olmak ve bizden bekledikleri sevgi ve saygıyı göstermek bir görev değil, içten gelen duygu olmalıdır. Ne yaparsak yapalım annelerimizin hakkını ödeyemeyiz.  ‘Cennet annelerin ayakları altındadır’ hadisinde, dinimizde annelere verilen öneme dikkat çekilmiştir. Annelerimize bir gün değil, her gün sevgi ve saygımızı göstermeliyiz. Her yıl kutladığımız Anneler Günü de, bu sevgi ve saygının ifadesi olarak oldukça anlamlı bir gündür. 

   ''Dünyanın en yüce, kutsal ve zor sorumluluğunu sevgi, şefkat ve merhamet duygularıyla yerine getiren, sadece varlıklarının dahi yeterli olduğu bütün annelerimizin ve yüreğindeki evlat acısını ve evladını vatan için şehit vermiş olma tesellisiyle avutan tüm şehit annelerimizin bu güzel gününü kutluyorum.'' 

      Yaşamımızın, doğumdan ölüme kadar, her anında varlıklarıyla onur duyduğumuz, ihtiyacımız olduğunda desteğini ve ilgisini esirgemeyen, eğiten, yetiştiren, bizi biz eden sevgi ve şefkatini karşılıksız veren,  fedakar annelerimizin anneler gününü kutluyorum.

      Anne belki de dünyadaki en güzel, en özel ve en anlamlı kelime. Varlığımızın yegâne sebebi, yaşamımızda ki en önemli faktör.  Bizlerin dünyaya gelmesini sağlayan, yaşamamız için her türlü fedakarlığı yapan her şeyi göze alarak bizleri büyüten varlıklardır analarımız.

     Toplumumuzun temelini oluşturan ailenin ayakta durmasına annelerimiz çok büyük bir katkı sağlamaktadır. Geleceğimize şekil ve yön veren annelerimizin fedakarlıkları kuşkusuz ve hiç tartışılmazdır. Bu anlamda da her anne yılın annesidir. Peygamber Efendimiz (SAV)’de bir Hadis-i Şerifinde “Cennet Anaların Ayakları Altındadır” diyerek bunu en güzel şekilde ifade etmiştir. 

           

     Dünyanın en kutsal sorumluluğunu sevgi ve şefkat  duygularıyla yerine getiren annelerimizin yılda sadece bir gün değil, 365 gün aynı sevgi ile gönüllerde olması dileğiyle Anneler Günü'nü kutluyor, saygılarımı sunuyorum.

 

Saygı Görmeyen Annelerin Varlığı İnsanlığın Ayıbıdır

 

Aile ve toplum hayatının temel taşı olan anneler, sağlıklı nesillerin yetiştirilmesinde her zaman büyük bir sorumluluk üstlenmiştir. Anneler hoşgörünün, sevgi ve şefkat duygularının ve saf bilginin tükenmez kaynağıdır. Annelik gibi kutsal bir sorumluluğu üstlenen kadınlar, yeni nesillerle birlikte, gelenek ve göreneklerin yaşatılması ve geleceğe taşınmasının en önemli güvencesidir.

Şefkatin ve fedakârlığın vücut bulmuş hali olan anneler, toplumun ilk öğretmenleri, geleceğin hazırlayıcısı ve mümtaz mimarlarıdır. Ailenin temel taşı ve yeri doldurulamayan en önemli öğesi olan annelerin varlığı, huzur ve ferahlığın varlığıdır.

Çocuklarını karşılıksız bir sevgiyle büyüten, hayatın her aşamasında dua ve desteklerini esirgemeyen annelerin hakkı asla ödenemez. Anneler sadece evlatlarını doğurmakla kalmaz, aynı zamanda bir toplumu doğurur ve inşa eder. Dünyanın neresinde olursa olsun, hangi sosyal statüde yaşarsa yaşasın, tüm anneler, yüreklerinde taşıdıkları merhamet, iyilik, güzellik, sabır, adalet ve eşitlik gibi erdemlerle hayata ışık tutarlar.

Bir toplumun mutlu ve müreffeh olabilmesinin yolu, annelerin yüzünü güldürmekten geçmektedir. Annelerinin yürekleri huzurla dolu olan bir ülke, dünyanın en müreffeh ülkesidir. O yüzden annelerimizi mutlu etmek, onların yüreğini sevgiyle doyurmak, nefes aldığımız her gün annelerimizin merhametine, şefkatine ve ilgisine layık olmaya çalışmak bizlerin en başta gelen görevi olmalıdır.

Anne, hayatta yeri doldurulamayan ve yokluğunda en fazla gereksinim duyulan tek varlıktır. Herkesin yaşamında vazgeçilmezler arasında en başta bulunan birçok anne, ne yazık ki, yaşarken vazgeçilmezliklerini hissetmeye muhtaç durumdadır.

Pek çok değerin unutulduğu, aile ve toplumsal esasların yerle bir olduğu çağımızda, üzülerek ifade etmeliyiz ki, anne hakkı da umumî yozlaşmadan nasibini almaktadır. İnsanın ilk başta hürmet etmesi gereken en kutsi varlık olan anne, bir kısım yozlaşmış nesil tarafından yük olarak görülmekte ve kimsesi yokmuş gibi huzur evlerinde huzursuzluğa terk edilmektedir. Ailenin huzuru olan annelerden bazılarının, huzura muhtaç olduğu bir zaman dilimine denk gelmek, herkes için en büyük talihsizlik olmalıdır. Çocuklarını bağrına basamayan, torunlarını kucağına alamayan, ihtimamla büyüttüğü ciğerparelerini sevemeyen, sisli camların ardında puslu gözlerle yollara bakan anneler; çağımızın yeni tapınak merkezleri olan alışveriş merkezlerinde çılgınca tüketerek zihnini dağıtan ve huzurunu arayanlara adeta huzurun adresini göstermektedir.

Annelere hak ettikleri değerin verilmesinde oldukça cömert davranılmalıdır. Her bireyin aile büyüklerine karşı sorumlu davranmasının tek başına yetmeyeceği bilinmelidir. Kitle iletişim araçlarının da sorumluluk duygusu içerisinde hareket etmesi gerekmektedir. Batı kültürünün ruhunu yayan TV dizileri, film ve rol modeller adeta ailenin temeline dinamit koymakta, ahlaki çöküşün dip noktasını yaşayan toplumların sorunlarıyla bizleri karşı karşıya getirmektedir.

Ülkemizde cumhuriyet döneminde yaşanan batılılaşma sevdası yüzünden gücü elinde bulunduran elit bir kesim, inancımız ve medeniyet değerlerimizle yıllardır kavga etmiştir. Halka rağmen dayatılan yasal düzenlemelerden dolayı annelerimiz ve kadınlarımız yıllardır ayrımcılığa maruz kalmıştır ve kalmaya devam etmektedir. İnancı gereği başını örten annelerin ve bütün kadınların TBMM’de milletin temsilcisi olma hakları gasp edilmiştir. Keza çalışma hayatında da ‘kamusal alan’ diye üretilen düzmece yalan yüzünden kıyafet dayatması ile karşılaşmaktadır. Dahası, yüreğinin en önemli parçası evlatlarını vatan için şehit veren anneler baş tacı edilmesi gerekirken, giyim kuşamlarından dolayı ne yazık ki, hala bazı kapılardan içeri girememekte ve geri çevrilmektedir.

Her türlü zorluğa rağmen çalışma hayatında yer alan annelerin ve bütün kadın çalışanların kılık kıyafet dayatmasıyla karşılaşmasına neden olan yasal engeller bir an önce ortadan kaldırılmalıdır. Anneler, kılık kıyafet dayatması yüzünden kendi aralarında ayrımcılığa tabi tutulmamalı, bütün anneler anne olma ayrıcalığına mutlaka sahip olmalıdır. Ayrıcalık, annelerin korunması ve kollanmasında da kendini göstermelidir. Bu hususta kadına şiddetin önüne geçilmesi için yapılan çalışmaları takdirle karşılıyoruz. Fakat her şiddet haberinde acziyetin fotoğrafıyla yüzleşmek yine en çok anneleri üzmektedir.

Yeni anayasada kadınlara yönelik ayrımcılığı sona erdirecek bir düzenleme yapılarak, Türkiye bu utançtan kurtarılmalıdır.

Bu duygu ve düşüncelerle cennetle müjdelenen annelerin gününü kutluyor, her günlerinin özel gün tadında geçmesini temenni ediyoruz.