Değerli Hemşerilerim
8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle Kıymetli kadınlarımızı, sevgi ve saygılarımla selamlıyorum.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü, Kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olma mücadelesinin başlangıcı olarak kabul edilir. 1977 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 8 Mart’ı; Kadın Hakları ve Dünya Barışı Günü olarak ilan etmiştir. Böylece, 8 Mart kadınların yüzyılı aşkın mücadele ve dayanışmasının kutlandığı gün olmuştur.
Bu mücadele, Cumhuriyetimizin ilanından sonra oldukça ileri bir düzeye ulaşmıştır.
“Şuna kani olmak lazımdır ki, dünya üzerinde gördüğümüz her şey kadının eseridir” diyen büyük Atatürk’ün desteğiyle yürütülen çalışmalar sonucu, kadınlarımız, diğer birçok ülkedeki hemcinslerine göre oldukça ileri bir konum elde etmişlerdir.
AK Partinin 9 yıllık iktidarlığı ve Genel başkanımız, Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde, kadınlarımızın arzu ettiğimiz konuma ulaşması için önemli çalışmalara imza atıldı.
Cumhuriyet tarihinde ilk defa TBMM’de ‘’Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu’’ kuruldu.
2003 yılında aile mahkemeleri kuruldu. Aile içi sorunların bu ihtisas mahkemelerinde, evli hâkimler tarafından görülmesine karar verildi.
2003 yılında çıkarılan iş kanununda iş yerlerindeki taciz olayları suç kapsamına alındı ve taciz suçu işleyenlerin cezalandırılacağı hükmüne bağlandı.
19 Haziran 2003 TBMM’de kabul edilen 6. Uyum Paketi kapsamında TCK’da bir takım değişiklikler yapılmıştır. Töre cinayetleri nitelikli adam öldürme kapsamına alınmış, ceza indirimini öngören madde kaldırılmıştır. 
2004 tarihinde Anayasanın “Kanun önünde eşitlik” konulu 10. maddesinde Almanya anayasası esas alınarak düzenlemeye gidilmiştir. Buna göre “Kadın ve erkek eşit haklara sahiptir. Devlet bu eşitliğin yaşama geçirilmesini sağlamakla yükümlüdür” hükmü getirilmiştir.
 22 Ocak 2004 tarihinde yayımlanan Başbakanlık genelgesi ile devlet personel alımlarının, görevin gerektirdiği niteliklere uygun olarak ve ayrım gözetilmeden yapılması konusunda ilgili birimler talim atlandırılmıştır. 
Sosyal Devlet uygulamalarının % 70 yararlanıcıları kadınlardır. Kız çocuklarının okutulması özel uygulamalarla ayrıca desteklendi. 
Töre cinayetleri kişiye bağlı suç kapsamına alındı. Cezalar ağırlaştırıldı. Aile içi tecavüz suç olarak tanımladı. Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için başbakanlık genelgesi yayınladı ve kurumlardan periyodik olarak raporlar talep edildi.
Şiddete uğrayan kadın ve çocuklara danışmanlık hizmeti veren ALO 183 HATTI açıldı.
2003’te yapılan düzenleme ile iş hayatında ayrımcılığı önlemek üzere, İş Kanunda “eşit işe eşit ücret” düzenlemesi getirildi.
Sayın başbakanımız 3 çocuk tavsiyesiyle görmezden gelinen, “eşit işe eşit ücret” düzenlemesi, özürlü çocuğu olan anneye erken emeklilik, doğum izinlerinin artırılması, iki çocuğa kadar anneye doğum borçlanması ve 25 Mayıs 2010 tarihinde yayınlanan “kadın istihdamı” genelgesi ve iş hayatına dair daha nice düzenleme AK Parti iktidarında hayat buldu. 
Bu bağlamda 2008’de sosyal güvenlik kanunda gerçekleştirilen düzenleme ile kadın sigortalıların doğum nedeniyle çalışmadıkları süreler için borçlanma imkânı sağlandı. Ev hizmetlerinde çalışanlar sigorta kapsamına alındı.
El sanatları işiyle uğraşan kadınlara isteğe bağlı sigorta primlerini ödeyebilme imkânı getirildi.
Özürlü çocuğu olan anneye 5 yıl erken emekli olma yolu açıldı.
Kadın istihdamını arttırmak amacıyla, 2008 yılında hazırlanan teşvik paketiyle kadın ve gençlerin sigorta primlerinin 5 yıl süreyle kademeli olarak devlet tarafından ödenmesine başlandı. 
2010 yılında ‘’Kadın istihdamı üst kurulu’’ oluşturuldu. Cinsiyete dayalı ayrımcılıkların önlenmesi ve uygulamaların takibine başlandı.
''Çocuk yaşta birinin çocuk sahibi olması kabul edilmeyip'' bu konuda eğitime yönelik çalışmalar hız kazanmıştır.
Ailelere internet eğitimi verilmesi ve 150 bin haneyi ilgilendiren eşi vefat etmiş kadınlara verilecek olan maaş kadına huzur ortamı sağlayan hizmetler arasında.
Kadınlarımız, siyasetten eğitime, iş yaşamından toplumsal hayata varıncaya kadar her alanda, “lütfedilmiş haklar” ın değil, “kazanılmış haklar” ın peşindedir. Bu elbette meşakkat demektir, çaba ve kararlılık demektir. Kadınların haklı mücadelesini anlamayanlara ve anlamak istemeyenlere hatırlatıyorum; kadınlarımızda bu kararlılık fazlasıyla mevcuttur.
Bu duygu ve düşüncelerle yaşamımızın doğumdan ölüme her anında varlıklarıyla onurlandığımız, ihtiyacımız olduğunda desteklerini esirgemeyen, eğiten, yetiştiren, yüreklerindeki sevgi ve şefkati karşılıksız veren, ailenin ve toplumun temel taşı olan Peygamberimizin (Cennet annelerin ayakları altındadır) sözünün muhatabı olan tüm dünya kadınlarının 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutlarım.