İsrail işgal rejiminin 7 Temmuz 2014 tarihinde başlattığı hava saldırılarında hayatını kaybeden Filistinlilerin sayısı her geçen gün artarken, Gazze’de zaten kötü olan insani durum dayanılamaz boyutlara ulaştı.

Havadan, denizden ve karadan gelen saldırılarda hayatını kaybedenlerin yüzde 80’lik bölümünü siviller oluşturuyor. İsrail vurulan ya da zarar gören evlerin Hamas tarafından roket fırlatılan yerler olduğunu ileri sürse de, bölgedeki Birleşmiş Milletler ve İHH kaynakları, vurulan bölgelerin büyük bölümünün roket atışıyla ilgisi olmayan evler olduğunu teyit ediyor. Örneğin; Gazze’nin doğusunda Emniyet Müdürünün evine atılan bomba,  aynı aileden 6’sı çocuk, 3’ü kadın olmak üzere 18 sivili katletmiş birçok kişi yaralanmıştı. Sivillerin yaşadığı bilindiği halde evlerin bombalanması, İsrail’in sivil ölümler konusunda kasti ateş ettiğini ortaya koyuyor.

İsrail’in Yeni Stratejisi

Filistinli kaynaklar İsrail’in yeni politikasının sadece direnişçileri hedef almak olmadığını asıl hedefin direnişçilerin ailelerini ve sevdiklerini yok ederek intikam almak olduğunu söylüyorlar. Şu ana kadar hedef alınan evlerin büyük bölümü, İsrail’in öldürmek istediği direnişçilerin aile ya da akrabalarına ait evler. İsrailli fanatik milletvekili Ayelet Şaked’in “Filistinli anneler de oğulları gibi ölmeliler” sözleriyle açığa vurduğu bu strateji işgal rejiminden yalanlama görmediği gibi, Batılı ülkelerden de her hangi bir tepki almadı.

İşgal rejiminin ayrım gözetmeden attığı bombalar sebebiyle, uluslararası hukukun ihlal edildiğini belirten hukukçular, ölçüsüz güç kullanımının insanlığa karşı suç kapsamına girdiğini belirtiyorlar.

Vurulan Hedefler ve Hasar

Şu ana kadar sivil Filistinlilere ait 1000’den fazla ev yerle bir edildi. Ölü sayısı sürekli artarken, Yaralıların sayısı iki bine yaklaştı. Bulundukları bölgeden zaten mülteci durumunda olan binlerce Filistinli başka bölgelere göç ederek ikinci ya da üçüncü kez mülteci konumuna düştü. UNRWA’ya göre kuzey Gazze’de en az 16 bin kişi yaşadıkları mahalle ve evleri terk ederek BM’ye ait okullara sığınmış durumda.

İsrail saldırılarında sadece insanlar değil, geride kalanların hayatta kalmasını sağlayacak tesisler de hedef alınıyor. Örneğin bazı şehirlere temiz içme suyu veren tesislerin vurulması sonucunda yaz sıcağında ciddi bir su sıkıntısı yaşanıyor. Gazze nüfusunun en az üçte biri temiz içme suyundan mahrum. Alternatif olarak belediye yetkilileri ulaşımın kolay olduğu su kuyularından istifade etmeye çalışıyorlar. Bölgedeki kaynaklara göre en az 350 bin kişi su sıkıntısı ile karşı karşıya.

Elektrik hatlarının vurulması sonucunda özellikle Gazze bölgesinin kuzey kesimlerine elektrik verilemiyor. Bu da bölgedeki birçok tesis ve hastanenin hayati cihazlarının çalışmasında aksamalara neden oluyor.

Filistin Sağlık Bakanlığı’na göre şu ana kadar saldırılarda 8 tane sağlık tesisi ile 4 ambulans vuruldu. Hava saldırılarında bir doktor hayatını kaybederken, 19 sağlık çalışanı ağır yaralı.

Vurulan yerlere yakın civarda bulunan 66 okul da hasar gördü. Okulların tatilde olması can kaybı riski barındırmasa da, tamiratlarının büyük bir külfet olacağı düşünülüyor.

Yine insanların geçimini temin ettiği birçok dükkan yerle bir olurken, balıkçılık için kullanılan 32 tekne de imha edildi.

Kapılar Kapalı

Gazze’nin dünyaya çıkış kapılarında ise durum çok daha sıkıntılı. İsrail saldırılarına dolaylı destek veren Mısır’daki darbe yönetimi Refah sınır kapısındaki keyfiliğini sürdürürken, saldırılar başladığından beri sadece birkaç saatliğine geçişlere izin verdi. Kuzeydeki Erez kapısı sadece Batılı ülke vatandaşlarının çıkışına izin verirken, ticari geçişler için kullanılan Kerem Şalom kapısı ise tamamen kapatılmış durumda. Bölgeye yakıt girişini sağlayan bu kapının kapatılması önümüzdeki günlerde insanların yaşamını daha da zorlaştıracak.

İhtiyaçlar

Bölgedeki İHH ofisinin verdiği bilgilere göre Gazze’nin şu an acil ihtiyaç hissettiği başlıca kalemler ilaç ve gıda. Saldırılar öncesi zaten var olan kısıtlı imkanlar tüm giriş ve çıkışların kapatılması nedenle ölümcül bir durum aldı. BM rakamlarına göre Gazze’de sadece ilaç ihtiyacının karşılanması için acilen 60 milyon dolar gerekiyor.

Yazın kurak geçmesi ve saldırıların Ramazan ayına denk gelmesi gıda konusunu öne çıkardı. Temiz içme suyu bölgedeki insanların en önemli ihtiyacı ve oldukça sıkıntılı oranda. Şu an işsizliğin yüzde 50’leri aştığı bölgede nüfusun üçte ikisini mülteciler oluşturuyor. Bu nedenle bölgedeki insanlara sürekli gıda yardımı yapılması gerekiyor.

Gazze için yakıt diğer coğrafi bölgelerden çok daha farklı bir anlam taşıyor. Burada yakıt birçok tesisin çalışması için hayati önemde. İsrail bunu bildiği için yakıt girişini tamamen kesmiş durumda. Bu ise yaralıların ve hastaların tedavi gördüğü hastanelerdeki cihazların çalışır durumda tutmayı her geçen gün zorlaştırıyor.

Bölgenin bir diğer ihtiyacı binden fazla yaralının acilen tedavi amacıyla başka ülkelere sevki ile ilgili. Bu yaralıların bir bölümünün Gazze’deki hastanelerde tedavisi mümkün olmadığından uluslararası bir destek ile ülke dışına çıkarılmaları zorunlu görünüyor. Bunun için Mısır’daki darbe idaresinin ikna edilmesi gerekiyor.

Evleri tamamen yerle bir edilen en az 6000 kişi ile evleri oturulamayacak derecede hasar gören 8500 kişinin de acilen barınma ihtiyacı bulunuyor. Bunların yanı sıra yaklaşık 48000 kişi, kapı ve camları kırık olan hafif hasarlı evlerde yaşadığından evlerinin tadilata ihtiyacı bulunuyor.

Şu an ailelerini kaybeden 25 bin çocuğun acilen maddi ve psikolojik desteğe ihtiyacı bulunuyor.

BM kaynaklarına göre Gazze’ye şu an acil yardım olarak 400 milyon dolara yakın bir bağış gerekiyor. Bunların sadece yüzde 42’lik bölümü karşılanacak teminatlar alınmışken kalan yüzde 58’lik bütçe halen açıkta bulunuyor.

Filistin için “Canlı Kalkan” Gönüllü İmza Kampanyasına Davet

İşgal rejiminin saldırıları sebebiyle çocuk, kadın ve genç demeden şehit sayısı her geçen gün artıyor.

Tüm dünyanın vicdanı Gazze’deki şehitlerle beraber kanarken, sorumluluk hisseden herkesin kardeşleri için somut adımlar atma zamanı geldi. 

Daha fazla Filistinli masum ölmesin diye tüm insanlığın ayağa kalkma ve dur deme vakti geldi.

Filistin halkının yanında olduğumuz göstermek üzere bulunduğumuz ülke ve şehirlerde İsrail işgal rejimi elçilikleri önünde eylemleri daimi bir nöbete çeviriyor ve burada “Canlı Kalkan” gönüllüsü olmak üzere imzalarımızı atıyoruz.

Tüm vicdan sahibi halkımızı imza kampanyasına davet ediyoruz.