Anadolu Gençlik Derneği Karaman Şubesi, Siyer-i Nebi Yarışmasına hazırlıklarını tamamladı.

Siyer-i Nebi, İslam peygamberi Muhammed'in hayatını destanî bir şekilde tasvir bir eser olarak bilinirken bu anlamlı yarışmalarda boy gösteren Anadolu Gençlik Derneği, Ödüllü Siyer-i Nebi yarışmasının startını verdi.

Dernek yetkilileri, bu anlamlı etkinliğe siyasi partiler ve şehrin kanaat önderlerinden de destek ve ilgi beklediklerini aktardı.

Dernek binasında düzenlenen basın toplantısında konuşan Anadolu Gençlik Derneği Karaman Şubesi Başkanı Şabettin Gezen, şunları söyledi;

İnsanlığa, dünya ve ahirette mutlu ve doğru yolda olmalarını sağlayacak esasları öğretmek; Yüce Rabbimize nasıl kulluk ve ibadet edileceğini göstermek üzere, tarih boyunca Allah tarafından peygamberler aracılığı ile gönderilen dinlerin en mükemmeli ve sonuncusu olan İslam Dini, sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed(s.a.s.) tarafından tebliğ ve talim edilmiştir. Bu yüce dinin ve Allah’ın son kitabı Kur’an-ı Kerim’in hükümleri, O’nun yaşayışı, sözleri ve uygulaması ile açıklık kazanmıştır. Bu itibarla, Rȃsulullah (s.a.s.)’in yaşayışı, sünneti, çeşitli olaylar karşısındaki davranışları bilinmeden, ne Kur’an-ı Kerim’in anlaşılması, ne de diğer İslami ilimlerin öğrenilmesi mümkün olabilir. Bu sebeple bir Müslüman için Rȃsulullah (s.a.s.) Efendimizin hayatını, örnek yaşayışını ve üstün ahlȃkını öğrenmek ve bütün davranışlarında, O’nu rehber edinmek, dini bir görevdir. Nitekim Kur’ȃn-ı Kerim’de:

“Allah’ın Rȃsulünde sizin için en güzel örnek vardır”, “Peygamber size neyi getirmiş ve emretmişse, onu alın (yapın); neyi yasaklamış ise, ondan sakının”, ”Kim Peygambere itȃat ederse, gerçekte Allah’a itȃat etmiştir. “Sevgili Peygamberim, şüphesiz sen en üstün ahlȃka sahipsin”, buyurmuştur.

Evet, Nebiler Hatemi, Resûller Serveri olan Hazreti Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem Efendimize uyup yolunu yol edinenler kurtuluşa erenlerden olacaklardır. Zira o yaşayan Kur’an idi. Vahyin birinci muhatabıydı. Müfessirlerin ilkiydi. İbadetin zirvesindeydi. Takvada en ileriydi. Ahlakın en güzeline sahipti. Çünkü bizzat Rabbi tarafından terbiye edilmişti. Emsalsiz ilmi sadece Hak’tandı. İnsanlık amellerin en mutedilini onda gördü. Hakiki fazileti onunla anladı. Merhameti, şefkati, feragati onunla tanıdı. İhlâsı, sabrı, şükrü ondan öğrendi. Cehalet karanlıklarında bunalanlar onun feyziyle aydınlandı.

Hazreti Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz ȃlemlere rahmet olarak gönderilmiştir. Hikmet sarayına onun kapısından girilir. Hakikat ilmi onunla elde edilir. Teslimiyet bahçesine onun yolundan gidilir. Rıza mertebesine onun miracıyla çıkılır. O’na sadık bir ümmetin ferdi olabilmek ne büyük şereftir. Milli Gençlik Vakfı ve Anadolu Gençlik Derneği olarak; milli ve manevi değerlerine bağlı ilimde fikirde ve hatta sanatta layık olduğu yeri alan bir gençlik yetiştirmek olup bu nedenle asıl gayemiz Allahu Teâlâ’ya layık bir kul ve peygamberimize tabi bir mûmin yetiştirmektir.

Hepimizin malumudur ki ecdat yadigârı bu cennet vatana dedemiz Ebü’l-Feth Alparslan’ın 1071’de  “Allahım! Seni kendime vekil yapıyor; azametin karşısında yüzümü yere sürüyor ve senin uğrunda savaşıyorum. Ya Rabbi! Niyetim halistir. Bana yardım et, sözlerimde hilaf varsa beni kahret!” duasıyla ilk adımını atıp da i'lây-ı kelimetullah bayrağını diktiği günden beridir millet olarak hem bu toprakları İslam ile şereflendirmiş hem de bin yıldır Rȃsulullah (s.a.s.) Efendimizin sancaktarlığını yapmanın şerefiyle şereflenmiş olduk.

Şanlı tarihimizin hiçbir sayfasında yoktur ki kuru bir cihangirlik davası gütmüş bir devletimiz ve milletimiz olsun. Nasıl ki, bütün ömrü at sırtında geçen atamız Ertuğrul Gazi’nin niyeti Hakk’ın ve hakikatin payidar olması olmuş; nasıl ki dedemiz Fatih’in gayesi yeryüzünde bir tek zalim kalmayıncaya dek bu uğurda ceht etmek olmuş ve nasıl ki torunu olmaktan şeref duyduğumuz ceddimiz Sultan Abdülhamit’in bütün maksadı İslam coğrafyasını ve kendine emanet bildiği mazlum milletleri namahrem ellerden gücünün yettiğince korumak olmuş ise kırk bir yıldır bu ülkede sevgi ve kardeşliğin teminatı olmuş Milli Gençlik Vakfının ve Anadolu Gençlik Derneğinin davası da ümmetin ve başta bu necip milletimiz olmak üzere mazlum milletlerin derdiyle dertlenmek olmuştur.

Milli Gençlik Vakfı ve Anadolu Gençlik Derneği her karışı şehadet kokan bu topraklarda ve ay yıldızlı bayrak altında kurulduğu günden bu yana; “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol! buyruğuna uymuş, iyiliği emretme ve kötülükten nehyetme düsturu ile her zaman ve zeminde devletinin ve milletinin yanında olmayı müstesna bir görev bilmiştir. Bu inanç ve düşünce ile şahsi menfaati ve kişisel çıkarları uğruna çalışan hiçbir düşünceye, görüşüşe, gruba, cemaate, cemiyete, düşünceye ve fikre bir kez bile bayraktarlık etmemiş ve de bayraktarlık edenlerin ekmeğine yağ sürmemiştir.

Bizler 15 Temmuz gecesi yaşayarak gördüğümüz “Bir milletin asıl gücü topu tüfeği tankı değil, İnançlı ve imanlı gençliğidir.” sözünün şuurunda bir vakfın ve derneğin mensupları olarak ülkemize kırk yıldır imanlı bir nesil kazandırmanın gayretinde olduk ve olmaya da devam edeceğiz. 15 Temmuz gecesinde derneğimiz mensubu yönetim kurulu üyesi olan 15 genç kardeşimizi vatanın bekası uğruna şehit verdik. Allahü Teâlâ onlardan razı olsun.

“Üzerini üflesen altından iman çıkacak bu millet tarihin her anında doğrunun ve doğruluğun yanında olmuştur. Yıllardır yapmış olduklarıyla bu milletin kanına girmiş bir zihniyete ve o zihniyetin açtığı ve içerisinde boğuldukları bataklığa hala sutaşıma derdine düşmüş Kuran ve Peygamber düşmanlarına prim verilmemesidir. Zaman birlik ve beraberlik içerisinde milli ve manevi değerlerimize hep beraber sahip çıkma zamanıdır. Bilinmelidir ki ülkemizin,  kurulduğu günden bu yana her adımı tertemiz olmuş bir birinden değerli vakıflarını, derneklerini, gruplarını ve tarikatlarını tabiri caizse idrarla abdest almanın derdine düşmüş habis bir düşünce ile aynı kefeye koyma telaşına düşen art niyetli vatan hainlerine fırsat verilmemelidir.

Günümüzde uyuşturucu, alkol, sigara ve televizyon dizilerinin gençlerin ahlak ve maneviyatını tahrip ettiğini üzülerek görmekteyiz. “Bizler milli ve manevi değerlere bağlı bir gençlik yetiştirerek bu ifsadın önüne geçebiliriz. Sevgili Peygamber’imizin (s.a.s.) hayatının daha iyi öğrenilmesine yapılabilecek küçük bir katkıyı en büyük bahtiyarlık addedenler oldukça, Efendimiz (s.a.s.) hakkında daha nice hayırlı aktiviteler ve yarışmalar düzenlenecektir.”

Bu amaç doğrultusunda gençlerimize sahip çıkabilmek, onları emperyalizmin oyuncağı olmuş sosyal medya bataklığından bir nebze kurtarabilmek için ve asıl rehberimiz olan Efendimizle hemhal olabilsinler diye geçtiğimiz yıllarda yapmış olduğumuz ve önümüzdeki Aralık ayında gerçekleştireceğimiz Ödüllü Siyer-i Nebi yarışmasının startını vermiş bulunuyoruz.

Başta Karaman halkımız olmak üzere, siyasi irade mensuplarımızdan, topluma önderlik eden kanaat önderlerimizden, basınımızdan ve ebeveynlerimizden, sağduyulu STK temsilcileri ve mensuplarından talebimiz ve beklentimiz şudur ki:
  
Bu duygu ve düşünceler ışığında bütün Karaman Halkımızın merkez ilçe ve diğer ilçeler genelinde liseler ve ortaokullar düzeyinde yapacağımız “Gençler Peygamberinin İzinde” temalı “Ahlak ve maneviyat” eksenli “Siyer-i Nebi” yarışmasına ilgi göstereceğine gönülden inanıyoruz.”