Valimiz Sn. Süleyman Kahraman, Karaman İl Müftülüğünün düzenlediği Personel buluşmasında din görevlileriyle bir araya geldi.

05 Ocak 2012 tarihinde Demosan Otel’de gerçekleşe programa Vali Kahraman’ın yanı sıra Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, Karaman İl Müftüsü Nuri Değirmenci ve müftülük personeli katıldı.

Kuran Tilaveti ile başlayan programda İl Müftüsü Nuri Değirmenci Müftülük olarak yapılan çalışmalar ile ilgili olarak gerçekleştirdikleri sunumun ardından söz alan Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Hasan Kamil Yılmaz, din görevlilerinin halka ve Hakk’a karşı sorumlu olduğuna dikkat çekerek, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yurt genelinde yapılan çalışmalarda köprü olduğunu,  kendilerini geliştirerek ve yenileyerek heyecanın diri tutulması gerektiğini belirtti.

Vali Kahraman ise konuşmasında Güney Kore gezisinden yeni döndüğünü, oradan selâm getirdiğini ve insanın dışarıdan olayları daha iyi gördüğünü belirterek: “Daha çok çalışmamız, daha gayretli olmamız gerekiyor; çünkü bizim gayretimiz, sizlerin gayreti sadece ilimiz ya da ülkemiz için değil, tüm dünya için büyük önem taşıyor.”dedi.

Sadece yaşayan değil; yaşadığını ve yaşamayı bilen bir toplulukla olmaktan duyduğum memnuniyeti ifade eden Vali Kahraman, konuşmasında ayrıca şu ifadelere yer verdi:

“Yaşamakla, yaşadığını bilmek ayrı şeyler… Çünkü yaşamak için sadece yiyip içmek, bir barınak bulmak yeterli olabilir. Yani hiçbir şeyi dert edinmeden de yaşayabilir insan. Ama yaşadığını bilmek, belli bir bilgiyi ve bilinci gerektiriyor… Bizi biz yapan, yani insanı insan yapan da, bize bu bilince erişme yeteneğinin bahşedilmiş olmasıdır… Bu yetenek başka hiçbir canlıda olmadığı gibi bize de belli sorumluluklar yüklüyor… Sizler, insanları bu sorumluluğa davet ediyorsunuz ve göreviniz bu açıdan çok büyük önem arz ediyor… “

Vali Kahraman, konuşmasında söylenenlerin hayatta karşılık bulabilmesi, hayatta yaşanabilir bir değer olması için önce söylenen sözün, söyleyenin hayatında karşılığı olması gerektiğini belirterek: “Anahtarını taşıdığımız yapı, sadece dört duvardan oluşan sıradan bir yapı değil!  Bir caminin anahtarını taşımak, aynı zamanda o toplumda örnek olmak, önder olmak demektir… Bildiklerimizi insanlara bir şekilde aktarabiliriz, onları bildiklerimizden farklı mekânlarda da haberdar edebiliriz… Bu belki de işin en kolay tarafı… Çünkü sadece bilgiyi paylaşarak, insanları davet ettiğimiz bilinci tesis edemeyiz… Bunun için önce biz yaşamalıyız!  Söylediklerimiz önce bizim hayatımızda karşılık bulmalı…  Önce biz muhabbet ehli olmalıyız. Önce bir gayret etmeli, önce biz hayret etmeliyiz… Biz komşu olmalıyız, biz anne-baba olmalıyız ki gönülleri fethedebilelim.  İnsanları bir yola, bir yolculuğa davet ediyorsak o yolun yolcusu önce biz olmalıyız…  Bir anne-baba çocuğunu tanımadan, evinin eksiğini fazlasını bilmeden görevini yerine getirebilir mi? Elbette ki hayır! İşte bunun için görev yaptığımız yeri ve cemaati tanımak boynumuzun borcudur. Tesbihat için döndüğümüz zaman camiye gelmeyen ya da gelemeyenleri fark edemiyorsak, insanların yüzlerine bakıp da dertli mi, sevinçli mi olduğunu anlayamıyorsak bir eksikliğimiz var demektir… Çünkü yaptığımız işin görevlisi olmaktan ziyade, gönüllüsü olmalıyız… Mahallenin ya da köyün derdi bizim de derdimiz olmalı… Yediden yetmişe herkesin sevinci, bizim de sevincimiz olmalı… Caminin bahçesinde solan çiçekten bile önce bizim haberimiz olmalı…  Ve insanlar dertlerini de sevinçlerini gelip bizimle paylaşabilmeli…  Cami, sadece beş vakit uğranan bir yer değil; dertlerin ve sevinçlerin paylaşıl bir iklim olmalı… “dedi.

Bir işte görevli olmakla, gönüllü olmak arasındaki farka dikkat çeken Vali Kahraman, konuyla ilgili şu ifadelere yer verdi:

“Eğer işimizin gönüllüsü değilsek, işimizi sadece belli bir ücret karşılığı yapılan bir görev olarak görüyorsak elbette ki bu iklim oluşmaz…  Bizler ilahi huzurda dağın taşın, kurdun kuşun, elin ayağın, her şeyin yaşadığımız ömre şahitlik edeceğine inanmış ve iman etmiş bir toplumuz… Ne gökyüzünün, ne güneşin sahibiyiz. Hatta kendi canımızın bile emanetçisiyiz… Ve bu inancın bir gereği olarak, dünyaya sahip olmakta değil, şahit olmakta yarışmalıyız… Birçok iktisadi ve sosyal mekanizma, insanları her gün yeni bir şeylerin sahibi olmaya davet ederken işiniz elbette ki kolay değil! Ama ben her birinizi bir görevli olarak değil, bir gönüllü olarak gördüğümü özellikle belirtmek istiyorum.  Allah, muhabbetimizi, gayretimizi, hayretimizi daim etsin diyor, hepinizi saygı ve sevgi ile selamlıyorum.”

Konuşmalardan Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof.Dr. Hasan Kâmil Yılmaz’a ziyaretin anısına hediyeler Vali Kahraman ve İl Müftüsü Nuri Değirmenci tarafından hediyeler verildi.