Siirt’in Nakşibendi şeyhi ve kanaat önderlerinden şeyh Muinniddin Aydın, barış sürecinin başta bölge olmak üzere Türkiye için bir fırsat olduğu olduğunu belirterek, her türlü provoke edici söylem ve eylemlerden vazgeçmesi çağrısında bulundu.

Bölgenin çözüm süreciyle yakaladığı barışın mutlaka devam ettirmesi gerektiğini ifade eden Aydın, Türkiye’de tesis edilecek barışın Ortadoğu barışına da vesile olacağını umut ettiğini belirterek, hoşgörü dini olan İslam’ın, birlikte yaşama ve paylaşmayı emrettiğini, başkasının ve komşusunun malına ve canına gasp etmesini ise şiddetle reddettiğini söyledi. Her iki tarafın barışa inanması gerektiğini belirten Aydın, "Önce her iki taraf da barışa inanacak. Barışı kendi gönlünde yapacak. Bir taraftan barışı tesis ederken, diğer taraftan bozmaya yol açacak hareketlere sözlere girmeyecek. Sürece fırsatçı gözüyle bakmadan olacak. Hatalar olabilir, muhakkak çok olmuştur. Ama devlet büyüklüğünü göstermesi lazım. Devlet merhametini, şefkatini gösterir" dedi.

En büyük gücün kardeşlik olduğuna da dikkat çeken Aydın, kardeşliğin de Allah rızası için tesis edilmesi gerektiğini dile getirdi. Aydın, "Tabii her şeyden önce insanız hepimiz, her şeyden önce hepimiz bu vatanın evlatlarıyız. Dedelerimiz bu vatanı korumak için canlarını döktüler. Müminler ancak kardeştir. En büyük güç o kardeşliktir. Allah rızası için tesis edilse hepimiz huzurlu oluruz. Düşmanlık nereye kadar? Bütün davalar en sonunda barış üzerine oturur. Başka çaresi yoktur. Diyelim ki barış olmadı yine bir 30 sene daha gidecek. Çok büyük bir fırsat. Muhakkak ihtilaflı konular olur istemeyen olur ama ağırlıklı kesim, kahir bir ekseriyetle barışı istiyor. Bu topumun mecali kalmadı, herkes bıktı, herkes yoruldu" diye konuştu.

"BARIŞ SÜRECİ ELBETTE OLMALIDIR VE DEVAM ETMELİDİR"

Kanaat önderlerinden Molla Nurettin Sancar ise, barışın daim olması için tüm Müslümanların birlik ve beraberliğini kaybetmemesi gerektiğini dile getirdi. Sancar, "Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’in ifadesiyle “ve barış hayırdır elbette” diye buyurmuştur. Ancak barış günlük ucuz ve politik söylemde değil de eylem ve davranışta gösterilmelidir. Barış süreci elbette olmalıdır ve devam etmelidir. Ancak halk için istenen barış süreci, halkın evini dükkanının okulunu hastanesini yakmamalıdır. Canlar için istenen barış süreci, ne şehirde ne köyde nede dağda bayırda can almamalıdır. Barış sürecinde hepimizin elinde ve dilinde kıvılcım değil de sevgi sözleri olmalıdır. Unutmayalım ki Kürtler Araplar ve Türkler kardeştir" şeklinde konuştu.