Kartallı Muhtarlar, Kartal Belediyesi’nin düzenlediği yeni dönemin 8’inci toplantısında bir araya geldi.

Kartal ilçesinde bulunan muhtarlar, Kartal Belediyesi hizmet binasında düzenlenen ‘Yeni dönemin 8’inci Muhtarları toplantısında buluştu. Kartal Belediye Başkanı Op. Dr. Altınok Öz’ün 2009 yerel seçimler sonrası başlattığı ve her ay düzenli olarak yapılan toplantıda vatandaşların, sorunları ve sıkıntıları değerlendirildi.

Toplantı’da Türkiye’nin gündemini değerlendiren Başkan Öz, “Türkiye zor bir süreçten geçiyor. Kartal’da oluşturduğumuz barış ortamı ve bu topraklarda yaşayan Türk Milletinde talan zihniyeti yoktur. Bugüne kadar da olmadı. Geçtiğimiz ay Kobani’yi bahane ederek Türkiye’de büyük bir talan hareketi oldu. 1999 yılında ekonomik kriz, 2001’de büyük bir deprem felaketi yaşayan Türkiye’de talan bile olmadı. Talan zihniyetiyle hareket edilmedi. Bizler, ‘Komşusu açken tok yatan bizden değildir’ düşüncesiyle büyüdük. Yardıma ihtiyacı olan komşumuza yardıma koştuk. Geçmişte toplumda Alevi - Sünni çatışması vardı. Şimdi ise suni bir ortam yaratılarak Türk - Kürt çatışması yaratılmaya çalışılıyor. Kartal’da biz bu çatışmaları yaşamadık. Her yerde olaylar vardır ama Kartal’da yoktur. Ramazan ayında, Atatürk Anıtı’na kadar olan alanda Kartallı vatandaşlarımız oruçlarını huzur içinde açtı. Oruç tutmayanlar ise özgürce kendilerini ifade ettiler. Herkesin inancı kendine. Herkes kendinden sorumludur” şeklinde konuştu.

“HAMAM SOKAK’TA HAYAT VAR, SANAT VAR”

Hamam Sokak’ın geçmişteki durumunu hatırlatan Başkan Altınok Öz, “ Çok net söylüyorum, Hamam Sokak açık tuvaletti. Hamam Sokak’ın kötü koktuğunu hatırlasınlar. İnsanlar o kötü koku nedeniyle oradan burunlarını kapatarak geçiyorlardı. Şimdi ise Hamam Sokak, insanların rahatlıkla gece yarılarına kadar dolaştıkları bir yer oldu. Halen Hamam Sokak üzerinden siyaset yapanları vicdanlı olmaya davet ediyorum.4 yıldır, eskiden insanların gündüz dahi geçerken korktuğu yerde şimdi hayat var, sanat var. Ben olduğum sürece bu böyle yürüyecektir. Bu konuda asla taviz vermem” diye konuştu.

“MUSTAFA NECATİ BİLİNSİN İSTEDİK”

Atatürk’ün mesai arkadaşlarından Mustafa Necati’yi hatırlatan Başkan Öz, “Mustafa Necati; Atatürk’ün yakın düşünce ve mesai arkadaşlarındandır. Kuva-yi Milliye hareketinde yer almış, TBMM’nin ilk üç döneminde milletvekilliği, mübadele esnasında Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, 1924 Anayasası’nın yürürlüğe konulduğu sırada Adalet Bakanlığı, Tevhid-i Tedrisat sürecinde ve Harf Devrimi esnasında Milli Eğitim Bakanlığı yapmış siyasetçidir. Mustafa Necati, eğitimde birliği ve Muallim mekteplerini hayata geçirmiştir. Memleketin ortak bir dili olsun demiştir. Bir devletin bir dili olur. Birçok dili kullanan yurttaşı olur ama bir ülkenin bir resmi dili olur. Bunda başarılı olduk mu? Hayır. Cumhuriyetin 91. yıldönümünü kutladığımız bu günlerde hala mahkemelerimizde tercümana ihtiyaç duyuluyorsa Cumhuriyetin eğitimdeki başarısı sorgulanmalıdır. Biz, Mustafa Necati’nin kim olduğunun, öğretmenler ve halk tarafından öğrenilmesini sağladık” diye konuştu.

“ATATÜRK AYDIN DİN ADAMLARI YETİŞTİRMEK İSTEDİ"

Altınok Öz, Atatürk’ün aydın din adamları yetiştirmek amacıyla çalıştığını ifade ederek şunları söyledi;

"91 yıl önce Cumhuriyet kuruluyor, kurulduktan birkaç yıl sonra Ankara’da Tıp Fakültesi yok. Benim mezun olduğum Ankara Tıp Fakültesi kurulacak ama Atatürk bir şey daha istiyor, diyor ki; ‘İlahiyat Fakültesi de kurulsun’. Ata’ya soruyorlar, ‘Atam paramızla ancak bir fakülte kurabiliriz, hangisini kuralım?’. ‘İlahiyat’ı kurun. Çünkü aydın din adamıyla bu milleti eğitemezsek gericiliğe mahkum kalırız’ diyor. Bizler, Batı’dan 200 yıl sonra İbrahim Mütefferika kanalıyla matbaayı Türkiye’ye getirdik. İbrahim Mütefferika sadece 17 kitap basmıştır. Ve o basılan kitaplar satılmadığı için matbaa kapatılmıştır. Oysa ki o matbaada Kuran-ı Kerim basılsaydı ve insanlar dinini öğrenseydi ona buna hayır demezdik. Çünkü İslam dini ‘oku’ diyor. Bizler, hem ilimde hem de dinde geri kaldık. İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır. İşte bu karanlıktan çıkmanın yolu da dinimizi ve dilimizi çok iyi bilmekten geçer”.