Türkiye Kalite Derneği (KalDer) İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Muhsin Çömden, iş yaşamında sürdürülebilirlik ve kalite seviyesinin artmasının tek yolunun eğitim kalitesinin yükselmesinden geçtiğini söyledi.

Dünyada yaşanan rekabet içinde Türkiye’nin özellikle üretim sektöründe atması gereken adımlar olduğunu kaydeden Çömden, verimlilik ve markalaşmanın da önemine dikkat çekti.

Günümüzde artan üniversitelerin peş peşe mezunlar verdiğini; kendini geliştiren ve fark yaratabilen kişilerin ise daha kolay kariyer yapabildiğini ifade eden Muhsin Çömden, gelişen teknoloji ve bilişimle birlikte insanların artık günün koşullarına uygun olarak daha donanımlı bir hale gelmesi gerektiğini vurguladı.

Sanayi ve üniversite işbirliği

Daha verimli ve yalın üretim modeliyle daha çok müşterilerin talep edeceği değerler üretilmesi gerektiğini belirten Çömden şöyle devam etti:

"Avrupa ülkelerinde nüfus yaşlanıyor. Üretimlerini ise Çin gibi uzakdoğu ülkelerine kaydırıyorlar. Bunun neticesinde ise daha ucuz iş gücüne sahip oluyorlar. Fakat artık bu ülkeler de batıdan edindikleri bilgi birikimi ve know how ile kendi markalarını yaratmaya veya var olan markaları da satın almaya başladılar. Özellikle Almanya bu durumun önüne geçebilmek için Endüstri 4.0 tabir edilen otomasyon ve birbiriyle iletişim kurabilen makineleri tercih etmeye başladı. Eğer bizler de üretim kalitemizi geliştirmez ve bilişimi üretimin süreçlerine dahil edemezsek, orta ve uzun vadede sorunlar yaşayabiliriz. Ülkemizde Avrupadaki örneklerde gördüğümüz gibi sanayi ve üniversiteler arasındaki entegrasyonun artırılması gerektiğinin altını çizen Muhsin Çömden, “Konusuna hakim ve yetkin elemanların yetiştirilmesi önem taşıyor. Arge ve Ürge’ye yatırım yapılmalı. Yurtdışındaki eğitim kurumlarının başarılı örneklerini alıp çalışanlarımızı iyi eğitmemiz şart. Bunun için meslek liseleri ve diğer eğitim kurumlarının geliştirilmesi ve bu gelişimin de sürekli hale getirilmesi gerekiyor. Sadece üretimin değil tüm süreçlerin de sürekli iyileştirilmesi ve kayıtlı olarak sisteme oturtulması lazım.”

İzmir’in potansiyeli büyük

Bir kent kimliği tartışması yaşayan İzmir’in pek çok farklı sektörde birden kendini geliştirmesi gerektiğine dikkat çeken Muhsin Çömden İzmir’in hem tarıma hem de sanayiye ihtiyacı olduğuna dikkat çekti.

Bir liman kenti olan İzmirde ulaşım, eğitim ve kent yaşamının rahatlığı gibi unsurlar olduğunu dile getiren Çömden, bu avantajlara sahip kentimizin tarım, sanayi, turizm, sağlık gibi sektörlerin hepsinde birden büyük potansiyel taşıdığını söyledi.

Çömden KalDer’in kalite bilincini yaygınlaştırmak, sürdürülebilir iş ve yaşam kalitesi ve dönüşüme liderlik eden bir sivil toplum kuruluşu olmak için çalışmalarını sürdürdüğünü sözlerine ekledi.