Demokratik Sağlık-Sen Genel Başkanı Togan Demircan, Devlet Memurları Kanunu revizyonunu ile ilgili yaptığı açıklamada, "Yeni düzenleme sağlık personelinin sorunlarını artıracak düzenlemeler içeriyor. Yasa yeniden gözden geçirilmeli’ dedi.

Demokratik Sağlık-Sen Genel Başkanı Togan Demircan, Yeni Teşkilat Yasası ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu revizyonunu değerlendirdi. Atamalar hakkında bilgi veren Demircan, Sağlık Bakanlığının 663 sayılı KHK ile yeni bir yapıya büründüğünü kaydetti. Togan Demircan, "Bu KHK avantaj ve dezavantajları da beraberinde getirdi. Sağlık Bakanlığının hantal bir yapısı yoktu; ancak 663 özellikle personel hareketliliğini hantallaştırdı. Aynı Bakanlığın çalışanları hastaneden, sağlık veya halk sağlığı müdürlüğüne geçiş için kurumlara arası naklen atamaya tabi olmak zorunda kaldı. Veya birden çok genel sekreterliklerin bulunduğu illerde bir genel sekreterlikten diğerinin bulunduğu bölge hastanelerine geçişine müsaade edilmedi ve halen edilmemekte. Kimse personelini bir diğer kuruma kaptırmak istememekte. Sonuç itibari ile hangi birimde çalışırsa çalışsın sağlık bakanlığı çalışanı olduğu göz ardı edilmektedir” dedi.

"Sorunlara neşter vurmasını istiyoruz"

663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kurumlarında profesyonel yöneticiler tarafından yönetilmesi planlanırken liyakat esası gözetilmediğini öne süren Demircan, "Bu yönde göreve gelen yöneticiler de asli işlerinin bir kenara bırakarak sırf sendikalarına şirin gözükmek adına malum sendika adına üye sayısını nasıl artırabilirim derdine girmişler. Sağlık bakanlığı tarafından son günlerde yeni bir teşkilat yasasının mayıs veya haziran ayı gibi yayımlanacağı bahsedilmekte. Yeni teşkilat yasası ile mevcut idarecilerin görevlendirmelerinin son bulması, ilçe sağlık müdürlüklerinin kapatılarak personelinin il halk sağlığı müdürlüklerine devredilmesi, halk sağlığı genel sekreterliklerinin oluşturulmasına ve mevcut genel sekreterliklerin sayısının 100’e çıkartılmasının, geçici görev ve il içi atama yetkisinin valilikten alınarak halk sağlığına verilmesi, halk sağlığı müdürlüklerine 500 sözleşmeli personel alımı planlanmaktadır. İllerdeki en yetkili ağız Sağlık Müdürleri olacak. Ancak 663 sayılı KHK ile oluşan yetki karmaşası böylelikle bitecek midir? Buna ihtimal vermiyoruz. Bakanlığımızdan özellikle personel hareketliliğinde yaşanılan sorunlara neşter vurmasını istiyoruz. İl içi tayinlerin önündeki engellerin kaldırılması elzemdir. Sağlık hizmetlerinin sunumu ve koordinasyonun sağlanmasında il sağlık müdürlükleri yetkili kılınmalıdır. KHK ile Sağlık Bakanlığına devredilen askeri hasta personellerinin üvey evlat muamelesi gördüklerini duyuyoruz. Devrolan bu personelin de bizim insanımız, bu vatanın evlatları olduğunu unutmamak gerekiyor. Bu arkadaşlarımıza İdarelerin öteki gibi davranmasını kabul edilebilir bulmuyoruz’ diye konuştu.

"Beş yılda bir kendini çek eden bir sistem ifadesi var"

Kamu çalışanlarına bir kısmına uygulanan yeşil pasaport uygulamasının tüm kamu çalışanlarını kapsaması gerektiğine dikkat çeken Demircan, şunları söyledi:

"Devletimizin memurunu ayrıştırmasını doğru değil. Bir hak varsa bunu bir bütün olarak ele almak gerekmektedir. 3’üncü dereceye inemeyen memur, memur değil midir? O zaman önündeki engeller kaldırılsın. 657 sayılı DMK ile ilgili de bir revizyon gündemde. Geçtiğimiz günlerde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız sayın Mehmet Müezzinoğlu açıklamalarda bulundu. Evet, yenilenmek güzeldir. Bir takım düzenlemelere ihtiyaç vardır. Kamu çalışanlarının taşeron arkadaşlarımız da dahil kadro beklentilerinin gerçekleşmesi ve tek çatı altında toplanması bizimde taleplerimiz arasındadır. Memur arkadaşlarımızdan beklenen liyakat, performans aynı zamanda yöneticilerden de beklenmeli. Sayın Bakan’ın beş yılda bir kendini çek eden bir sistem ifadesi var. Unvanı dışında çalışan kamu çalışanları hangi kritere göre çek edilecek. Yine sekiz başlıkta karneye esas esnek yapı ile kast edilen nedir? Bizler bu çalıştaylardan bihaberiz. Eşit işe, eşit ücret sendika olarak bizimde desteklediğimiz bir durum; ancak öyle mi? Elbette değil. Sağlık Bakanlığında bu ilke hayata geçirilemedi; ancak kamu görevlilerinin iş güvencesi bir müdürün inisiyatifine mi bırakılacak? Müdür olmanın kriteri ne olacak? Eskiden babacan müdürler vardı, şimdi taşeronda çalışan personeli toplayıp; “İş akitlerinin dudakları arasında” olduğunu söyleyen müdürler var. Biz suistimali seven bir yapıya sahibiz. Umarım bu manada vicdanlı içinde Allah korkusu olan Hz. Ömer adaleti ile işlem yapabilecek kişiler karar mekanizmasını oluşturur."