Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği Başkanı (ETİK) ve Türkiye Otelciler Federasyonu(TÜROFED) Başkan Yardımcısı Mehmet İşler, Ege termal turizmini hakkında çarpıcı açıklamalarda bulunarak Ege termal turizmini masaya yatırdı. Termal turizmiyle birlikte 12 ay “sürdürülebilir” bir turizm ortaya koymanın mümkün olabileceğini söyleyen ETİK Başkanı, öte yandan kaplıcalar yönünden zengin yerlerimizin yatırımcı bulma yönünden güçlük çektiğini söyledi. Termal turizmi için bazı radikal kararların alınması gerektiğini ifade eden Mehmet İşler, İzmir’i EXPO yönünden Avrupa’nın merkezi konumuna getirebilecek potansiyellerinin var olduğunu ve İzmir’in turizm kenti haline gelebilmesi için turizm sektörünün önde gelenlerinin el ele vererek uyumlu bir şekilde çalışmaları gerektiğini sözlerine ekledi.

TERMAL TURİZMİYLE SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZM MÜMKÜN

İzmir’in turizm adına her şeyinin mevcut olduğunu ve bu alanda büyük bir potansiyele sahip olduğunu söyleyen Mehmet İşler, İzmir’i bir turizm kenti haline getirebilmek için bu potansiyel hakkında ortak karar ve ortak yönetim mantığıyla seçilmiş ve atanmış kişilerin bir konsensüs oluşturması gerektiğini söyledi. Ayrıca Mehmet İşler, İzmir turizmini 12 ay “sürdürülebilir” bir turizm haline getirebilmek için faydalanılması gereken kent turizmi çeşitliliği ürünlerinden başta “termal turizmi” olmak üzere spa ve kür turizmi olduğunu ifade etti.

İZMİR, SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZM BAKIMINDAN MAĞDUR DURUMDA

Ege Bölgesi’nin termal turizmi bakımından önemli potansiyele sahip Agamemnon Kaplıcaları (Balçova) ve Çeşme alanlarını masaya yatıran Mehmet İşler,” Tarihsel anlamda bakacak olursak, İzmir kaplıcaları yıllardan beri, termal merkezi olarak adlandırılmıştır. Agamemnon kaplıcalarının hikayesini zaten herkes biliyor. Yüzyıllardan beri Agamenon Kaplıcaları(Balçova) günümüzde Nordik(İskandinavya) ülkeleri diye tabir ettiğimiz ülkelerden ciddi şekilde talep görmektedir. Dolayısıyla, bugün Türkiye’nin değil, dünyanın belki de en güzel sahillerine sahip olan Çeşme plajlarımız yazın turistlere kapılarını açmışken; hem denize girebileceğiniz; hem de kendi denizinin içinden termal suyunun çıkma özelliğine sahiptir. Bu özelliğiyle Çeşme, dünyada ender rastlanan yerler arasında yer almaktadır. Ancak, otellerin açılma ve kapanma süresi bakımından Çeşme sezonu süresinin sadece iki buçuk ay olduğunu görüyoruz. Oysa Çeşme, sahiliyle ve iklimiyle, özellikle de termal turizmini ön plana çıkartarak “12 ay sürdürülebilir” bir turizmin yapılabileceği bir destinasyon merkezi haline gelmesi potansiyeli olan bir turizm yeridir. İzmir, maalesef bu açıdan da mağdur durumda ve mahrum olmaktadır” açıklamalarında bulundu.

İzmir’de yer alan işletme ve yatırım belgeli termal tesisler hakkında sayısal bilgilerden faydalanarak açıklamalarda bulunan ETİK Başkanı Mehmet İşler, “İşletme belgeli termal tesislerimize baktığımızda, toplam bin 950 oda ve 4 bin 213 yatak kapasiteli tesisimiz olduğunu görüyoruz. İşletme Belgeli termal tesislerin en fazla Çeşme’de yer aldığını görmekteyiz. Bu rakamlar da, Çeşme’nin termal turizmiyle 12 ay sürdürülebilir turizm yapması için ne kadar elverişli olduğunu gözler önüne sermektedir. Yatırım belgeli termal tesislerimiz yine daha çok Çeşme’de yer alıyor. Dikili’yle beraber yatırım belgeli termal tesisler yönünden toplam 544 oda ve bin 622 yatak kapasitesine sahibiz” açıklamalarında bulundu.

YATIRIMCI, YATIRIM YAPMAKTAN KORKUYOR

Seferihisar Doğanbey ve Dikili Kaplıcaları’nın yatırıma son derece elverişli yerler olduğunu söyleyen Mehmet İşler, bu alanlarda yatırımcı bulma konusunda problemler yaşandığını belirtti. Mevcut problemler hakkında çarpıcı açıklamalarda bulunan ETİK Başkanı ve TÜROFED Başkan Yardımcısı, var olan problemlerle ilgili şu ifadelerde bulundu:

“Bugün, Doğanbeyli ve Dikili’de bulunan kaplıcalar yatırıma son derece elverişli yerlerdir. Ancak, turizm alanı olarak ilan edilen bu yerlerde de yatırımcı bulma konusunda, maalesef yerel yönetimlerin imar değişiklikleri ve imarla ilgili verdikleri izinlerle birlikte bazı bürokratik sebepler ve mahkemeye yapılan itirazlar neticesinde yatırımcı yatırım yapmaktan korkmaktadır. Aynı zamanda, termal turizmine yatırım yapmak için, sadece imar değişikliği ya da bürokratik engellerle ilgili insanların korkmasına neden olmamaktır. Bunun yanında, bir de hepinizin bildiği gibi termal suyuyla ilgili olarak kaynağın sudan çıktığı yerle ilgili ödenen bedeller var. Siz, işletmeci olarak o yere talip olduğunuzda sadece suya para ödemekle kalmıyorsunuz, aynı zamanda cirodan da bir bedel ödemek zorunda kalıyorsunuz. Bakanlıkların yönetmeliğinde de var olan bu bedel maddesine göre, yapmış olduğunuz cirodan yüzde 1 oranında pay vermek zorunda kalıyorsunuz. Bu olumsuzluk ta işletmelerin termal turizmine yatırım yapmalarını engellemiş oluyor. Aynı zamanda yatırımcı, başka iş bile yapsa termal turizm işine girdiğinde yüzde 1 bedel ödemenin getirdiği büyük maliyetlerin yanında çarpık bir yönetmelikle de karşı karşıya kalıyor. Bu tip olumsuz durumlar, yatırımcıyı da korkuttuğu için maalesef İzmir’deki bu potansiyeller de böylece iyi değerlendirilemiyor.”

TERMAL TURİZMİ İÇİN DEVRİM ŞART

Termal turizmin bir “hamam kültürü” mantığından uzaklaşılarak ve alternatif tıpla paralel olarak modern sağlık ve kür merkezlerine dönüştürülmesi gerektiğini ifade eden İşler, bu alanda adeta “devrim” yapılması gerektiğinin altını çizdi. Termal turizme dış ülkelerden döviz getirebilecek bir anlayışa termal turizminin işletilmesi gerektiğini ifade etti. Öte yandan İşler, İzmir’in günümüzde gastronomi, kruvaziyer, fuar ve kongre etkinlikleriyle birlikte kültür-inanç turizmlerinin yanında termal turizminin İzmir’in genel turizm alanına büyük hizmetler verebilmesi adına büyük bir potansiyel olarak göze çarptığına vurgu yaptı.

İZMİR’İ AVRUPA’NIN MERKEZİ KONUMUNA GETİREBİLİRİZ

Ege tarihinde İzmir’i ilkleri başarmış ve öncü bir şehir olarak nitelendiren Mehmet İşler, İzmir’i EXPO alanında Avrupa’nın en büyük termal, spa ve sağlık merkezi haline getirebileceklerini ifade etti. Bu şekilde bir büyümeyle birlikte İzmir’e zengin bir döviz kaynağı sağlanabileceğini sözlerine ekleyen ETİK Başkanı,” Bugün, Avrupa’da büyük termal merkezleri bulunmaktadır; fakat Ege’de her şeyin öncüsü ,Ege’nin incisi İzmir’de, yine ilkleri adımını atabiliriz. EXPO alanında İzmir’i, Avrupa’nın en büyük termal, spa ve sağlık merkezi haline getirebiliriz. Böylece İzmir, termal turizminde de her şeyin öncülülüğünü yaptığı için bu alanda da öncülük yapabilir. Avrupa’nın en büyük termal, kür ve spa merkezini bugünkü Expo alanında kurduğumuz zaman, buradaki hastanelerimizi kür merkezi haline getirip, döviz kaynağı elde edebileceğimiz zengin bir yer haline getirebiliriz. Hatta, gerçekleştirmek istediğimiz bu anlayışı Balçova Termal Tesisimiz ve Kaya Termal Otelimizle gerçekleştirdik. Dolayısıyla, bu tesisimizi ve otelimizi daha da büyütüp Avrupa’nın merkezi haline getirebiliriz.

İNCİRALTI’NA 5 BİN KİŞİLİK SAĞLIK MERKEZİ KURULSUN

Geçtiğimiz senelerde EXPO için üretilmiş olan projelerin hayata geçirilmesi gerektiğini söyleyen ETİK Başkanı, özellikle İnciraltı Bölgesi’nin turizme kazandırılması yönünde görüş bildirdi. İnciraltı’nda bulunan yaklaşık 550 hektarlık alanın bir kısmına Osmanlı mimarisini yansıtan, içinde termal havuzların, hamamların ve spa merkezlerinin olduğu 5 bin kişilik sağlık merkezlerinin yapılabileceğini ifade etti. İzmir’i medikal turizmde söz sahibi yapmanın en önemli şartının, turizm çeşitliliğini arttırmak olduğunu söyleyen İşler, ayrıca “İnciraltı Bölgesi’ne İzmir’i uluslar arası platformda pazarlayabilecek anıtsal bir proje yapılsın” vurgusunda bulundu.

İZMİR, NEDEN MEDİKAL TURİZMİN MERKEZİ OLMASIN?

Öte yandan Mehmet İşler, İnciraltı’na yapılmasını önerdiği medikal merkezlerin Bölge’ye kazandırılması sonucunda turizmden elde edilen payı arttıracağını söyleyerek, "Kongre turizmini İstanbul’a, golf ve spor turizmini Antalya’ya kaptırdık. Medikal turizmin merkezi olma şansını rakiplere kaptırmayalım. Herkesi göreve davet ediyorum. İzmir kazansın, turizm konseptine ve çeşitliliğine katkı koyalım. Kentimizin geleceği için yeni hedefler koyalım" diye konuştu.

İZMİR, TÜRKİYE’YE VE AVRUPA’YA ÖRNEK MODEL OLABİLİR

İnciraltı’na yapılacak olan sağlık merkezi sayesinde yeşil alanların korunacağını belirten Mehmet İşler, ayrıca İzmir’i sağlık turizmi yönünden cazibe merkezi haline getirdikleri takdirde, Türkiye’ye ve Avrupa’ya örnek bir model olarak sunabileceklerini dile getirerek, "İzmir’i sağlık turizminin anıtsal çekim ve cazibe merkezi haline getirelim ki, Türkiye’ye ve Avrupa’ya örnek bir model yaratmış olalım. Balçova’nın termal sağlık turizmi konusunda birikimi var. Uşak, Afyon ve Denizli’yi içine alan büyük eserin merkezi olarak ta İzmir’i medikal turizmin başkenti yapalım. Örnek bir projeyle sağlık turizminde söz sahibi olan Macaristan, Çek Cumhuriyeti ve Orta Avrupa ülkeleriyle rekabete girelim. Sağlık turizminden faydalanmak için kentimize Almanya, Hollanda, Avusturya, Belçika ve Türkiye Cumhuriyetleri’nden insanlar geliyor. Dijital pazarlama yapıp, aynı zamanda fuarlara katılalım. Kruvaziyer turizmi ile İnciraltı’na gelen insanlar, bölgeyi ziyaret etsin" açıklamalarında bulundu.

Son olarak, İzmir’i turizm sektörünün dayanışma halinde ve uyumlu bir çalışmayla istenilen noktaya getirilebileceğini ifade eden ETİK Başkanı, “İzmir saymış olduğum bu bütün alanlara adaydır ve bunları başarabilecek güçtedir. Ancak, İzmir’in turizm kenti haline gelebileceği global bir stratejik turizm planlaması yapması gerekmektedir. Bu da atanmışların ve seçilmişlerin yanında, sektörün el ele vererek yapabileceği senkronize bir uyumlu çalışma sonucunda gerçekleşebilecektir” diyerek sözlerini tamamladı.