İzmir’in Urla ilçesinde, her yıl düzenlenerek geleneksel hale getirilen bu yıl 7.’si gerçekleştirilen Urla Mart Dokuzu Ot festivali yoğun bir katılımla başladı.

Urla ilçesinde, bu yıl 7.’si gerçekleştirilen Urla Mart Dokuzu Ot festivali start aldı. 25-26 Mart tarihlerinde gerçekleştirilen festivale, Ege’deki çok sayıda il ve ilçeden kişiler kente akın etti. Urla’nın önemli tarihi eserlerinin gezildiği bir kültür turu ile başlayan festivale, Urla Belediyesi ev sahipliği yaptı. Program kapsamında da, tarihi Karantina Adasındaki Tahafuzhane, 360 Derece Tarih Araştırmaları Derneği Tekne Yapım Atölyesi (Kiklad) ve Antik Klazomenai Zeytinyağı İşliği gezildi. Gezinin ardından Eski Tamirhane Binasında festivalin açılışı gerçekleşti. Açılışa, Urla Belediye Başkanı Sibel Uyar, meclis üyeleri, İzmir Büyükşehir Belediyesi Yerel Hizmetler Müdür Yener Kırmızı, Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi Başkanı Ümmühan Tibet, Şefler ve çok sayıda vatandaş katıldı.

"Özel bir coğrafyada, yarımadada yaşıyoruz"

Başkan Uyar, Urla mutfağının çok zengin olduğunu ifade ederek, "Mutfağımız çok zengin. Mübadelenin etkisi oldukça fazla. Birlik ve beraberlik içerisinde nasıl yaşandığı mutfak kültürümüzden de anlaşılıyor. Çok çeşit otlarımız var. Rüzgarımız güzel, güneşimiz güzel, topraklarımızda bereketli olunca bu çeşitliliği arttırıyor. Çok özel bir coğrafyada, yarımadada yaşıyoruz. Ben bunu bir miras olarak kabul ediyorum. Benim anneannemden öğrendiğimi torunuma anlatmam gerekir. Bu tür festivallerle mirasımızı unutmayacağız gelecek kuşaklara aktaracağız. Yaptığımız festivallerin ana amacı da budur zaten. Biz festivali bir eğlence olsun diye yapmıyoruz. Bizim amacımızda bu tozu üfleyerek Urla’ya hak ettiği değeri kazandırmaktır” ifadelerini kullandı.

Urla Doğal Sofra Gönüllüleri Başkanı Bilge Bengisu Öğünlü ise şöyle konuştu:

"Geleneksel olmazsa, tarih olmazsa, kültür olmaz. Bizi biz yapan geçmişimizdir. Urla hem doğasıyla hem insanıyla bir mücevher. Onun bu şekilde kalması, değerlerinin parlatıp sunulması bizim için önemli olandır. Zeytinyağımız, enginarımız, üzümümüz, balığımız, denizimiz çok kıymetli hazinelerimizdir. Bunları dünya standartlarında tanıtmamız ve üzerindeki o tozu atıp parlatmamız gerekiyor” şeklinde konuştu.

Panel ve yemek atölyelerinin de gerçekleştiği festivalde, Şef Osman Sezener, Ümmühan Tibet ve Ahmet Güzelyağdöken ’Ege Otları’ ve ’Mutfağımızda Zeytinyağının Önemi’ konulu söyleşiler yaptı.