Geçtiğimiz Çarşamba günü Kemal Kaynaş Stadyumu’nda oynanan Ziraat Türkiye Kupası’nda şehrimizi temsil eden Karaman Belediyespor, rakibi Kozanspor’u tek golle mağlup etmeyi başarmış ve adını bir üst tura yazdırmıştı. Gerek maçın oynandığı her dakika, gerek oyundaki topun rakip filelerle tek buluşmasında ve gerekse maç bitiminde tribünlerin coşkusu Süper Lig’de mücadele eden takımların taraftarlarını aratmayacak türdendi. 
Maç boyunca yani 90 dakika tribünleri inleten ve takımımıza sürekli destek veren taraftar grubu ayrı bir teşekkürü hak ediyor. 
Futbolla ne kadar ilgilisiniz bilemiyorum. Bendeniz âcizane fırsat buldukça Karaman Belediyespor’un yaptığı karşılaşmaları izleme gayreti içerisindeyim. Bunun yanında zaman zaman Süper Lig karşılaşmalarını da, tabi vakit ve fırsat buldukça izlerim. 
Burada sporun faydalarından, güzelliğinden ya da başka bir yönünden bahsetmek istemiyorum. Bahsetmek istediğim konu tamamen farklı.
Bir örnek vermek gerekirse Akhisar ilçesi, Manisa iline bağlı bir şehir. 160.000 kişi civarında bir nüfusa sahip ve biz Akhisar Belediyespor’u Süper Lig’den tanıyoruz. Büyük takımlar dediğimiz ülkemizin köklü futbol takımlarının şampiyonluk yarışları sırasında kritik deplasmanlardan saydıkları da aşikâr. Çünkü bazen Akhisar’da kaybedilen bir karşılaşmayla şampiyonluklar kaybedilebiliyor. 
Akhisar Belediyespor’dan da bahsetmek istemiyorum. Detaylı bilgi isteyenler, herhangi bir spor sitesini açıp, inceleyebilir.
Köfteci Ramiz’den bahsetmek istiyorum. 
1928 yılından bu yana Akhisar’da köfte işi yapan ve bugün 27 ilde 136 şubeye sahip olan bir kuruluş Köfteci Ramiz. Bizler Köfteci Ramiz ve dolayısıyla Akhisar ismini Süper Lig’de top koşturan Akhisar Belediyespor sayesinde öğrendik. Artık nerede tabelasını görsek ilk aklımıza gelen nasıl köfte yaptığı değil, Akhisar Belediyespor’a verdiği göğüs reklamı.
Tekrar Çarşamba gününe gelelim. Karaman Belediyespor maçlara reklamsız çıkıyor. Şehrimizi temsil eden futbol takımının üzerinde bu şehirle alakalı tek reklam yok. Hangi ligde mücadele ettiğine bakmaksızın bu, sanayi şehri olmakla, ülkenin büyüyen bilmem kaçıncı şehri olmakla açıklanacak bir durum değil, dahası utanç duyulacak da bir durumdur. 
Başta Karaman Belediye Başkanı Sayın Ertuğrul Çalışkan ve Kulüp Başkanı Sayın Hacı Osman Ünüvar beyefendileri kutlamak istiyorum. Kısıtlı imkânlar ölçüsünde ellerinden gelenin daha fazlasını yapmak adına neredeyse tüm zamanlarını futbol takımına ayırmış haldeler. 
Öte yandan körlerin ve sağırların birbirlerini ağırlaması misali, malum kişilere bakıyorum. Ulusal ajansların önüne serdikleri devasa büyüklükteki reklam bütçelerine aldırmaksızın, Karaman Belediyespor’u bu kentte sanki bir fazlalık gibi gören malum kişilere.
Bu memleketin siyasetçilerine, idarecilerine bakıyorum sonra. Her şartta dillerinden düşmeyen Karaman sevdalarına, birbirlerine basın karşısında plaket dağıtmalarına, Karaman Belediyespor maçlarına zoraki bir havayla geldikleri her hallerinden belli olmalarına ve tribünlerdeki taraftar kadar destek olmadıklarına.
Ve şunu anlıyorum ki bu şehir, kazanma mantığının bulunmadığı hiçbir aktiviteye sıcak bakmıyor. 
BAL Ligi başlıyor, Ziraat Türkiye Kupası maçı da var ve ne gariptir ki bu takımın formasında, formayı üreten firmanın amblemi dışında tek detay yok.
Yoksa bizler bazı güzellikleri sırf para kazanamadığımız için kambur olarak mı görüyoruz?
Yoksa bizler o kamburumuzdan utanıyor muyuz? 
Ertuğrul Çalışkan’nın desteği, Hacı Osman Ünüvar’ın özverisi, Nasuh Aköz’ün liderliği ve bu formayı terleten tüm futbolcuların alın terleriyle;
Yolun açık olsun Karaman Belediyespor!
Bazı para babalarına inat hem de!