AK Parti Karabük Milletvekili ve TBMM Çevre Komisyonu Başkan vekili Osman Kahveci, Ankara’da düzenlenen TÜRKTAY’ın ‘Tüm yönleriyle atık yönetiminde yeni yaklaşımlar’ konulu paneline katıldı.

Düzenlenen panelde konuşan Milletvekili Osman Kahveci, Türkiye’nin sanayileşmesinin 1950’lerden itibaren hızlandığını ancak bu bilinçli ve özellikle çevre bakımından sürdürülebilir bir süreç olarak gerçekleşmediğini söyledi.

Kahveci, konuşmasında, ülkede gerek sanayileşme, gerekse şehirleşme sürecinde çevrecilik açısından birçok olumsuzlukların yaşandığını ve bu konularda alternatif görüşler ortaya koyanların yanlış hareket noktaları ve söylemleri, toplumdan destek bulamadığını belirterek, “Yaşadığı ülkenin, hitap ettiği toplumun tarihiyle, değerleriyle, hassasiyetleriyle örtüşmeyen çevrecilik akımları etkin sivil toplum kuruluşları haline gelemezler. Kültürüyle, inancıyla, değerleriyle, ihtiyaçları ve imkânlarıyla insanı temel alan bir çevrecilik anlayışının, etkisi ve ikna ediciliği, hiç şüphesiz daha derin olacaktır. Bizim mensubu bulunduğumuz medeniyetin ve ait olduğumuz kültürün, çevre konusunda oldukça güçlü referansları, oldukça sağlam argümanları vardır. Geçtiğimiz 12 yılda Türkiye, her alanda olduğu gibi, kalkınma, sanayileşme, üretim konusunda da yeni bakış açılarına, yeni standartlara kavuşmuştur. Aynı şekilde, çevre, çevreye bakış, çevrecilik, çevre politikaları, çevrecilik söylemi konularında da çok ciddi değişiklikler yaşanmıştır. Türkiye’de çevrecilik, artık marjinal bir kesimin hobisi değil, toplumun büyük bölümünün benimsediği bir devlet politikasıdır. Panelimizin konusu olan atık ve geri kazanım konularında son 12 yılda yaşanan devrim niteliğindeki değişim, buradaki herkesin malumudur, bilgisi dâhilindedir. Sadece, iktidar partisinin bir mensubu ve Meclis Çevre Komisyonu Başkanvekili olarak şunu açıkça ve samimiyetle ifade etmek istiyorum ki; bugün artık Türkiye, çevrenin korunmasıyla kalkınmanın birlikte yürütülebileceği konusunda sağlam ve sürdürülebilir bir politikaya sahip bulunmaktadır. ‘İnsanı Yaşat ki Devlet Yaşasın’ anlayışı, bu politikanın en veciz ifadesidir. Bu inançla, çevreyi koruyarak kalkınmamızı sağlayacak her türlü çabaya destek verdik, destek vermeye devam edeceğiz. Pek çok gelişmiş ülkenin onaylamaktan çekindiği Kyoto Protokolünü biz büyük bir özgüvenle 2009 yılında onayladık. Avrupa Birliği’ne adaylık sürecinde, ülkelerin büyük bölümünün en sona bıraktığı Çevre faslını biz en önce açtık. Bizim için çevreye saygılı, inancımızın bir gereği olduğu kadar, varlığımızın ve gelecek nesillerimizin bekasının da ayrılmaz bir parçasıdır.

Önümüzdeki yıllarda da inşallah aynı anlayışla çalışmayı, hizmet etmeyi sürdüreceğiz” dedi.