AK Parti Kars Milletvekili Prof. Dr. Yunus Kılıç, mevsimlik tarım işçilerinin sorunlarını meclise taşıdı.

Milletvekili Prof. Dr. Yunus Kılıç, Dünya’daki 1,1 milyar insanın yaklaşık 450 milyonunu tarım işçilerinin oluşturduğunu söyledi.

AK Parti Kars Milletvekili Prof. Dr. Yunus Kılıç, “Sorun büyük. Ülkenin bir gerçeği, aynı zamanda dünyanın da bir gerçeği. Dünya’da yaklaşık iş hayatında 1,1 milyar insan var ve bunun yaklaşık 450 milyonu tarım işçisi ve yine gelişmekte olan ülkeler başta olmak üzere aşağı yukarı bunun yarısı da mevsimlik gezici ya da geçici tarım işçisi. Yani tarım işçiliği dünyanın en zor, en meşakkatli işi. Hele bir de bunun üzerine gezici ve geçici olmaktan kaynaklanan ağır şartları eklediğiniz takdirde bir o kadar daha hayatı zorlaştıran, insanların yaşamlarını sıkıntıya sokan, yaşlısını, gencini, çocuğunu, bütün aileyi bu ızdırapla birlikte bir ömür boyu yaşamaya zorluyor” dedi.

“BÖLGELERDEKİ ÇOCUKLARIN YÜZDE 10’U BU MEVSİMLİK TARIM İŞÇİSİ GÖÇÜNE TABİ OLUYOR”

Tabi gerçeği bilimsel altyapısına baktığınız zaman, aslında, 1950’li yıllardan sonra, 1960’larda, 1970’lerde, bugün potansiyeli oluşturan Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne baktığınız zaman, şehirlere göç en alt seviyelerde, diğer bölgelerden çok daha aşağıda bir göç var diyen Prof. Dr. Yunus Kılıç, “Ama, 1970’li yıllardan sonra baktığınız zaman, özellikle ortakçılık, kiracılıktan daha ziyade, insanların nüfus sayısının artmasıyla beraber, kendi alanlarındaki tarım arazilerinin de küçülmesiyle beraber yaşam alanlarını sürdürememeye başladıktan sonra başka yollar aramaya başlıyor. Yani, temelinde kendi yaşadığı alanlardaki istihdam problemleriyle başlayan bir süreçtir. O kadar ağır bir süreç ki bu, çocuklar boyutuyla baktığınız zaman, bölgelerdeki çocukların yüzde 10’u bu mevsimlik tarım işçisi göçüne tabi oluyor. Aynı zamanda bunların okullardan uzaklaştığı ortalama sürelerin toplamı yılda yetmiş gün. Okullar açılmadan otuz sekiz gün önce ayrılıyor, açıldıktan sonra okula gelebiliyorlar, otuz iki gün de okullar kapanmadan önce okuldan ayrılmak zorunda kalıyorlar. Üç buçuk ay yani dokuz aylık eğitimin üç buçuk ayında çocuklar okuldan uzak. Sağlık alanına geldiğiniz zaman, bu alanda sağlığa yeterince erişim olamadığı için, insanların. Özellikle kadınlarda gebelik takibi Türkiye ortalamasının yarısı kadardır. Kadınlarda doğumlardaki ölüm oranı Türkiye ortalamasının 10 kat üstünde. Bebeklerde ölüm oranı Türkiye’nin ortalamasının 5 katı üzerinde. Doğurganlık bütün bu sıkıntılara rağmen, aslında hiç de istememelerine rağmen, takipler yapılamadığı için, bilgilendirilemediği için Türkiye’nin 2 katı, dolayısıyla, hangi boyutundan bakarsanız. Örneğin, temiz içme suyuna, kullanma suyuna ulaşım oranı bu alanlarda siz ne kadar buraları iyileştirecek olsanız bile yüzde 33’ün üzerinde değil. Beslenme problemleri, barınma problemleri, doğayla baş başa olduğunuz bir süreçten bahsediyoruz. Bu, Türkiye’nin bir gerçeği. Bu, eskiden de vardı, bugün de azalarak da olsa devam ediyor ama var. Ama daha çözülmesi gereken oldukça sıkıntılı bir alan olduğunu unutmamamız lazım. Zaten unutmamış olmalıyız ki bütün partilerin ortak görüşüyle birlikte böyle bir araştırma komisyonu kurulmasını arzu ediyoruz” diye konuştu.

Evet, burada takdir, tenkit ve tekdir dengesini çok iyi ayarlamak lazım. AK Parti hükümetlerinden sonra bu alana atılmış olan elin de ehemmiyetini ortaya koymak gerektiğini ifade eden Prod. Dr. Kılıç, “İlk defa, AK Parti döneminde olan bir süreç değil, çok önceden başlayan ama AK Parti hükümetleriyle farkına varılan, tespitler yapılan, genelgeler yayınlanan, eylem planları ortaya konulan ve bunu takibine başlandığı önemli süreçlerden geçiyoruz. Elbette sorun bugüne ait bir sorun olmadığı için çözümü de bir günde, üç günde, beş günde olacak değil. Önemli olan bu konudaki kararlılığımızın ve bu sorunun ehemmiyetine olan inancımızı devam ettirmemiz ve aksayan taraflarını yer yer araştırarak ortaya koyup, gerekli tedbirleri ve önlemleri alma gayretimizin devam etmesi lazım; önemli olan bu. Şu anda yapmaya çalıştığımız da budur. Biz diyoruz ki evet, genelge yayınlandı, eylem planları yapıldı, çadır kentler kuruldu. Mesela bir tane örneğini vereyim. "Hiç yaptınız mı?" dediniz ya; Bitlis’in Ahlat’ında mesela, 100 konutluk son derece insani imkanlara sahip olan mevsimlik tarım işçileri kenti kuruldu. Son derece modern alanlar. Bunu, toplumun geneline, bu 38 ile doğru yayabilirsek, önemli bir ölçüde mesafe almış olacağız. Bunları görmezlikten gelmemek lazım. Bunlar, Türkiye’de bu alandaki önemli gelişmeler. Eksik yok mu? Çok fazla. İşte, Hükümet kanadı olarak biz de diyoruz ki, evet, biz bunların uygulanmasında meydana gelen sıkıntıları hep beraber, kimsenin kimseden bir şeyi saklamayacağı bir şeffaflık içerisinde ortaya koyalım, araştıralım, tespit edelim. Yine hep beraber toplanalım gelelim, bunların sonuçlarını burada değerlendirelim. Ne yapılması gerekiyorsa bu sıkıntılı alanda bizim insanımıza karşı olan sorumluluğumuzdan kaynaklanan borcumuzu hep beraber bunların hayatlarını kolaylaştıracak önlemleri alarak, sürdürülebilir yaşantılarını onlara sunarak ve İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde, Çocuk Hakları Beyannamesi’nde, Bildirgesi’nde onlara sağlamamız gereken hakları yeterince onlara vererek biz Hükümet tarafı olarak da, muhalefet tarafı olarak da Parlamento topyekün bunlara bunları sağlama noktasında gayret sarf edelim” şeklinde konuştu.

Mecliste bir araştırma komisyonu kurulması gerektiğine dikkat çeken AK Parti Kars Milletvekili Prof. Dr. Yunus Kılıç, daha sonra şunları söyledi:

“İnanıyoruz ki arkadaşlar, bu araştırma komisyonunun kurulmasıyla beraber özellikle, yayımlanmış olan Başbakanlık genelgesinin yürütülmesinde meydana çıkan sıkıntıları hep birlikte gözlemleme ve bunları da gerekli yeni mevzuatlarla -eksikliklerle- insan kaynaklarının geliştirilmesiyle, finansal kaynakların geliştirilmesiyle aşamama gibi bir sıkıntıyla karşı karşıya kalmayacağımıza şimdiden inanmamız lazım. Yani "Ne yaptınız bugüne kadar?" Evet, insanın içerisinde bulunduğu bir süreç, bir günlük değil, bir günde çözülecek değil ama 3 milyona yakın insandan bahsediyoruz. Bakın, 3 milyon insan her yıl yer değiştiriyor ve bunlar aynı zamanda, her yıl bir kere de yer değiştirmiyor. Bir çok zaman bir istihsal sezonunun içerisinde, bir üretim dönemi içerisinde birkaç yer değiştirmek suretiyle aslında hiç de geçici olmayan yaşamlar kuruluyor burada. Altı ay, sekiz ay bu aileler tamamen kendi yaşam alanlarından çocuklarıyla, yaşlılarıyla, hastalarıyla birlikte uzaklaşıyorlar. Bunların rehabilitasyonuyla alakalı, yaşam alanlarının iyileştirilmesiyle alakalı ve bunların ücretleriyle alakalı, sağlık hizmetleriyle alakalı, barınma, korunma, güvenlik hizmetleriyle alakalı son derece önemli tedbirlerin artırılarak alınmasına ihtiyaç olduğu bir alan. Bunların gelirleri de çok düşük. Bakın, Türkiye’de kadınların, bu mevsimlik işçilerde kadınların günlüğü ortalama 36 lira, erkeklerinki 48 lira. Bunların altı ay çalıştıklarını düşünün arkadaşlar, bir evde 2 kişinin çalıştığını düşünün yani 48’e 36 daha koyduğunuzda 70-80 lira bir günde bir ailenin kesesine giren para. Bunu altı ay aldıklarını varsayarsanız arkadaşlar, geri kalan altı ayda ortalama bir günde harcayacakları paranın toplamı 40 lira. Aslında böyle sıkıntılı ekonomik şartların yaşandığı bir alan. Evet, ülkemizin bir sorunu mu? Sorunu ve AK Parti hükümetleriyle beraber geliştirilen bu sorunu çözmeye yönelik gayreti sizin de katkılarınızla kurulacak araştırma komisyonuyla beraber ortaya koyup gerekli tedbirlerin, varsa mevzuat noksanlıklarının, varsa insan kaynağı noksanlıklarının ve finansal noksanlıkların çözümü noktasında önemli tespitler yapacağımıza inanıyor, mevsimlik tarım işçilerinin sürdürülebilir yaşamına ciddi katkı sunacağımıza inanıyorum.”