Uzman Sosyal Pedagog-Psikolog Hanım Demirbaş, çocukların İphone sendromundan korunması gerektiğini belirterek, "Kontrolsüz ve sınırsız medya tüketimi çocuklarda olumsuz sonuçlar doğruyor" dedi.

Hanım Demirbaş, "Çocuklar ve ergenler sürekli değişen ve zenginleşen teknoloji çağında yetişmektedir. Üç yaşındaki bir çocuk İPad’de resim çiziyor, ilkokul öğrencisi cep telefonunu kurcalıyor, oynayarak küçükler bile en son çıkan teknolojiyi kullanmayı öğreniyorlar.

Günümüzde çocuklu evlerde artık sessizlik hakim. Bu çocuklar uyudukları için değil herkes televizyon, İPad, bilgisayar, cep telefonu gibi bir teknolojik aletle meşgul olduğu için. Her gün bu araçlarla oynuyorlar ve öğreniyorlar" diye konuştu.

Hanım Demirbaş, "Bazı uzmanlar teknolojinin fazla tüketimi durumunda tüketimi ve sağlıklı gelişimi tehdit altına almakta olduğu görüşünü savunmaktadır. Bazı görüşlere göre tabletlerin vs. daha iyi öğrenmeye olanak sağladığını söyler. Her iki durumda da teknoloji çağına çocuklar küçük yaşta hazırlanmaktadır. Bu durumda “İphone sendromu” ndan korunmak gerekir. Bunun oluşumu örneğin, yolda ya da trafikte sıkılmış çocuklarını susturmak için ellerine telefonu tutuşturmakla başlıyor. Çocuklar huysuzlandıklarında bu şekilde teknolojiyle eğlenmeyi öğreniyorlar. Ama sabırlı olmayı veya sıkıcı durumdan kendiliğinden, kendi fikirleriyle çıkmayı öğrenemiyorlar" ifadesinde bulunarak ailelere şu uyarılarda bulundu:

"Bazı ailelerin mükemmeliyetçi yapıları gereği çocuklarının teknolojiden geri kalabilecekleri endişesiyle erken yaşta çocuklarına bunların tüketimi için zemin hazırlıyorlar. Ayakkabı bağlamayı ya da yüzmeyi bilmeyen çocuklar telefonun her türlü ayrıntısını biliyorlar. Kontrolsüz ve sınırsız medya tüketimi çocuklarda büyük ölçüde olumsuz sonuçlar doğurmaktadır. Huzursuzluk, dikkat eksikliği, uyku bozukluğu gibi klasik semptomlar medyanın yanlış tüketiminden de kaynaklanabilmektedir. Hatta sosyal medya bağımlılığı tehlikesi söz konusu olabilmektedir. Bunları engellemek adına iki yaşından küçükleri herhangi bir ekranın önüne oturtmamalı. İlkokul çağına kadar İPad, bilgisayar, cep telefonu gibi teknolojik aletlerin tüketimi günlük 30 dakikayı geçmemeli. On yaşındakiler için bir saat, on bir yaşından sonra yetmiş beş dakikadır günlük tüketim sınır değeri. Daha çekici, aile içi ve aile dışı etkileşim ve iletişim olduğunda çocuklar bu sınırlamalara uymakta genelde zorluk çekmemektedirler. Çünkü hala bunlar onların en çok sevdiği meşguliyetleri arasında yer almaktadır.

Çocuklar öncelikle gerçek hayatın onlara sunduklarını öğrenmeliler. Bir ekranın hatta üç boyutlu bir filmin bile sunamadığı koklamak, tatmak, hissetmek gibi duyusal deneyimler de buna dahil. Sadece gerçek hayat üç boyutludur. Düzenli egzersiz, aile ve arkadaşlarla sosyal iletişim ve etkinlikler, teknolojinin bağımlısı olmaktan korur. Yasaklarla bir sonuca gitmek mümkün değil. Bu nedenle çocukların diğer ilgi alanlarını keşfedip bunları genişletmek ve teşvik etmek daha uygun olan yöntemdir. Bu şekilde doğal olarak tüketim kendiliğinden sınırlanmış olacaktır.

Aynı zamanda anne babalar da kendi medya tüketimlerini gözden geçirmeliler. Çünkü anne babalar çocuklarına rol model olduklarını hiç unutmamalılar. Onların görevi çocuklarına sınır koymaktır. Tüketim için çocuklarıyla birlikte makul süre kararlaştırmalılar. Arada uzatmalar olduğunda sorumluluklarını yerine getirdiği takdirde veliler buna anlayış göstermeliler. Program içeriğinin çocuklarının yaşlarına uygun olduğuna dikkat etmeliler. Şiddet içerikli, pornografik, etik olmayan programlar hemen sosyal ve psikolojik sorunlara yol açabilmektedir. Korkular, uyku bozuklukları, sonuçları olabilmektedir. Özellikle her gün bu tarz içerikleri olan programları kaydeder ise. Çocuklar ve ergenlere cep telefonun sunduğu iletişim imkanlarının dışına çıkan sorun teşkil edecek diğer yüzü var. Örneğin chat odalarında cinsel motiveli erişkinlerle iletişim haline geçebilirler, çocukları tehdit edebilirler hatta rahatsız edebilirler. Bu riskleri çocuklara anlatmak gerekmektedir. Çocuklara küçük yaşta yabancılara hemen güvenmemeleri gerektiği anlatılmalı. Diğer taraftan da başkalarını rahatsız eden, tehdit eden ve bir şekilde zarar veren ergenler ve çocuklar mevcut. Cep telefonlarının kendileri yüksek maliyetleri olabildiği gibi küçük çocuklar bilinçli kullanmayı bilmediklerinde bilinçsiz tüketimi faturaya da yansıyabilmektedir.Mahremiyet risk altında olabilmektedir. Özel mesajlar, resimler, videolar, telefon görüşmeleri, başkasının izni olmadan deşifre edilmektedir. Masum bir şaka da olsa bu şekilde başkasını rencide etmek hatta şantaj sınırlarına ulaşabilmektedir. Ve birden kurban rolüne girebilir. Bu nedenle velilerin bir gözünün her zaman çocuklarının üzerinde olmalı. Bilgisayar oynarken veya internette gezinirken… Önemli olan çocuklarının farklı teknolojik araçlarda ne tükettiği konusunda velilerinin bilgi sahibi olmaları ve bu içerikler hakkında konuşmaları. Bu şekilde sağlıklı ve bilinçli tüketimi sağlamış olurlar."