Kilis’te, Yeni Mesaj Gazetesi tarafından “İslam Dünyasını Kuşatan Fitneler ve Tevhid’in Merkezi Ehl-i Beyt” konulu bir panel düzenlendi.

Panele konuşmacı olarak Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkan Yardımcısı Op. Dr. Ahmet Hamdi Kepekçi, Gaziantep Üniversitesi Öğretim Üyesi ve BTP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ömer Eyercioğlu, BTP MKYK Üyesi Avukat Mehmet Galip Akdağ ile gazeteci-yazar Abdulkadir Uğur Kepekçi katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan panelde ilk konuşmayı gazeteci-yazar Uğur Kepekçi yaptı.

İslam tasavvufu konusunda açıklamalarda bulunan Kepekçi, Nakşibendiliğin İngilizlerin Müslümanlar üzerindeki oyunlarından sadece biri olduğunu vurgulayarak, nakşilik ekolündeki hafi zikir metodunun İslam’da yeri olmadığını söyledi. Nakşilerin hafi zikre delil olarak gösterdiği “Mağara hadisi”nin de Kütüb-i Sitte başta olmak üzere hiçbir hadis kaynağında yer almadığını hatırlatarak, “İmam Rabbani olarak tanınan kişi aslında Ahmet Faruk Sirhindi denilen biridir. Bu kişi 12 sene kazan sultanı Halil’in cellat başılığı görevini yapmıştır. Bu insan Hz. Ali ve Hz. Fatıma olmak üzere Ehl-i Beyt hakkında hiçbir güzel söz söylememiş, aksine onlara muhalefet etmiştir. Oysa Ehl-i Beyt’in temizliği ve gühahsızlığı Kur’an Kerim’le sabittir. Cenab-ı Hak Ahzab süresinin 33. Ayetinde Ehl-i Beyt’in tertemiz olduğunu söyler” dedi.

Panelde konuşan Avukat Mehmet Galip Akdağ, Anadolu’nun İslam’la tanışmasında Hacı Bektaş-ı Veli’nin etkili olduğunu söyleyerek, “Hacı Bektaş-ı Veli hazretleri birçok kişiyi Anadolu’ya gönderiyor. Bir tebliğ ordusu kuruyor, yaklaşık 36 bin kişi Ehl-i Beyt nefesi ile Anadolu insanını müslüman ediyor. Genel Başkanımız Sayın Baş, Hacı Bektaş ‘Anadolu’nun genel kurmay başkanıdır” diyor. Allah dostları Kurtuluş Savaşı yıllarında hep Atatürk’ün ve milli mücadelenin yanında yer almıştır. Kilis’teki Tekke de Kuvay-i Milliye’ye verdiği destekten dolayı kapatılmamıştır. Ancak, Kurtuluş Savaşında isyan eden grupların hepsi nakşi gruplardır ve İngilizlerle diyaloğa girmişlerdir. Bugün olması gereken nedir? Haydar Baş hocamız birlik ve beraberlikten ve bunun nasıl olacağından söz ediyor. Ehl-i Beyt’in nefesi ile Anadolu’da Hacı Bektaş ile başlayan bu birlik ve beraberlik bugün, o mayayı hamura dönüştürerek birliği tesis edecek olan Haydar Baş ile devam edecektir” dedi.

Panelde üçüncü konuşmacı olarak söz alan Op. Dr. Ahmet Hamdi Kepekçi ise, “Bir müslümanın öldürülmesinde en ufak bir katkısı olan kişinin, Allah’ın rahmetinden hiçbir nasibi yoktur” Hadisi Şerifini anlatarak başladığı konuşmasında “AKP iktidarının yaptığı o kadar çok cürüm var ki hangisinden bahsetsek? Gayri müslimlerde birlik olup müslümanlara savaş açmak çok büyük bir yanlıştır. Bugün bazıları insanların algılarını yöneterek, batılı hak, hakkı batıl olarak gösteriyorlar. Bu deccal fitnesidir. Sen Suriye’ye savaş açtın, kimi öldüreceksin? Hıristiyanları ve yahudileri dost edinmeyeceğiz, edinenlerden uzak duracağız. İşte bu konuda “salih amellere yapışınız” diyor Peygamber Efendimiz. Âhir zaman dediğimiz bugün de yapacağımız şey dinimize sahip çıkmaktır. Bu konuda bize doğruyu gösteren Haydar Baş hocamızdır. Onun mesajını insanlara taşıyacağız. Allah taraftarları asla mağlup olmayacaktır” diye konuştu.

“İnsanlık tarihi boyunca fikirler hep birileri tarafından bulandırılmıştır” diyerek konuşmasına başlayan Prof. Dr. Ömer Eyercioğlu “Yine bakıyoruz ki, Hakk’ın kesin koruması altında olan dinimizi, bize yanlış anlatmaya veya başka noktalara çekmeye çalışıyorlar. Dine zarar veremezler ama bizim algımızı değiştirerek bizi bu tertemiz dinimizden uzaklaştırmak isteyebilirler. Bulanan sudan tertemiz kaynağa gidiyoruz. Kim var o kaynağın başında bize bu dini getiren ve Allah’a nasıl ulaşacağımızı öğreten Hz. Muhammed! Peygamberimizin her sözü hükümdür. O bizimle beraber olmadığına göre biz nasıl davranacağız? Benden sonra size iki emanet bırakıyorum diyor Peygamberimiz, “Kur’an Kerim ve ıtretim Ehl-i Beytimdir. Bu ikisi kıyamete kadar birbirinden asla ayrılmaz” diyerek bize de sesleniyor. O zaman bizlerin yapacağı şey, tertemiz kılınmış ve eksiği bulunmayan Ehl-i Beyt’in yolunda ilerlemektir, onları sevmektir” dedi.