Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) ve TESEV Demokratikleşme Programı işbirliği ile “İfade Özgürlüğü ve Yeni Anayasa” konula panel düzenlendi.

Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi’nde Yeni Anayasa yapımı tartışmalarını canlı tutmak ve yeni bir anayasa yapım süreci başlaması halinde öne çıkması muhtemel konuları değerlendirmek amacıyla düzenlenen panelin moderatörlüğünü Prof. Dr. Murat Çemrek’in yaparken, Yrd. Doç. Dr. Cennet Uslu, Prof. Dr. Faruk Bilir, Yrd. Doç. Dr. Murat Tümay ve TESEV Demokratikleşme Programı Direktörü Özge Genç ise panelist olarak katıldı.

Açılışta konuşan NEÜ Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdulkadir Buluş, Yeni Anayasa ve ifade özgürlüğü konusunun son derece önemli olduğuna dikkat çekerek, bu konunun son dönemlerde sekteye uğradığını ve bir belirsizliğin ortaya çıktığını söyledi. Prof. Dr. Buluş, “Türkiye’nin üzerinde uzlaşılmış anlaşılır sivil bir anayasaya ihtiyacı var. Anayasanın bir an önce yapılması ve insanların haklarını iyi bilmesi gerekmektedir. Bu panelde sivil bir anayasaya neden ihtiyaç olduğu ve anayasa yapım süreci tartışılacak. Umarım verimli bir toplantı gerçekleşir” dedi.

TESEV Demokratikleşme Programı Koordinatörü Hande Özhabeş ise, TESEV’in çok önemli bir konu olarak gördüğü demokratikleşmeye geçmek için çoğulcu sivil anayasaya ihtiyaç olduğunu ve yeni anayasa talebini canlı tutmak amacıyla üniversitelerde bu panelleri düzenlediklerini belirtti.

“GÖRÜNTÜLÜ MESAJLAR DA İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ KAPSAMINDADIR”

Açılış konuşmalarının ardından, anayasa çerçevesinde ifade hürriyeti konusunda konuşan Yrd. Doç. Dr. Cennet Uslu, diğer birçok hürriyetin hayata geçirilip kullanılabilmesi için ifade özgürlüğünün desteklenmesi gerektiğine dikkat çekerek, “İnsanın bir fikre sahip olması kötü bir şey değildir, aksine bir fikir sahibi olmalıdır. Fikirleri içimizde tuttuğumuzda herhangi bir sorun yoktur. Asıl sorun fikirlerimizi dışarıya yansıttığımızda ortaya çıkıyor. İfade özgürlüğü sadece söz ve yazıdan ibaret değil, görüntü olarak mesaj veren her şey; sinema, afiş, karikatür, rozet gibi görüntüler ve hareketler de ifade hürriyetinin temel araçlarındandır. Kendimizi ifade ettiğimiz her türlü enstrüman ifade özgürlüğü aracıdır ve ifade özgürlüğünün karşı tarafa zarar verme ve zarar vermeye teşebbüs durumlarında sınırlandırılması gerekmektedir” diye konuştu.

“ŞİDDETE YÖNELİK IRKÇI İFADELER İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ DEĞİLDİR”

Yrd. Doç. Dr. Murat Tümay, düşünen, konuşan bir varlık olan insanın varoluşsal bir özelliği olarak ifade özgürlüğünün olması gerektiğini vurgulayarak, fikirlerin ne kadar aykırı olsa da özgür bir şekilde söylenmesi, savunulması ve ortaya konması gerektiğini söyledi. Tümay, “İfade özgürlüğü demokratik bir toplum için vazgeçilmez bir olgudur. Diğer hakların da hayata geçirilebilmesi için gerekli olan bir haktır. Toplumda şok etkisi yapacak, toplumun düzenini bozacak, şiddete yönelik ırkçı ifadeler ifade özgürlüğü değildir” ifadelerini kullandı. Yeni bir anayasanın gerekliliği konusunda toplumda uzlaşma olduğunu ve Türkiye’de yeni bir anayasanın yapılabileceğine inandığını söyleyen Prof. Dr. Faruk Bilir, Türk toplumunun hiçbir döneminde olağan dönemlerde kendi iradesiyle yaptığı hiçbir anayasasının olmadığını, yeni anayasanın önündeki sorunların uzlaşma ile aşılabileceğini ve anayasanın herkesin anayasası olması gerektiğini vurguladı.

Toplumun farklı kesimlerinin ve sivil toplum kuruluşlarının ortak görüşlerinin ifade özgürlüğünün genişletilmesi, mevcut anayasadaki eşitsizlik ve ayrımcılığın ortadan kaldırılması yönünde olduğunu söyleyen TESEV Demokratikleşme Programı Direktörü Özge Genç, “Yeni anayasa sürecinde pek çok sivil toplum kuruluşu, medya, siyasi grup ve vatandaşın görüşleri alındı. Başta çok umutluyduk. Bu anayasa halkın hazırladığı demokratik bir anayasa olacaktı. Özgür ortamda tartışmalara açık bir durum ortaya çıkmadı ve sonuç alınamadı” dedi.