Selçuk Üniversitesi (SÜ) Mevlana Araştırmaları Enstitüsü tarafından ‘Hz. Mevlana’nın 741. Vuslat Yıldönümü Etkinlikleri’ kapsamında ‘Tasavvuf Kültüründe Hz. Mevlana’ konulu panel gerçekleştirildi.

SÜ Süleyman Demirel Kültür Merkezi Malazgirt Konferans Salonu’nda gerçekleşen panele, Mevlana Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Nuri Şimşekler, Müdür Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Hakan Kuyumcu, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.

Oturum Başkanlığı’nı SÜ Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Sevgi’nin yaptığı panele, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Aşkar, Süleyman Demirel Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ayşe Sıdıka Oktay, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fatma Asiye Şenat ve Selçuk Üniversitesi Emekli Öğretim Üyesi Dr. Yakup Şafak konuşmacı olarak katıldı.

“HZ. MEVLANA SADECE SEMA DEĞİLDİR”

Etkinliğin açılışında konuşan Mevlana Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Nuri Şimşekler, “Hz. Mevlana’nın 741. Vuslat Yıldönümü Etkinlikleri kapsamında düzenlemiş olduğumuz bu panelde Hz. Mevlana’nın sadece semadan ibaret olmadığını bundan daha geniş ve daha derin bir düşünce sistemine sahip olduğunu konuşmacılarımız da açıklayacaklardır. Hz. Mevlana hakkında araştırma yapan bilim insanları araştırdıkları ve ortaya koydukları sonuçlarla ‘Hz. Mevlana budur’ dememelidir. Bu durum Hz. Mevlana’yı sadece o konu içerisine hapseder ve düşüncelerinin tam anlamıyla anlaşılmamasına neden olur” dedi.

“HZ. MEVLANA SÖMÜRÜLMEKTEDİR”

Panelde ‘Günümüzde Hz. Mevlana Algısı’ sunumu gerçekleştiren Prof. Dr. Mustafa Aşkar ise, “Türkiye’de çok ciddi bir Mevlana sömürüsü vardır. İnsanlarımız da ne yazık ki bu sömürüye alet olmaktadır. Mesneviyi okumamış ve orada Hz. Mevlana’nın ne söylemek istediğini kendine göre yorumlayan bazı insanlar yazdıkları kitapları milyonlarca insana satıyorlar. Bu etik olarak yanlıştır. Üniversiteler tarafından oluşturulacak bir kurulla ortaya konan eserlerin alanın uzmanları tarafından onaylanması ve yazılan eserlerin bu süreçten sonra okuyucuya ulaştırılması gerektiğini düşünüyorum. Aksi takdirde Hz. Mevlana’nın düşüncesi gelecek nesiller tarafından yanlış, eksik ve yetersiz tanınacaktır. Herkes bu düşünce sistemini tam olarak anlamadan bundan nasıl para kazanırım diye düşünmekten vazgeçmeli ve öncelikle Konya’nın buna karşı çıkması gerekmektedir. Hz. Mevlana sadece hoşgörüden ibaret değildir. Hz. Mevlana’nın derin düşünce sistemini ortaya koyduğu eserlerinde görebiliyoruz. Bunların okuyucular tarafından bilinmesi için çaba harcamalıyız. Allah’ı ve Hz. Muhammed’i dışarıda bırakarak Hz. Mevlana’yı anlayamayız. Bunlar iç içe geçmişlerdir ve İslam dinini tam olarak anlamadan Hz. Mevlana’yı anlamak imkânsızdır. Hz. Mevlana’yı ticari bir meta olmaktan çıkarmalı ve ne demek istediğini anlamak için çalışmalıyız” diye konuştu.

"HZ. MEVLANA’YI MESNEVİ’DEN ÖĞRENMELİYİZ"

Panelde ‘Hz. Mevlana Düşüncesinde Kadın ve Değeri’ sunumunu gerçekleştiren Doç. Dr. Ayşe Sıdıka Oktay, “Hz. Mevlana’yı Mesnevi’den öğrenelim. Eserinde ortaya koyduğu düşünceleriyle O’nu daha iyi öğrenebileceğimizi düşünüyorum. Mevlana, eserinde Kur’an-ı Kerim’deki gibi kadına çok önemli anlamlar yüklemiştir. Kadın, Mevlana düşüncesinde varlık bakımından esas unsurdur. Kadının erkekle aynı şeyden yaratıldığını belirtmektedir. Mevlana kadınla erkeğin aynı şeyden yaratıldığını ama kadına daha farklı özellikler verildiğini söylemektedir. Kadının yorumlanışını doğru yapmamız gerekiyor. Dinimizin emirlerinin de yanlış, eksik ve hatalı yorumlanmasından dolayı inananlar yanlışlıklar yapmaktadır” şeklinde konuştu.

Panel protokol üyeleri tarafından katılımlarından dolayı konuşmacılara verilen hediye ve plaket takdim edilmesiyle son buldu.