Ulusal Anatomi Haftası’nda ’Bağışlayın Bedeniniz Tıp Eğitiminde Yaşasın’ adı altında tıp eğitimi için kadavra bağışı kampanyası düzenlendi.

Kadavra bağışıyla ilgili 2012 yılından itibaren bu kampanyanın düzenlendiğini söyleyen Türk Anatomi ve Klinik Anatomi Derneği Başkanı, Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Kağan Karabulut, “Konunun önemini topluma anlatmak istiyoruz. Kadavra tıp fakültesi ve tıpta uzmanlık öğrencilerinin eğitiminde vazgeçilmez bir eğitim materyalidir. Kampanyadaki amacımız, organ bağışı gibi çok kutsal bir hareket olarak insanlarımızın bedenlerini ölüm sonrası tıp eğitiminde kullandırabilmek ve bunun sosyal değerini paylaşabilmektir” dedi.

“KADAVRA EKSİKLİĞİ TIP EĞİTİMİNDE ÖNEMLİ BİR SORUN”

Etkinlikler ile vatandaşların gönüllülük esasına göre bedenlerini kadavra olarak bağışlamaları konusunda bir kampanya yürütmek istediklerini söyleyen Prof. Dr. Karabulut, “Türkiye de her geçen yıl tıp fakültesi sayısı ve öğrenci kontenjanları artıyor. Tıp Fakültelerimiz içerisinde tıp eğitiminde ideal olarak belirlenen her 10 öğrenciye bir kadavra sağlayabilen hiç bir fakültemiz maalesef bulunmamaktadır. Tıp fakültelerinin içerisinde 25 ya da 50 öğrenciye bir kadavra sunan yerlerin sayısı da çok az miktardadır. Ülkemizde kadavra bulunan merkez sayısı da 20 civarındadır. Bu nedenle kadavra eksikliği, ülkemizdeki tıp fakültelerinin ‘Temel tıp eğitimi’ bakımından en büyük sıkıntılarından biridir” diye konuştu.

“TIP FAKÜLTELERİNİN KADAVRAYA İHTİYAÇLARI VAR”

‘Bağışlayın Bedeniniz Tıp Eğitiminde Yaşasın’ adlı kampanyanın temel hareket noktasının tıp eğitimindeki kadavra sorununu toplum ile paylaşmak olduğunu ifade eden Prof. Dr. Karabulut “Bu konuda toplumun duyarlı davranacağına inanıyorum. Günümüzde yeni ameliyat teknikleri geliştirerek komplikasyonları minimuma indirmek için planlanan kadavra çalışmaları da oldukça önem kazanmıştır. Bütün bunların dışında teknolojinin hızla ilerlemesi sonucunda cerrahi girişimlerde kullanılan endoskopik aletler rutine girmiştir. Bu nedenle tıp fakültesi öğrencilerinin eğitiminde ve bunun yanında toplumumuza bu yeni tedavi yöntemlerinden yararlanma imkânı sağlamak için de kadavra temini çok önem taşımaktadır. Günümüzde yasal bekleme süresi sonunda sahibi olmayan kadavralar eğitim amacıyla tıp fakültelerine verilebilmektedir. Daha önceki yıllarda bu şekilde kadavra ihtiyaçlarının bir kısmını karşılayabilen büyük kentlerdeki tıp fakülteleri, diğer şehirlerdeki fakültelerin kadavra taleplerinin de karşılanmasına yardımcı olmaktaydı. Ancak son yıllarda tıp fakültelerinin sayısının artmasıyla bu kaynaktan kadavra temini yeterince karşılanamamaktadır” ifadelerini kullandı.

“TOPLUMU BİLGİLENDİRMEK İÇİN BASININ DESTEĞİ GEREKLİ”

Mevcut yasaların tıp fakültelerinde insan bedenlerinin kadavra olarak kullanılmasına engel olmadığını ancak toplumun bu konuda yeterince bilgilendirilmemesinin önemli bir sorun olduğunu söyleyen Prof. Dr. Karabulut, “Bilgilendirme eksikliğinden dolayı vücudunu bağışlayacak insanlar da bu durumdan habersizler. Oysaki doku ve organ bağışının yaygınlaşması ile ilgili yazılı ve görsel basında çıkan haberler, toplumumuzun bu konuda ne kadar duyarlı olduğunu son yıllarda artan doku ve organ bağış oranlarından görüyoruz. Toplumumuzun organ bağışı gibi tüm beden bağışına özendirilmesi için yürütülecek etkinlikler hakkında yeterli bilgilendirilmesi konusunda da basın kuruluşlarına büyük iş düşmektedir. Bu konuda yapılacak haberlerle topluma seslenebilmemizde bizlere yardımcı olmalarını bekliyoruz. Bu kampanyadaki amacımız, organ bağışı gibi vatandaşlarımızı çok kutsal bir hareket olarak bedenlerini ölüm sonrası tıp eğitiminde kullandırabilmek ve bunun sosyal değerini paylaşabilmektir. Sağlık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve Yüksek Öğretim Kurumu da bu kampanyamıza destek olmakta ve ülkemizdeki tıp eğitimine gönülden desteklerini esirgememektedirler. Kendilerine şükran borçluyuz” dedi.