Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi, 21 Mart Dünya Down Sendromu Farkındalık Günü’nde, İstanbul Zihinsel Engelliler için Eğitim ve Dayanışma Vakfı’nın (İZEV) dünya resim sanatının en önemli eserleriyle down sendromluları bir araya getirdiği "Sanat ve Biz" sergisine ev sahipliği yaptı.

Aralarında Leonardo da Vinci, Caravaggio, Rembrandt gibi sanatçıların eserlerinin bulunduğu 12 eser, 12 down sendromlu gencin fotoğrafıyla birleştirilerek yeniden yorumlandı. Zihinsel engelli insanların hayatın her alanında yer alabilmeleri için çalışan İZEV’in, farklı şehirlerde galeri, havaalanı ve üniversitelerde yeni yüzleriyle sergilediği tablolar, down sendromluların hayatın her alanında olduğu gibi sanatta da var olduklarını ortaya koymayı ve 10 milyon kişide farkındalık uyandırmayı hedefliyor.

"Sanat ve Biz Projesi çok kıymetli"

"Sanat ve Biz" sergisinin açılışını down sendromlu gençlerle birlikte gerçekleştiren Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Duman, projenin farkındalık sağlaması açısından çok kıymetli olduğunu dile getirdi. Down sendromlu ve diğer farklı bireyleri tek başlarına toplumda görebilmek için onların mutlaka desteklenmeleri gerektiğini ifade eden Duman, bu destek ve ortaya koyulan sosyal imkanlar sayesinde gençlerin daha öz güvenli olacaklarının altını çizdi.

Yeni nesil bir farkındalık projesi

"Sanat ve Biz" projesinin fikir sahibi İZEV gönüllüsü Hakan Kural, ülkede çok ses getiren projenin detaylarını paylaştı. Projenin, engelli bireyler için daha önce yapılan projelerden farklı bir tarafı olduğunu söyleyen Kural, "Projemiz farklı çünkü burada ön planda olan bağış yemeklerine katılan insanlar ya da toplanan bağışlar değil. Burada görünürde olan down sendromlu gençler. Gençlerin yüzlerini dünyaca ünlü tablolara yerleştirerek onların da bir sanat eserinin ana ögesi olabileceklerini ortaya koyduk. Bu yüzden projeyi yeni nesil bir farkındalık projesi olarak lanse ettik. Böylece, hayatın içinde var olan değerleri çocuklarla özdeşleştirdiğimiz, onların ana öge olduğu bir proje çıktı ortaya. Amacımız ulusal ve uluslararası görünürlük çalışmalarına katkı sunmak" dedi.

Projenin, down sendromlu gençler üzerindeki etkilerine de değinen Kural, gençlerin sergiyi anlatıcı konumunda olmaları ve sergi görsellerinden oluşan defterleri imzalamalarıyla öz güvenlerinin arttırdığını, sergi sayesinde, bugüne kadar down sendromlu çocuklarını hayata katmayan ailelerin projede yer alabilmek için İZEV’e başvurduklarını aktardı.

"Down sendromlular engelli değil, ’farklı’"

İZEV’in çalışmalarıyla ilgili bilgi veren Genel Koordinatör Merve Kılıç, Türkiye’de zihinsel engellilerle ilgili ilk çalışmaları yapan kurumun İZEV olduğuna söyleyerek vakfın, zihinsel engellilere eğitim verilmesi için İstanbul Şişli’de açtığı Saadet İlköğretim Okulu ile eğitim alanında da önemli bir adım attığını vurguladı. Vakfın, zihinsel engelli gençlerin sosyalleşmeleri, meslek edinmeleri için çalıştığını belirten Kılıç, "Amacımız onların engelli veya sakat değil farklı bireyler olduklarını insanlara anlatmak. Kamu spotları, sosyal projeler insanlara bu gençlerin bir yere kadar neler yapabileceği konusunda fikir verdi ama biz onların çok daha iyisini yapabileceğine, hepimiz gibi birer profesyonel olabileceklerine inanıyoruz ve bunun için onları destekliyoruz" diye konuştu.

Rembrandt’e yeni bir yüz: Tan Aytıs

Rembrandt’in ve Dürer’in portreleri ile Rubens’in Dört Filozof eserinde yüzüyle yer alan Tan Aytıs, "Hayat ve Biz" ana temasıyla hazırlanan projenin ilk ayağının "Sanat ve Biz" olduğunu daha sonra "Hayvanlar ve Biz" ile "Tarih ve Biz" projelerini gerçekleştireceklerini belirtti. Aytıs, down sendromlulara yönelik farkındalığın artması için herkesi tabloları görmeye davet etti.

Serginin hazırlık aşaması

Dünyanın en önemli ressamlarının elinden çıkan 12 tabloya down sendromlu gençlerin yüzleri photoshop ile yerleştirildi. Önce orijinal esere en uygun yüz seçildi, ardından moda fotoğrafçısı Alper Aksoy gençlerin fotoğraflarını çekti. Son aşamada ise çekilen fotoğraflar eserle birleştirildi. Orijinallerini aratmayan yeni eserler şimdiye dek 10 farklı mekanda sergilendi. Sergi görsellerinden hazırlanan defter ve yastıkların satışından elde edilen gelirle gençlerin eğitimine katkı sunuluyor.

Proje, diğer ayaklarının da hayata geçirilmesiyle 10 milyon kişide farkındalık uyandırmayı ve engellilere yönelik ön yargıları kırmayı amaçlıyor.