Yüzyılımızın en önemli toplumsal dram yazarları arasında gösterilen Arthur Miller’i başarının zirvesine ulaştıran ‘Satıcının Ölümü’ isimli eser, dün tiyatro seyircisiyle buluştu.

Dünyanın en iyi 10 oyunundan biri olan ve Devlet Tiyatroları’nın güçlü sanatçılarını aynı sahnede buluşturan ‘Satıcının Ölümü’, duygu yoğunluğu oldukça yüksek bir oyun. Rejisörünün de anlatımıyla ‘birçok baba ile oğlunu, anne ile kızını bir araya getirecek ve hatta mezarlık ziyaretlerini bile arttıracak’ kadar iddialı olan oyun, seyirciye bir modern tragedya örneği olarak yansıtılıyor. Bitmek tükenmek bilmeyen özlem kasırgalarını çabuk değişen mizacına, hırçınlığına, ufak tefek insafsızlıklarına ve sonu gelmez düşlerine gizleyen bir adamın gelgitler içerisindeki yaşamı seyircileri sahneden alarak kendi vicdanlarıyla yüzleştiriyor.

Devlet Tiyatroları’nın önemli kostüm kraatörlerinden Sevgi Türkay’ın tasarladığı kostümler oyunda 1940’lı yılların giyim tarzını sahneye birebir yansıtıyor. Duvarları olmayan bir evin içerisinde yaşanan aile dramının anlatıldığı oyunda, eserin ruhu dekorla seyirciye adeta yaşatılıyor. Satıcı Willy Loman’ın gelgitler yaşadığı hayal sahnelerine geçişler sahnedeki ışık tasarımı ve ses efektleri ile sağlanıyor. Amerikalı yazarın 1949 Pulitzer ödüllü ‘Satıcının Ölümü’ isimli eserini Devlet Tiyatroları seyircisiyle buluşturan rejisör ise Zafer Kayaokay. Ankara Cüneyt Gökçer Sahnesi’nde prömiyerini yapan oyunda Erdal Küçükkömürcü, Gülçin Yaşaroğlu, Buğra Koçtepe, Eren Oray, Kutay Sungar, Serap Kunak, Neşet Erdem, Şahap Sayılgan ve Can Öztopçu rol alıyor.

DEVLET TİYATROLARI’NDAN BİR ‘TAHMAZ’ ESERİ DAHA

Umuda yolculuk eden mültecilerin hikayesini anlatan ve geçtiğimiz sezonun en beğenilen oyunları arasında yer alan ‘Nereye’nin yazarı Hüseyin Alp Tahmaz’ın bir eseri daha Devlet Tiyatroları sahnesinde seyirci ile buluştu. ‘İyiyim’ isimli eseri yeni sezonda yönetmen Volkan Özgömeç sahneye taşırken, sanatçı Zeynep Hürol ise tek kişilik performansı ile hayata yenik başlayan bir kadının yıllarca kaçtığı geçmişiyle yüzleşme anını anlatıyor. Erkek egemen bir toplumda kadının maruz kaldığı psikolojik baskı ve tacizler sonucundaki bunalımının dramatik bir anlatımla sahnelendiği oyun, prömiyerini dün Stüdyo Sahne’de yaptı.

Ankara Devlet Tiyatrosu yapımı olan her iki eser de hafta boyunca tiyatro severlerle buluşmaya devam edecek.