KONYA (AA) - ABDULLAH DOĞAN - Konya'nın Hadim ilçesinde oturan 70 yaşındaki Müjgan Akdemir, geçmiş yıllarda halkın geçim kaynağı olan kumaş dokumacılığında kullanılan, atalarından kalma tezgaha sahip çıkıyor.

Konya'nın yaklaşık 3 bin nüfuslu Hadim ilçesi, sosyal ve kültürel birçok zenginliği barındırıyor.

İslam'ın Anadolu'da yayılmasında önemli rol oynayan, Osmanlı döneminde ilim ve irfan merkezi haline geldiği için "Belde-i Hadimül-ilm (ilme hizmet eden belde)" olarak adlandırılan ilçenin tarihi dokusu, ziyaretçilerini etkiliyor.

Torosların eteğinde kurulu ilçede yaşayanların, geçmişte en önemli geçim kaynağının kumaş dokumacılığı olduğu biliniyor. Son dönemde kiraz üretimiyle ilçe halkına yeni gelir kapısı açılmasıyla, kumaş dokumacılığı artık sadece birkaç hanede yapılıyor.

Bölgede yetişen dut, sedir ve çamdan üretilen ahşap dokuma tezgahları da tekstil teknolojisinin gelişmesiyle eski önemini kaybetti. Birçok tezgah kışın yakacak olarak kullanılırken, 70 yaşındaki Müjgan Akdemir ise atalarından kalma, tarihini bilmediği dokuma tezgahına sahip çıkıyor.

- Tahmini 300-400 yaşında

Aşağı Hadim Mahallesi'nde yaşayan Akdemir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, geçimini kumaş dokumacılığından temin ettiğini söyledi.

Mahallede yaygın olan dokumacılığının eski önemini kaybettiğini anlatan Akdemir, "Eskiden her hanede bir tezgah olurdu. Artık bu işi yapan olmadığı için bu tezgahlar dağıldı, yok olmaya yüz tuttu" dedi.

Ailesinin bu işe büyük önem verdiğini ifade eden Akdemir, babasından kalan evde de eski tezgahın bulunduğunu bildirdi.

"Küçük tezgah" adı verilen ecdat yadigarının kaç yıllık olduğunun bilinmediğine işaret eden Akdemir, şunları kaydetti:

"Müzeden yetkililer geldi, yaşını tam öğrenemedik. Tahminim bu tezgahın yaşı 300-400 yıla kadar uzanıyor. Buraya gelenler de buna yakın şeyler söyledi. Aslında bu evin ve tezgahın kaç yıllık olduğunu bilen yok. Bana babamdan, ona da babasından kalmış. Ne babam ne de dedem yaşını bilirdi. Buraya uzmanlar geldiğinde inceleme yaptılar ama tarihini tespit edemediler. Aşağıda ören yerinin önünde bin yıllık bir dut ağacı var. Anıt ağaç olarak kaydedilen bu ağaçtan yapıldığı söylenir. Ev de çok eski. Bunda şalvar ve kadın elbisesi dokunurmuş. Bununla hiç dokuma yapmadık. Diğer tezgaha göre daha zor. Bugüne kadar burada olduğu yerde sahip çıktık."

- Tarihi tezgahın ziyaretçisi de çok

Akdemir, "Tezgaha benden sonra ne olur bilemiyorum. Bugüne kadar geldiyse bundan sonra da sağlam şekilde kalmasını diliyorum. Gelecek nesil, kumaşın önceleri nasıl dokunduğunu öğrenmek için buna baksın. Baba yadigarı, atalarımızın, dedelerimizin eseri olduğu için çok değerli. Çocukluğumda annem dokurdu. Antika diye saklıyorum. Önceden ipek dokunurmuş, öyle duymuştum" dedi.

Tezgahın çevrede bilindiğini dile getiren Akdemir, "Evi adeta müzeye çevirdik. Diğer odada dokuma tezgahında kullanacağımız ipleri hazırladığımız küçük bir makara var. Bu tezgahın yaşını bilen de olmadığı için merak eden çok oluyor. Gelip bakıyorlar" diye konuştu.