Beylerbeyi Derneği tarafından yürütülen ’Konaklar Şehri Kütahya’ projesi kapsamında hazırlanan, ’Kütahya Konakları’ kitabı yayınladı.

Beylerbeyi Derneği Başkanı Hasan Fehmi Kinay, yaptığı açıklamada, hedeflerinin, konaklarıyla ünlü Kütahya’nın adını hazırlanan kitap vasıtasıyla da dünyada duyurmak olduğunu dile getirdi.

Kitabın hazırlanmasında katkıda bulunun Halkbank’a teşekkür eden Beylerbeyi Derneği Başkanı ve AK Parti Kütahya Milletvekili Hasan Fehmi Kinay, "Bu çalışmayı elinize aldığınızda Konaklar Şehri Kütahya’nın etkisi altına gireceğinizden kuşku duymuyorum. Yeni bir bakış açısıyla ele aldığımız konakların restorasyonu Kütahya için büyük fırsattır. Bu çalışmayı özellikle konak sahiplerinin dikkatle okumasını rica ediyorum. Zira içerisinde devlet destekleri hakkında önemli bilgiler var. Hedefimiz, Konaklarıyla ün yapmış bir Kütahya oluşturmak. Zaten var olan böylesine büyük bir zenginliğin şimdiye kadar değerlendirilememiş olması girişimcilik hatası. Adına Kültür Varlıkları dediğimiz Konaklar, bize öylesine kazançlar sağlayabilir ki.Hem bırakalım kazancı, bu konaklar geçmişte bizim içerisinde geniş aile olarak yaşadığımız yerler değil miydi?. Yaşamak ve yaşatmak varken şimdi neden yıkılmaya terk edelim ki? Kütahya’da 70’li yıllardan itibaren apartmanlar yapılmaya başlandı. Birçoğumuz eski ahşap evlerde yaşıyorduk. Zenginlerimiz de ahşap konaklarda. Ahşap ev apartman dairesinin sağladığı konfordan uzaktı. Bir kere sobalıydılar ve evin hanımı her odanın sobasını yakmaktan bıkıp usanırdı. Geniş pencereler, yüksek tavanlar ve ısınmayan evler. Ayrıca, ’düzayak’ değildi. Gacırdayan merdivenler, tavan aralarında gezinen fareler yaşantımıza eşlik ediyordu. Bu evlerin, her yıl biraz daha yıprandığına tanık oluyorduk. Tuvalet banyo gibi yerlerin evin içinde değil de bahçesinde olması apartman konforunu tercih etmemizin başka nedenleriydi. Dolayısıyla apartman dairelerine akın ettik. Konaklar ve ahşap evleri boşalttık ve beton binalara yerleştik.Beton apartman daireleri de çözüm olmadı. Kutu gibi dairelerde balkonlar bizim ahşap evlerdeki meyveli bahçelerimizin yerini tutmuyordu. En küçüğünün bile 4-5 odası olan evlerden üç göz odalı evlere taşındığımızda yatılı misafir kabul edemez olduk. Özetle, bu apartman dairelerine de sığamadık. Bir de lüks villalar girdi yaşamımıza. Bunlarda hem Konakların genişliği hem de apartman dairesinin sunduğu imkanlar vardı. Ancak, çok pahalıydılar. Peki, yeniden restore edilen ahşap evlerimiz villaların sahip olmadığı sempatik görkemi, dairenin sahip olmadığı genişliği sağladığına göre yeniden alternatifi olabilir mi? Bence olabilir ve olmalıdır. Zira kalorifer desen var, bahçe desen var, sağlık desen var. Zaten ata yadigarı olan bu konakları ayağa kaldırmak mirasımıza sahip çıkmak adına üzerimize bir borçtur.Değerli kardeşim, hiç düşünmeden yarından tezi yok sahip olduğun konağın restorasyonu için Kültür ve Turizm Bakanlığı’na hibe başvurusunda bulun. Sonra da TOKİ’ye yapım için düşük faizli uzun vadeli restorasyon kredisine müracaat et. Yaptırdığın Konağın içinde ister kendin otur, ister kiraya ver. Bize düşen bir görev olursa başım gözüm üstüne" ifadelerini kullandı. (EFE)