AK Parti Kütahya Milletvekili Vural Kavuncu, organ nakli konusuna dikkat çekti.

Türkiye’de 25 bin hastanın nakil beklediğini hatırlatan Kavuncu, “İstenilen hedefe ulaşmanın yolu toplumsal bilinç ve farkındalığın artmasından geçiyor“ dedi.

Türkiye’de sağlık hizmetlerinin kalitesi arttırılırken, bu yatırımlara paralel olarak gelişmesi beklenen konulardan biriside organ bağışı. Bu konuda kat etmemiz gereken önemli bir mesafenin olduğunu kaydeden Milletvekili Vural Kavuncu, bir makalesinde 25 bin hastanın organ beklediğini söyleyerek önemli tespitlerde bulundu.

Kavuncu, "Her şeye kadir olan Yüce Yaradan kuşkusuz her canlıyı da mükemmel ve benzersiz bir şekilde yaratmış. Aklımızın sınırlarını zorlayan nice buluşlara tanıklık ettiğimiz bu bilim ve teknoloji çağında henüz organlarımızın, uzuv ve dokularımızın yapay bir şekilde imal edilmesi mümkün olamıyor. Bir yandan da tıp sanatkarları hemen her organ ve dokuyu bir bedenden başka bir bedene nakletme becerilerini gösteriyorlar. Tıp eğitimi aldığım yıllarda sadece bilim kurgu filmlerinde gördüğümüz yüz nakilleri geçtiğimiz yıllarda ülkemizdeki cerrahlar tarafından hayata geçirildi. Bütün bunlara rağmen organ ihtiyacı olan alıcılar ile vericilerin buluşturulması noktasında hala önemli sorunlar var. Kendimizi diyaliz merkezlerinde cihaza bağımlı bir hasta, kan kanseri olan çocuğu için uygun ilik bekleyen bir anne, görmeyen gözü için kornea bekleyen bir vatandaş yerine koyabilsek bu sorunları bir an önce aşmak için niye bu kadar çok çaba göstermemiz gerektiğini daha iyi anlarız. Din adamlarımızın söylediği gibi bir kişinin yaşamı boyunca, hatta vefatından sonra verebileceği en büyük sadaka bedeninden bir parça olsa gerek. Sağlık Bakanlığı verilerine göre ülkemizde yaklaşık 25 bin hasta organ bekliyor. Bunlardan 22 bin hasta böbrek, 2 bin hasta karaciğer, 550 hasta kalp, 250 hasta pankreas, 34 hasta akciğer, 4 hasta kalp kapakçığı, 2 hasta da ince barsak ihtiyacı olan hastalar. Buna karşılık geçtiğimiz sene ihtiyacın sadece % 17 si karşılanmış ve 4291 hastada nakil gerçekleştirilmiş. Gelişmiş ülkelerde nakil oranı her milyon nüfusta 25 civarı iken bu oran ülkemizde milyonda 5 civarında. Organ naklinde iki verici kaynağı var; organ ve dokular canlıdan alınabiliyor ya da ölü beden (kadavra) dan elde edilebiliyor. Ölü bedenden nakil için beyin ölümünün gerçeklemiş ancak organların bozulmamış olması gerekli. Hastanelerde 2002 yılında sadece 148 beyin ölümü tanısı konulmuşken 2013 yılında 1673 beyin ölümü rapor edilmiş. Diğer taraftan organ bağışı için açılan merkezler ve yapılan kampanyalarla organ bağışçısı sayısı 110 bin kişiye ulaşmış. Bu sayı henüz yeterli değil. Organ bağışı 2 tanık eşliğinde, hangi organların bağışlandığı belirtilerek yazılı ve imzalı bir belge haline getiriliyor. Yasaya göre bu belgesi olanların vefatlarından sonra organları doğrudan alınabiliyor. Ancak etik değerler ve toplum hassasiyetleri göz önünde tutularak pratik uygulamada hasta yakınlarından da onayları aranıyor. Beyin ölümü gerçekleşmiş olanlarda ise kişinin organ bağışı olmasa bile yakınlarının rızası ile organlar alınabiliyor. Ülkemizde bu aşamada önemli sorunlarla karşılaşılıyor. Bakanlık verilerine göre sağlığında organlarını kendi rızasıyla bağışlamış olanların yaklaşık % 75’inde yakınları izin vermediği için organ alımı gerçekleşemiyor. Yani zaten az olan organ bağışçılarının çoğunluğunda aile bireylerinin itirazı nedeni ile bu bağış boşa gidiyor. Böbrek, karaciğer ve kemik iliği gibi canlılardan yapılan nakillerde ise Avrupa’dan daha öndeyiz. Hastanın kendi akrabalarından organ almasında bir engel bulunmuyor ancak organ ticaretini engelleme açısından akrabalık ilişkisi olmayanlarda il etik kurulu tarafından bir onay olması gerekiyor. Kemik iliği hariç olmak üzere organlar diğer ülkelerden alınamıyor, gönderilemiyor" diye konuştu. (İÖ-EFE)