Eğitim Bir Sen Manisa Şubesinin 4’üncü Olağan genel Kurulana katılan Teşkilatlardan sorumlu Eğitim Bir Sen Genel Başkan Yardımcısı Murat Bilgin, yeni neslin yetişmesi konusunda eğitimcilerin büyük vebal altında olduğunu söyledi.

Eğitim Bir Sen Manisa Şubesinin 4’üncü Olağan Genel Kurulu Manisa Öğretmenevi Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Kongreye sendikanın teşkilatlardan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Murat Bilgin, Eğitim Bir Sen Manisa Şube Başkanı ve Memur Sen il temsilcisi Mehmet Emin Sofuoğlu, AK Parti İl Başkanı Murat Baybatur, Şehzadeler Belediye Başkanı Ömer Faruk Çelik ve çok sayıda Eğitim Bir sen üyesi öğretmen ve öğretim görevlisi katıldı. 161 delegenin oy kullanacağı seçimde aday adayı Korkmaz Akçay’ın yeterli delege imzası toplayamaması nedeniyle Mehmet Emin Sofuoğlu başkanlık yarışına tek başına katıldı.

Divanın teşekkülü, saygı duruşunda bulunması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan Kongrede ilk konuşmayı sendikanın mevcut başkanı ve başkan adayı Mehmet Emin Sofuoğlu yaptı.

Sözlerine 2010 yılında teşkilatın görevi kendilerine tevdi etmesiyle beraber göreve geldiklerini anlatarak başlayan Sofuoğlu, “Şube yönetim kurulumuzla beraber, ilçe teşkilatlarımızla birlikte, delegasyonla, okul temsilcilerimizle, üyelerimizle önce gönüllerimizi birleştirdik. Yol planları hazırladık, stratejik planlar hazırladık ve yola düştük el ele girdik kol kola girdik, hep beraber bu sendika için, Manisa için, milli eğitim için, ülkemiz için dünya mazlumları için ne yapabilirizi kaygı edindik, gece yatarken bunların planlarını kurduk. Zevklerimizden, hobilerimizden feragat ettik. Fedekarlıklarla, alın teriyle hep beraber bugünlere geldik. Ben tek tek bunları bunları yaptık demek istemiyorum. Bugün yüreğim konuşsun istiyorum. Bugün gözlerime baktığınızda sesimin titreşimlerinde samimiyetimizi, bizim fedekarlığımızı adanmışlığımızı hepinizin çok iyi anlayacağını iyi biliyorum. Çünkü Alaşehir’in tırnağı acıdığında 17 teşkilat şube yönetim kurulu ile beraber bu acıyı yüreğinde hissetmişti. Soma mutlu olduğunda hep beraber mutlu olmuş, gülmüştük. Uzak bir ilçemizin bir dağ köyünde bir öğretmen hanım kardeşimiz servisi olmadığı için okula gidemeyip, süt kamyonuyla okula giderken gece onun kaygısını ve sızısını yaşamış, acaba onun için neler yapabiliriz diye sabah yollara düşmüştük. Dolayısıyla aslında biz medeniyet değerlerimizin bize verdiği kardeşler olmuştuk. Aslında modern çağlardaki asab olmuştuk. İşte bu teşkilatın kahramanlığının, yücelmesinin, etkisinin, prestijinin artmasının en temel sebebi bu samimiyetin bu kalplerin bu yüreklerimizin birbiriyle bağlanması ve aynı hedefe aynı sesle tek yumruk olarak yürümesiydi. Biz aile olmuştuk. Acı hepimizi acıtmıştı. Hep beraber kefenleri giyip şehit Esma’nın acısını farkındalık oluşturmak için Manisa sokaklarında ve ilçelerde haykırmıştık” dedi.

Hep beraber özgür bir şekilde özgün bir şekilde üyelerine, teşkilatlarına, davalarına birlikte hizmet ederek bugünlere geldiklerinin altını çizen Sofuoğlu şunları söyledi:

“Görevi devraldığımızdan itibaren hep beraber çalışarak üye sayımızı yüzde yüzlerin üzerinde artırarak Manisa’da hem yetkili hem de etkili bir sendika olduk. Ama bizim kalplerimiz birdi. Bütün bunları başarırken, kaynaşmalar, futbol turnuvaları, piknikler, konferanslar, geziler, üyelerimizin mağduriyetleri, sosyal ekonomik haklarımız bütün bunların altında bu teşkilatın kalplerinin bir atması vardı. Başarımızın altındaki en büyük sebep samimiyetimiz ve bu birlikteliğimizdi.”

Sendika olarak hep doğru ve haklının tarafında durduklarını kaydeden Sofuoğlu, “Doğru tarafta durmaya devam edeceğiz. Nasıl ki bugüne kadar bir olduysak, tek yumruk olduysak, tek ses olduysak, bundan sonrada bir olacağız. Sadece burada değil, ötelerin ötesinde de bir olacağız. Her zorluğu birlikte aşmaya, medeniyet değerlerimizi, yarınlarımızı, büyük Türkiye’yi birlikte kuşanıp birlikte yapacağız” dedi.

YÜZYIL SÜREN EZİLMİŞLİK VE BASKI DÖNEMİ

Teşkilatlardan sorumlu Eğitim Bir Sen Genel Başkan Yardımcısı Murat Bilgin ise yaptığı konuşmasında, “Bu ülkede bizler için tam yüz yıl süren bir ezilmişlik ve baskı dönemi yaşadık. Tam yüz yıl sürdü. Geçtiğimiz yıl bir ilde işyeri temsilcileri toplantısında o ilin valisi bende önce çıkıp protokolde bir konuşma yaptı. Salonda bin kişi var. Büyük bir ilimiz, vali çıktı bir şeyler söyledi. Dedi ki; ‘Kamuda bu devlet bu millete başörtüsünü bahşetti’ bu söz benim ağırıma gitti. Neden gitti? Çünkü yaşananlar ve yaşatılanlar vardı bu ülkede. Hiç kimse bize bir şey bahşetmedi. Kim bahşetti? Siz bahşettiniz. Siz 11 milyon 200 bin imzayı siz topladınız. Bu millet bahşetti. Bu bir zaferdir. Kamuda, okullarda, üniversitelerde, bizim yüzyıldır dayak yediğimiz bu sistemin çivisi olan başörtüsü yasağını çözmek bu teşkilat için bu millet için kadim medeniyetimiz için bir zaferdir. Bunun için şükretmeliyiz. Gerçekten bunun için emeği geçen herkese teşekkür etmeliyiz. Bu sendika bunun için bile yeterlidir” ifadelerini kullandı.

İslam’ın yeniden dirilişinin yine Türkiye’den olacağını anlatan Bilgin şunları söyledi:

“Neden buradan? Çünkü bayrak burada düştü. İslam ümmetinin, Müslümanların liderliği burada düştü. Bu coğrafyada düştü. Düşülen yerden ayağa kalkılır. Onun için Anadolu’dan diyorum. Bugün Suriye’de, Gazze’de, Filistin’de, bombalanan çocukların, katledilen insanların görüntüsü gözünüzün önüne geldiğinde rahatsız olmuyor musunuz? İslam Ümmeti bugün soğuk sokakların yüzüne bakıyor. Küçük hesaplarla uğraşmamalıyız. Elbise bağışlayarak, ufak tefek paralarla kendi ruhumuzu tatmin ederiz ama sorumluluğumdan kaçamayız. Bu katledilen Müslümanların vebali bizim sırtımızdadır. Bunun hesabını tek tek vereceğiz. Neden? Çünkü o medeniyeti yeniden inşa edemedik. Düşen bayrağı ayağa kaldıramadık. Türkiye güçlü olmuş olsa idi, o medeniyeti kurmuş olsa idi bugün İslam dünyasında kimsenin burnu kanamazdı. Bu işin vebali bizim sırtımızda. Biz eğitimciyiz. O medeniyet kavramını idrak etmiş, çalışan, üreten bir nesil yetiştirmeliyiz. Bu iş nesille olur. O nesli kim yetiştirecek? Bizler yetiştireceğiz. Oysa Türkiye’de kayıp kuşaklar yetiştiriyoruz biz. Kendinden, var oluşunun gerekçelerinin hiçbirinden habersiz 1453’te zulüm başladı diyebilecek kadar her şeyden yoksun, annesini, babasını, çocuğunu boğazlayan kuşaklar yetiştiriyoruz. O anlamda büyük vebal altındayız. Suçlu biziz, eğitimcileriz. Ne yapmalıyız? Görev bizim. Sokak sokak dolaşacağız, gerçek anlamda yeni nesillerin yetişmesi için hepimiz emek vereceğiz. Tek tek hepimiz bundan sorumluyuz.”

Bu arada daha önceden kongrede başkan adayı olduğunu açıklayan Korkmaz Akçay’ın adaylık başvurusu yeterli delege imzasını toplayamadığı gerekçesiyle divan tarafından kabul edilmedi. 161 delegenin oy kullanacağı seçimlere Mehmet Emin Sofuoğlu tek aday olarak girdi.