Mersin anlatan Alata Bahçe Kültürleri Araştırma İstasyonu Müdürlüğü personeli Dr. Güçer Kafa, organik üretiminde önceliğin portakal, mandalina ve limonda olduğunu, üretim merkezinin ise Adana, Mersin ve İzmir bölgeleri olduğunu bildirdi.

Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği tarafından, Alman Türk İşbirliği ile Organik Tarım Projesi kapsamında ‘Organik Tarım Ürünlerinin Üretimi Ve Pazarlanması’ konulu toplantı düzenlendi. Akdeniz İhracatçılar Birliği’nde gerçekleştirilen ve organik narenciye ihracatının masaya yatırıldığı toplantıya, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Üyesi Enis Gürbüz Hekimoğlu, Alata Bahçe Kültürleri Araştırma İstasyonu Müdürlüğü’nden Dr. Güçer Kafa, Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği Başkanı Atilla Ertem, Proje Koordinatörü Elisabeth Rüegg ile organik narenciye üreticileri, akademisyenler, ihracatçılar ve sektör temsilcileri katıldı.

Toplantının açılış konuşmasını yapan Dernek Başkanı Ertem, Türkiye’nin, Avrupa pazarında İspanya ve İtalya ile rekabet etmek yerine fark yaratması gerektiğini söyledi.

Alata Bahçe Kültürleri Araştırma İstasyonu Müdürlüğü personeli Dr. Kafa ise Türkiye’nin narenciye üretimi ve ihracatındaki durumunu anlattı. Hızla artan narenciye üretimi ve son 50 yılda yapılan hamleler ile Türkiye’nin narenciye pazarında iyi noktalara geldiğine işaret eden Kafa, “Organik üretiminde öncelik portakal, mandalina ve limonda, üretim merkezi ise Adana, Mersin ve İzmir bölgesidir. Narenciye için en uygun iklim Akdeniz iklimidir. Biz de ülke olarak bunu iyi değerlendirmeliyiz. Dünyanın en iyi limonu bu topraklarda yetişiyor, ancak üretimden ve tanıtımdan kaynaklı sıkıntılardan dolayı hak ettiği değeri görmüyor" dedi.

Toplantıda narenciye ihracatında gelinen noktayla ilgili bir sunum gerçekleştiren MTSO Yönetim Kurulu Üyesi Hekimoğlu da turunçgil üretiminde Türkiye’nin çok elverişli iklim koşullarına sahip olduğunu belirtti. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Teşkilatı (FAO) araştırmasına göre, en iyi 10 mikro klima bölgesinden birinin Mezitli-Lemas Vadisi arasındaki bölge olduğuna dikkat çeken Hekimoğlu, “Bunu iyi değerlendirip narenciye üretimini ve ihracatını arttırmamız lazım. Türkiye’de narenciye ihracatının yüzde 40’ı Mersin’den yapılıyor. Bu bize bölgenin önemi hakkında fikir vermeli. Dış pazarlarda rekabet etmek ve pay almak için yeni türlerin üretimine başlamalıyız. Ürettiğimiz narenciyenin üçte birini ihraç ediyoruz. Bu durum göz önüne alındığında dünyada rağbet gören türlere yönelmemiz rekabet anlamında, ülke olarak elimizi güçlendirecektir" ifadelerini kullandı.