Mersin Üniversitesi’nde (MEÜ) ’15 Temmuz Demokrasi Haftası’ etkinlikleri başladı.

Hafta boyu sürecek olan etkinliklerin açılışında ‘15 Temmuz Darbe Girişiminin Sosyolojik Etkileri’ konulu bir panel ile fotoğraf sergisi düzenlendi. Prof. Dr. Uğur Oral Kültür Merkezi’nde gerçekleşen açılışa, Mersin Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Kerim Tufan, Üniversitelerarası Kurul Başkanı ve MEÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Çamsarı, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Ali Kaya, Prof. Dr. Hakan Arslan ve Prof. Dr. İsmail Yağcı, Mersin Baro Başkanı Ali Er, İl Müftüsü Dursun Ali Coşkun, vatandaşlar ve akademisyenler katıldı. Davetliler ilk olarak Basın ve Halkla İlişkiler Şube Müdürü Mehmet Acar ve Yusuf Koldemir tarafından hazırlanan ‘15 Temmuz’ konulu sergiyi gezerek, o geceyi anlatan fotoğrafları inceledi. Ardından Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Durmuş Ali Arslan ve Eğitim Fakültesi Temel Eğitimi Bölümü öğretim Üyesi Doç. Dr. Lütfi Üredi tarafından panel verildi.

Panel öncesi konuşan Rektör Çamsarı, MEÜ’nün 15 Temmuz gecesi yaşanan olaylardan bu yana üzerine düşen her türlü görevi azami gayret ve süratle yerine getirdiğini söyledi. Çamsarı, "Senato üyelerimizle, millet iradesine ve demokrasiye yönelik düzenlenen darbe girişimini kınamak, üniversitemizin cumhuriyete ve demokrasiye olan bağlılığını vurgulamak adına daha ilk günlerde akademik ve idari personelin geniş katılımıyla Cumhuriyet Alanı’nda bir basın açıklaması yaptık. Ülke genelinde olduğu gibi Mersin Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen demokrasi nöbetine, üniversitemiz akademik ve idari personeliyle katılım göstererek büyük destek verdik. Şehitlerimizin aziz hatırasını kampüsümüzde her daim yaşatmak için Gençlik ve Spor Bakanı Sayın Akif Çağatay Kılıç’ın katılımıyla 15 Temmuz Şehitleri Hatıra Ormanı’nı oluşturduk. YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç’ın yönetimindeki resmi heyette yer alarak, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası, Avrupa Üniversiteler Birliği’nin Brüksel’de ki merkezinde gerçekleştirilen toplantıya katıldım. Toplantıda, üniversitelerin kurumsal yapısının zedelemesine asla izin verilmeyeceği ve Türk yükseköğretimine güvenilmesi gerektiği mesajını verdik" dedi.

“Hafta boyunca devam edecek olan etkinliklerimizin, asıl amacı bu tür olayların nelere mal olduğunu ve nasıl önlenebileceğini bilimsel bir platformda irdelemektir” diyen Çamsarı, “Üniversite olarak bize düşen vatan sevgisi konusunda taviz vermeyen, beynini ve iradesini bu amaç dışında kullanmayan, bilinçli, araştırmacı gözü açık, özgüvenli, görev almaktan kaçınmayan insan sevgisine sahip gençler yetiştirmektir” ifadelerini kullandı.

Doç. Dr. Durmuş Ali Arslan ise ‘Sosyolojik Yönleriyle Türkiye’de Askeri Darbeler ve 15 Temmuz Kanlı Darbe Girişimi’ başlıklı sunumunda, ordunun toplumsal yapı içindeki yeri ve önemini, 28 Şubat sürecini, Türkiye’de ordunun siyasi hayattaki etkisinin sosyolojik sebeplerini, 15 Temmuz darbe girişimini öteki askeri müdahalelerden farklı kılan yönlerini anlattı. “15 Temmuz Türk milletinin yeniden dirilişidir” diyen Arslan, "15 Temmuz, Türk milletinin şanlı bir direnişidir. Bu direniş, demokrasi tarihimiz açısından parlak, yeni bir sayfanın açılmasına kapı aralamıştır. Aynı zamanda, Türkiye’de asker-devlet, darbeler-demokrasi ilişkilerinin yeniden tanımlanmasına yönelik, yeni yaklaşımlar geliştirilmesi hususunu da beraberinde getirmiştir" diye konuştu.

“15 Temmuz Şehitlerimizi Anma, Demokrasi ve Milli Birlik Günü Etkinliği” isimli sunumunda birlik ve beraberliğin önemine dikkat çeken Doç. Dr. Lütfi Üredi de 15 Temmuz darbe girişimi sürecini, bu girişimin amacını ve darbe gecesini anlattı. Önümüzde yapılması gerekenlerle ilgili de bilgi veren Üredi, "FETÖ’nün taktikleri ve kullandığı yöntemler göz önünde bulundurulduğunda ne denli sinsi bir yapılanmayla karşı karşıya bulunduğumuz daha iyi anlaşılabilir. Devletin çeşitli birimlerine sızmış hücrelerin uygun fırsat bulduklarında tekrar harekete geçebileceğini unutmamamız gerekir. Ancak uygulanacak hükümler ve alınacak tedbirlerde adil olma vasfı gözetilmeli ve mağduriyetlere yol açılmamalıdır. Darbe girişiminde açık ve vahim bir istihbarat zafiyeti olduğu da anlaşılmaktadır. Bu duruma yönelik gerekli müdahaleler yapılmalı ve muhtemel girişimlere yönelik teyakkuzda olunmalıdır" şeklinde konuştu.