Mersin Üniversitesi (MEÜ) Takı Teknolojisi ve Tasarımı Yüksekokulu tarafından, ’Mücevher Üzerine Söyleşiler’ başlıklı bir konferans ve workshop düzenlendi.

Marmara Üniversitesi öğretim elamanları Doç. Dr. Sibel Kılıç ve Öğretim Görevlisi Mustafa Naci Top’un ile mücevher tasarımcısı Avedis Kendir’in, konuşmacı olarak katıldığı konferans, Prof. Dr. Uğur Oral Kültür Merkezi’nde gerçekleşti. Etkinliğe, Takı Teknolojisi ve Tasarımı Yüksekokulu Müdürü Doç. Zeki Umay, öğretim elemanları ve öğrencileri katıldı. Konferansta ilk sözü usta mücevher tasarımcısı Avedis Kendir aldı. Kendir, ’Bir Mücevher Sanatçısının Kimliği’ başlıklı konuşmasında, mesleğe başlama ve onu geliştirme hikayesini katılımcılarla paylaştı. El işçiliğine çok erken yaşlarda mobilyacı ustası olan babasını izleyerek gönül verdiğini aktaran Kendir, aynı süreçte el işçiliğine dair yatkınlığını keşfettiğini ve İstanbul Kapalı Çarşı’da hayranlıkla izlediği mücevherlerin ışıltılı, renkli yapısının kendisini bu mesleğe yönelttiğini söyledi. Daha sonra çırak olarak işe başladığını söyleyen Kendir, ustasının da desteğiyle mücevher aşkının başladığını belirtti. 20 yaşında kendi atölyesini açtığını kaydeden Kendir, daha sonra kendi tarzını yaratıp bunları uluslararası arenada sergileme isteği duyduğunu söyledi. Kendi karakterini yansıtan koleksiyonuyla ilk yurtdışı sergisini İtalya’da açtığını aktaran Kendir, bu serginin ardından başka ülkeler ve sergilerin geldiğini belirtti. İşini çok sevdiğini ve kendi tarzını bulmak üzere çok araştırıp çok okuduğunu kaydeden Kendir, 20 yıldır Çırağan Sarayı’nda yaptıklarını ilgi duyanlara gösterebildiği bir mağazaya sahip olduğunu dile getirdi. Son olarak Mersin’de olmaktan duyduğu mutluluğu dile getiren Kendir, Mersin ziyaretlerine devam etmek istediğini ve öğrencileri de kendi atölyesinde ağırlamaktan mutluluk duyacağını kaydetti.

MEÜ Takı Teknolojisi ve Tasarımı Yüksekokulu mezunlarından olan ve halen Marmara Üniversitesi’nde öğretim elemanlığını sürdüren Öğretim Görevlisi Mustafa Naci Top ise ’Günümüz Teknolojisinin Kuyumculuk ile Entegrasyonunun Tasarım ve Üretim Sürecine Katkıları’ başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Top, kuyumculuk eğitiminin tüm dünyada geleneksel ve akademik olmak üzere iki türlü sürdürdüğünü dile getirdi. Geleneksel eğitimin usta-çırak ilişkisine dayandığını ve kuyumculukta önemli bir yere sahip olduğunu hatırlatan Top, akademik eğitimin ise meslek liseleri, ön lisans ve lisans ile yüksek lisans biçiminde gerçekleştiğini aktardı. Akademik eğitimde yaşanan sorunları ve bunlara yönelik çözüm önerilerini aktaran Top, takı tasarımlarının farklı disiplinleri kapsayan bir alan olduğu ve eğitiminin buna uygun olarak planlanması gereği üzerinde durdu. Öğrencilerin sektörde karşılaşacağı durumlarla ilgili bilgiler aktaran Top, öğrencilerin yeni trendler, beğeniler konusunda kendilerini geliştirmelerini, meslekleriyle ilgili bilgi ve teknolojilerden yararlanmalarını ve yönlendirilen değil yönlendiren olmalarını tavsiye etti.

Doç. Dr. Sibel Kılıç ise ’Bir Sanat Nesnesi Olarak Mücevher’ konulu konuşmasında özgün, estetik ve klasik olmanın takı ve mücevheri sanat eseri kılan kriterler olduğunu belirtti. Kılıç, takı ve mücevher sanatını, kendine özgün, yaratı prensiplerine, ayrı işlev ve fonksiyonlara sahip ve apayrı tarihsel serüveni olan içerisinde estetik, tematik ve teknik olmak üzere üç ayrı disiplini barındıran özerk, bağımsız bir sanat dalı olarak tanımladı. Takıların tarih boyunca toplumların estetik, ekonomik, sosyo-kültürel, siyasal ve dinsel yaşamlarının bir parçası olduğunu bu nedenle de etnografik açıdan önemli birer maddi kültür unsuru olduğunu aktaran Kılıç, bu bilgileri çeşitli görsellerle destekledi.

Konferans soru cevap bölümüyle sona erdi.