Veliler bir gerçeği daha göz ardı ettiler. Bazı dersanelerde çocuklarına karşı uygulanan başka yöntemlere hiç dikkat etmedi ve önem vermediler.

Evlat, her ana baba için evlattır.
Yılların yanlışları ile bir kördüğüm olan eğitim sistemi var. Ebeveynler de bu sistem içinde evlatlarına istikbal kaygusu duyarlar. Bu sitem içerisinde bir zemin bulup genişlemiş bir olgu dersaneler.
İlk dersaneler 70 lerin başında tek tek ortaya çıkmaya başladıktan sonra bir rant aracı oluştursa da bazı kesimler tarafından faklı amaçlarla da kullanılmaya başlandı.
Ana baba olarak herkes evladına iyi bir gelecek hazırlamak için çaba gösterir. Bir ailenin bütçesinde desane giderleri de ilkokul 4. Sınıftan itibaren ana yekünü teşkil eder hale geldi.
Teoride parasız olan eğitim için ciddi paralar ayrılmaya başladı.
Geldik bu güne:
Veliler sadece bir eğitim kurumu gözü ile bakarak başarılı saydıkları dersaneleri seçme yarışına girdiler.
Dersaneler de temelden ve aileden aldıkları köklü eğitimle iyi durumdaki öğrencilere, üste para vererek kapma yarışına düştüler. Birinciler çıkardıktan sonra genel başarı pek de önemsenmedi. Her sınıfta başarılı 3-4 öğrenci üzerine odaklanan dersanelerden bazıları diğer öğrencileri potansiyel gelir kaynağı olarak gördüler. Başarısız olanlar için de savunma hazırdı. Aynı sınıfta Ali-Veli derece yaptı demekki eksiklik sende dediler.
Veliler bir gerçeği daha göz ardı ettiler. Bazı dersanelerde çocuklarına karşı uygulanan başka yöntemlere hiç dikkat etmedi ve önem vermediler.
Hatta ödedikleri paraların nerelere kullanıldığından bile haberleri olmadı, dikkat edip araştırmadılar, ya da umursamadılar. Çünkü odaklandıkları konu sadece evlatlarının istikbali ve geleceği idi.
80 öncesi üniversite hayatımızda taşradan gelen bir ana-babanın örgüt üyesi olan evlatlarına yalvarışlarını ve gözyaşlarını bu gün gibi hafızamda saklarım. Akibetini bilmediğim bu gencin içine düştüğü durum istikbal kazanalım derken sahip olduğu tüm değerlerden de mahrum kalması demekti.
Bu gün de evlatlarımızı dersanelere ve özel okullara yollarken nelere dikkat etmemiz gerekiyor iyi bilmeliyiz.
Evlatlarımıza eşit davranılıyor mu?
Evlatlarımıza, dersleri dışında, hangi ahlaki değerlerle yaklaşılıyor?
Evlatlarımıza toplumda ayrımcılık oluşturulacak fikirler aşılanıyor mu?
Gönderdiğimiz dersaneler gençler için bir toplama kampına ve illegal eğitim kampına dönüştürülüyor mu?
Bu cemaat evi dedikleri şeyler nedir ne değildir. Oralarda neler oluyor ve neler amaçlanıyor?
Ödediğimiz paralar hangi işlerde kullanılıyor? Ak para mı oluyor, kara paranın önünde bir paravan mı oluyor?
Dersanelerin başarılı öğrencimize sunduğu imkanların arkasında neler yatıyor?
Çocuklarımız o dersanelere gitmeye başladıkatan sonra ne gibi davranış değişiklikleri gösterdi. Toplumdan ne kadar uzaklaştı. Sosyal hayattan ne kadar koptu. Diğer insanlara saygısında ne kadar azalma oldu?
O imkanları kabul ettiğimizde bizden karşılığında ne isteyecekler ve bize hangi bedeli ödetecekler?
Dünyadaki tüm şer güçlerin, parçalayıp bölmeden yutamayız dediği Milletimizi ve genelde İslam dünyasını yok etmeye yönelik faaliyetlerle ilişkileri var mı?
Ymeyip yedirdiğimiz, giymeyip giydirdiğimiz, kılına zarar gelse içimizin cız ettiği evlatlarımızı kimler nelere alet eidyor? Nasıl kullanıyor? Hangi emellerine alet ediyorlar?
Tüm bunları düşünmek sorgulamak için de uygun bir dönem. Sömestri tatili yaklaşırken dersane ve özel okullara çocuk gönderen her velinin oturup düşünmesi gereken konular bunlar.
Amacı eğitim olması gereken bu kurumların, siyasi ve ekenomik birer silaha dönüştüğünü göre göre körpecik evlatlarımızı bu silaha mermi yapmayalım.
Bir evladın istikbalini kurtaracağız derken, bir ülkenin istikbalini mahvedeceklerle bilinçsiz bir işbirliğine girmeyelim...