MUHALEFET MEŞRUİYETİNİ KAYBETTİ

2001 yılının ağır şartları arasında kurulan Ak Parti girdiği ilk seçimlerde iktidara geldi ve bugün bu iktidarını sürdürmektedir. O günün şartları göz önüne alındığında siyaseten bir tükenmişlik/bitmişlik vardı. Büyük bir boşluk doğmuştu ve bu boşluk Ak Parti tarafından dolduruldu.

Ak Parti girdiği bütün seçimlerde oy oranını artırmayı başardı. Muhalefetin yetersizliği ve çapsızlığı Ak Partideki bu yükselişi önleyemeyince darbe planları ve e-bildirilerle takviye yıkım planları ortaya konuldu ve tabi ki bunlarla da bir sonuç alınamadı.

Yine bir seçim arefesindeyiz. Yapılan bütün kamuoyu anketleri Ak partinin önde olduğunu ve oylarında ciddi bir azalış bulunmadığını gösteriyor. Bu durum başta uluslar arası güç odaklarını, Türkiye düşmanlarını çıldırtıyor. Bu bir, bunu bir kenara yazalım.

İkincisi muhalefet. Muhalefet 12 yıldır iktidara alternatif olamadı. İktidarın yerini alacak herhangi bir üretim sağlayamadı. Milletin kendilerini niçin tercih edeceklerine dair bir cazibe alanı açamadı. Sadece tenkit üretti. İstemezük, istemezük naraları attı.

Üçüncüsü paralel yapı. Ak Partinin sandıkta bileğini bükemeyeceklerini anlayan şer odakları bu sefer paralel yapıyı öne sürdüler. Böylece yalan, iftira, şantaj, karalama, karartma ve manipülasyon hamleleri bu yapıya ihale edildi ve yıkım projesi devreye girdi.

17 Aralık darbe girişimiyle kılıçlar çekildi. Paralel yapının yargı ve emniyet kanadı ilk adımı attı. Yolsuzluk yapıldığı iddiasıyla başbakanın boynuna bıçağı dayadı. Paralel medya ve tabi ki İslam denince yüzleri buruşan, milletin değerlerine zerre miktar saygısı olmayan malum medya kol kola vererek bu bıçağa el vermeye başladı.

Anlaşılan bir kumpasın içindeyiz. Hayali bir terör örgütü ihdas edilmiş ve binlerce insan hukuksuz ve ahlaksız bir şekilde dinlenmiş.

Her kesimden insanın bu dinleme faaliyetinde ismi olmasına karşın ne hikmettir ki paralel yapıda yer alan ve paralel yapının borazanlığını yapan hiçbir isim yok.

Bugün gerek muhalefet gerekse paralel yapı/camia meşruiyetini kaybetmiştir. Millet nazarında artık yok hükmündedirler. Düşünebiliyor musunuz ana muhalefet partisi paralel yapının ürettiği montaj kasetler üzerinden siyaset yapıyor. Montaj kasetleri gurup toplantılarında mal bulmuş mağribi gibi dinletiyor. Her aklı başında insanın orada dinletilen kasetlerin ve ses kayıtlarının her hangi bir incelemeye gerek görmeden düzmece olduğunu anlamaması mümkün değil. Piyasaya sürülen CHP liderinin Ak Partiyi ve başbakanı öven ses kayıtları ile MHP liderinin Türkiye’yi terör devleti, Öcalan’ı kahraman ilan eden ses kayıtlarını dinlemek yeterli bunları anlamak için. Yani bugünkü teknoloji ile bu ve benzeri ses kayıtları üretmek çocuk oyuncağı.

Paralel yapı ahlaksızca üretiyor CHP sazan gibi atlıyor. Bu iki yapının başbakan düşmanlığı öyle bir gözü dönmüşlüğü ortaya koyuyor ki pes artık. Cam-cum Halk Partisi hayırlı! olsun. (Camia-Cumhuriyet Halk Partisi) Bir yastıkta kocarlar inşallah.

Bir daha hatırlatmakta fayda var. Bu hadiseler durup dururken olmuyor. Başbakanın mevcut dünya düzenini sürdürenlerin çifte standartlarına, insan hakları ihlallerine, savaşı ve gözyaşını özellikle Müslüman ülkelerin bir kaderi gibi sunmalarına, her türlü haksızlık ve ahlaksızlığa karşı duruşuna, uluslar arası güç odaklarının sürdürdükleri sömürü düzeninin tekerine çomak sokmasına, hakkı üstün tutan anlayışına karşı yapıyorlar. Bölgesinde ve dünyada sözü ve etkisi olan bir Türkiye istenmiyor. Bütün çırpınışlar bunun için.

Allah’ın izniyle Cam-cum Halk Partisi bu ülkenin ve ümmetin geleceğini karartamayacaktır.

M. Abdulkadir YUSUFOĞLU