Mutluluğa tahammülüz mü yok? "Çok güldük; başımıza bir şey gelecek" fobisiyle büyütülmüş olmamızdan mı kaynaklıdır nedir, sempatik insanlara bile dayanamıyoruz artık. Oysa içten içe kıskançlık beslediğimiz kişileri alt edip üzmeye çalışmak yerine onların mutluluk sırlarını öğrenmeye çalışsak daha doğru olmaz mı? Sevin, arkadaş olun, empati kurun, ÇALIŞIN. Emin olun her mutluluğun ardında yıllarca gece gündüz demeden sarf edilen baş döndürücü bir emek vardır. Hak etmeden bir yerlere gelmeye çalışmak ancak haddini bilmez densizlere mahsus çocuksu bir beklentidir sadece.
Çalışırken mutlu olur insan. Hedefi vardır ve o hedefe ulaşmak için gösterilen gayretten daha keyif veren bir güdülenme şekli var mıdır? En güzel şiiri yazmak, en iyi resmi yapmak, çalgısında üstat olmak, en iyi baba olmak ve dahi en iyi insan olmak için çaba göstermekten daha keyifli ne olabilir ki? Sevginizi büyütmek için çalışırsınız. Küçük şeyleri kafaya takmadan, karşınızdakinin güzel taraflarını görüp olumsuz yanlarını bertaraf etmeye çalışmak ve hayatınızı paylaşacağınız arkadaşı bulmak, belki de dünyanın en çok enerji gerektiren beyinsel çatışmasıdır. Nihayet emektir sevgiyi büyüten. Adı ne olursa olsun; iş deyin, aşk deyin, ne için çalışıyorsanız çalışın. Bu keyiftir ki sizi hayata daha çok bağlar. Daha güvenle basarsınız yere ve her amaca ulaşmak için attığınız adımda daha kendine güvenen, iç dünyasıyla barışık, bulunduğu mekânı güzelleştirmeye çalışanlardan olursunuz. 
Ne çok mutsuz olan insan var? Ne çok üzülen, ne çok acı çeken, ne çok yanılan, ne çok sırtından vurulan, ne çok ihanete uğrayan, ne çok etrafındakileri adam yahut dost sanan, ne çok kalabalıklarda yalnız... Aslında, ne çok bencil, ne çok gereğinden fazla hırslı, ne çok menfaatçi, ne çok gündelikçi, ne çok suçu karşısında arayan, ne çok yanlış, ne çok eğri, ne çok hep karşıdan bekleyen, ne çok üzülmeyi bile beceremeyen ve derdini ulu orta yaşayan, ne çok dedikoducu, ne çok eğlenmeyi bilmeyen, ne çok hayattan zevk almaya çalışmayan, ne çok ilgisiz, ne çok cahil, ne çok kaba, ne çok arabesk, ne çok paylaşmayı yanlış anlayan ve bütün bunlar yüzünden ne çok yalnız, ne çok zavallı insan var.
Mızmız olmamalı insan. Bulunduğu koşullarda gereken mücadeleyi göstermesini bilmeli. Ustaca bulunduğu konumlara gelen hiç kimse mücadele etmeden başaramadı. Acılarda var hayatta, tutmayan hesaplarda. Pes etmeden, nerede yanlış yaptığına kafa yormaktır çalışmak. Hiç kimse mükemmel değildir, kimse de kimseden üstün değildir. Asıl olan başarmayı başarmaktır. Esas başarı, hayatta mutlu olabilmeyi becerebilmektir. Esas mutluluğun bir başka sırrı ise size güven hissini aşılayabilenler ile güzel anları ve anıları paylaşmaktır.
Dedik ya; sevgidir mutluluğun anahtarı. Çalışmak içeri gireceğiniz kapı. Sevgiyle açacağınız kapının ardında sizi bekleyen muhteşem haz. Onun adı mutluluk işte. Yakalayabilene gülmek ne çok yakışıyor. Kıskanmayın, imrenin ve çalışın. Çok karmaşık gibi görünen hayatta doyasıya gülebilmek aslında ne kadar da basit şifrelerde gizli öyle değil mi?