Mutluluk, bireyin o anki iç dünyasındaki pozitif yoğunluğun zirve yapması boyutudur. Mutluluk aslında bir kalenin zirvesindeki  taştaki görünen  gülümseyen bir yüz resminin temsilidir bir manada.Velev ki zirvedeki yüz gülümsemiyorsa o kişi mutsuz mudur? Asla…Çünkü kale sadece bir taştan oluşmamaktadır.Kaleyi kale yapan taşlar arasında oluşan bağlantıda mutluluk gizli aslında…

     Bir düğününüzde, bir ölümünüzde  veya hastalığınızda bulunduğunuz alan ıssız değilse sizi seven eş,dost ve akrabalarınız var demektir.Mutlusunuz aslında…

    Akşam kafanızda bin türlü çelişkiler,yordamalar,karmaşıklar olsa da evinize koltuk altında bir ekmek götürebiliyor, sofrada o  ekmeği paylaşabiliyorsanız sizin meşgul olabileceğiniz bir işiniz var demektir.Mutlusunuz aslında…

    Bir gece elektrikler gittiğinde ,karanlıkta el yordamıyla mum ve kibrit arıyorsanız sizin gören  , aydınlığa alışmış bir  gözünüz var demektir.Mutlusunuz aslında…

   Otobüsü kaçırınca iş yerinize hızlı adımlarla gidiyor , bu hızlı yürüyüş müteakibinde çalışma masanızda ayaklarınız titriyorsa sizin yürüyen bir ayağınız var demektir.Mutlusunuz aslında…

     Bir pazar sabahında uykunuz yol çalışması yapan iş makinasının sesinden bölünüyor ve siz kulağınızı yorgan ile bastırıyorsanız duyan bir kulağınız var demektir. Mutlusunuz aslında…

   Kışın sert, burnu kulağı kızartan bir havasında , nefesiniz pencerenin camında  buğular oluşturuyorsa ;sizin barınabileceğiniz bir eviniz var demektir.Mutlusunuz aslında…

   Çocuklarınız silah,tank ve topları sadece oyuncakçıdaki plastik materyallerde tanıyor ve gerçeği ile çıplak gözle tanışmamışsa yaşam alanında sulh var demektir.Mutlusunuz aslında…

   Tüm bunlardan biri sizin yaşamınızda oluşmuşsa siz de mutluluğu tattınız  belki hala tatmaktasınız aslında.Mutluluk kusursuz bir hayat aramak  değil , an içinde küçük bir farkındalığı yakalayabilmektir aslında…

Mehmet BAŞTUĞ

Eğitimci- Yazar