“Öğretmen dürüst, bilgili, insaflı, temiz, kibar olmalı, çocuk eğitimini ve öğretimini bilmeli, çocuklarının yeteneklerini tanımalı, onlarla ilgilenmeli, onları yalnız bırakmamalıdır. Öğretmen çocuğa karşı ne onun kendisine küstahlık yapabileceği kadar yumuşak, ne de korkup soru soramayacak kadar sert olmalıdır.”(İBNİ SİNA)
   Milattan sonra (980-1037) yıllarında yaşamış ünlü tıpçı ve bilim adamının bin yıl öncesinden şimdiki özlenen eğitim sistemi üzerine söylemiş olduğu sözler takdire şayandır.
   Öğretmenlik mekanik bir sistem değildir ki sınıfa giren ,ders anlatan ve not vermekle bitmeyen dünyanın en özverili mesleğidir aynı zamanda.
   Öğretmenler karnelerini doldurduğu öğrencilerinin öğretmen görüşü bölümüne sıkça “bol bol kitap oku” cümlesini sıklıkla yazarlar.Öğrencisine bu telkini vermekle birlikte gerek rol model gerekse mesleğin getirdiği yenilikleri yakından izleme, araştırma ve güncellik boyutunda sosyal site haberleri gazete , dergi haricinde günde en az 30 sayfa okumalı kanaatindeyim. İbni Cerir’in  yatmadan evvel kırk sayfa kitap okuyarak dinlendiği, Abdulhamit Han’ın kitap okutarak uyuduğunu düşündüğümüzde bu çok da zahmetli olmasa gerek.
   Öğretmen sınıf atmosferinde ,  öğretmen ortamında ve toplum içinde sürekli birileriyle diyalog halinde bulunmaktadır. Sözün özü öğretmenin hitabeti iyi olmalıdır. Hitabetin iyi olabilmesi için iş yine kitap okumaya gelmektedir, kitap okuyan öğretmenin kelime hazinesi zengin olacak ve bu zenginlik onun düşünce ufkunu genişletecek ve hitabeti gün geçtikçe daha da güzelleşecektir.
   Öğretmen sosyal olmalıdır. Halkla iç içe olmalıdır. Halkın değerlerine saygı duymalı halkın kederini paylaşmalı aynı şekilde halkın sevincine ortak olmalıdır. Sosyal öğretmenler halk tarafından daha çok sevilmekte adları kalplere ölümsüzlük kalemiyle yazılarak asla unutulmamaktadırlar.
    Öğretmen her zaman iyi örnek olmalıdır. Ebu Sufyan’ın  oğlunun öğretmenine verdiği telkin çok manidardır aslında. “Çocukları eğitmeye başlamadan önce kendini eğit. Çünkü onların gözü senin üzerindedir. Senin güzel saydığın her şey onlara güzel, senin çirkin saydığın her şey onlara çirkindir.”
       Öğretmen sabırlı olmalıdır. Öğrenciler farklı bilişsel, duyuşsal ve psikomotor yetilere sahip olduğundan her öğrenciden aynı başarıyı , aynı yeterliliği beklemek insanın tabiatına aykırıdır. Buna en güzel örnek ilkokula yeni başlayan öğrencilerin okumaya geçiş aşamasıdır.Tıpkı bir mısır tanesi gibi, kimi birkaç haftada, kimi birkaç ayda kimi ise yıl sonunda pıtır pıtır okumaya geçerler.
        Öğretmenlik bir gül gibidir, ona gül etiketini veren ise dikenleridir yani zorluklarıdır. Öğretmen meslek sevgisi ile tüm engelleri aşar, güçlüklere katlanır. Sabır ve sevgi kelimesinin ortasında sıkışmış ancak o sıkışıklığın çok derin hazlar yarattığı öğretmenlerimize iyi tatiller dilerim.