NEREDE KALDI O ESKİ GÜNLERDEN? NE VERİLİYOR BU DÖNEMDE?

Bu gün parkta üç arkadaş ile ayaküstü sohbet etmekteydik ve bu esnada eğitimde 4+4+4 mitingi için birkaç öğrenci ve birkaç veli veya öğretmen veya halktan bazıları vardı ve kendilerince protesto etmekteydiler. Daha sonra kendi kendime düşünmeye başladım.
Eskiden her şey ne kadar güzeldi her şey ne kadar sade ve temizdi. İnsanlar birbirlerini gördüğünde hal hatır sorar mahalleden geçerken Ayşe teyze nasılsın, Fatma abla nasılsın diye hal hatır sormadan da geçilmezdi. Elimizde sigara içerken bir tanıdık Hasan, Mehmet, Ali  amca gördüğünde yüzümüz kızarır rengimiz solar, kızarır bozarırdık. Ancak tüm bu olumsuzluklara karşı dahi onlar bizim için hep Fatma abla, Ayşe teyze olarak kalırlardı ya da Mehmet amca Hasan amca veya Ali amca olarak kalırlardı. Ama ne saygıda kusur edilirdi ne de sevgide kusur edilirdi. Bir birlik beraberlik bir saygı sevgi bir dostluk sevinci olurdu hep. Mahallede kim sıkışsa onun derdine çare aranır veya bir şey olduğunda onun yardımına koşulurdu ama bu hep böyle olurdu ve olmalı idi de,hayatın yaşamın anlamı da bu olmalıydı bence.

En büyük eğlencemiz sokaklarda oynamaktı. Sokakta oynamak denince de ya bilye (misket),yada aşık veya çelik çomak oynardık, mahalle meydanında buluşma olurdu,okuldan arkadaşlarımızla beraber gider, beraber çıkar, beraber gezer, beraber yürürdük, hatta okul çıkışında bir kız arkadaşımızla konuşmaya yanaşsak birimiz mutlaka onu 10-15  adım geriden takip eder gözcülük ederdik acaba kızın abisi babası çevreden görürde bir şey söyler mi diye, birimizin evine gider birbirimizden bir şeyler yer içerdik, annelerimiz hiçbir şey demeden bir şeyler hazırlar veya dışarı çıkacaksak da ekmek arası bir şeyler tutuştururlardı, veya çimen ekmek yapar annelerimiz bizlere bunları yaparlardı. Daha sonra dışarıya çıkar okul ayakkabılarımızla top oynar onlarla tekrar okula giderdik. Mahallemizdeki tüm komşularımız annemiz gibiydi hiç utanmadan her şey isteyebilirdik. Birbirimizle kavga etsek dahi annelerimiz gelir bizleri barıştırır ve hatta siz kardeşsiniz kavga etmek size yakışmaz der bizleri barıştırırlardı gerekirse kulaklarımızı bile çekerlerdi, ne onun annesi nede benim annem asla kırmazlardı birbirlerini.
 Hele yaz tatilinde ise okul parası kazanacağız diye birkaç arkadaş bir araya gelir odun  kırar, kömür çeker, halde karpuz indirmek için gelen arabaların peşine koşardık veya hiç bulamaz isek o zamanlar halde bulunan gazoz imalathanesinde şişe yıkar cep harçlığımızı çıkarırdık.
Oysa şimdi ki durum böylemi bir internet çağı var ki bilmeyen kalmadı veya bilmediğinde hiçbir işini ne yapabilirsin nede takip edebilirsin artık kız arkadaşınla hangi cafede buluşacağını bununla randevu alırsın, maaşını bununla çekersin, muayene randevunu bununla alırsın, ilacını bununla alırsın, oğlunu kızını okumaya gönderdiysen her gün bununla konuşursun, daha faydalarını saymakla bitiremezken sakıncasını da saymakla bitiremezsin. 
   Oysa şimdi bir bakıyorsun yukarıda yaşanan olayların artık hiç birisi kalmamış kalmamak için ne gerekiyorsa yapılıyor, gündem her gün değişiyor ve değiştirilmek zorunda bırakılıyor ama neden ; neden bu insanlar bu kadar olayları yaşamak zorunda, neden bu gençlik hep bu kadar zor şartlar altında ezilmek zorunda bırakılıyor acaba tüm bu olayların suçlusu yada suçluları kim?