Partisinin Diyarbakır’da düzenlediği Dış İlişkiler Başkanları Toplantısı’nda konuşan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, IŞİD ile mücadele eden tüm komşulara destek verdiklerini belirterek, DAİŞ’i ne durduracak ne de yavaşlatacak stratejinin olmadığını vurguladı. DAİŞ ile mücadeleleri için Peşmergeye, Irak ordusuna ve Suriye Ulusal Koalisyonu’na destek verdiklerine de işaret eden Çavuşoğlu, “Ancak kimse bizden YPG’ye ya da DAİŞ’e destek vermemizi beklemesin” dedi.

AK Parti Dış İlişkiler Başkanlığı’nın Diyarbakır’da düzenlediği Dış İlişkiler Başkanları Toplantısı’nda konuşan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, dünyada yaşanan değişimlere ve olaylara baktıkları zaman dünya ve Türkiye’nin gelecek yüzyılını etkileyecek gelişmeler gördüklerini belirtti. Yüzyıl önce bölgede yaşanan 1’nci Dünya Savaşı ile çizilen sınırların ardından 2’nci Dünya Savaşı ve soğuk savaş döneminin yaşanması ile birlikte dünyada yeniden yapılanma çabasının olduğunu gördüklerini vurgulayan Çavuşoğlu, “Ama görüyoruz ki bölgemizde ve dünyada halen taşlar yerine oturmamış. Bunu Ukrayna ve Rusya gelişmelerinde de, Arap baharı ile başlayan Kuzey Afrika ve Ortadoğu coğrafyasındaki değişimlerde de görüyoruz. Gerçekten hızlı bir değişik yaşıyoruz” dedi.

“BU ÜLKEDE DARBELER, KATLİAMLAR OLDU”

Türkiye’nin tüm bu gelişmelere ilişkin aktif bir politika izlediğine ve her şeyden önce özellikle AK Parti iktidarıyla birlikte hem sınır komşusu olan ülkeler hem de bölge ülkeleri ile ilişkilerini geliştirecek bir politika izlediğine dikkat çeken Çavuşoğlu, “Bazı komşular ile onlardan dolayı yaşadığımız sıkıntıları görünce bazıları ‘Komşularla sıfır sorun politikanız, sıfır komşu politikasına dönüştü’ diyor. Ama bu böyle değil. Mustafa Kemal Atatürk de ‘Yurtta sulh, cihanda sulh’ dedi. Ancak her yerde barış olmadı. Bu ülkede darbeler, katliamlar oldu. Başbakanlar asıldı, darbelerle gençleri astılar, Kıbrıs’a müdahale etmek zorunda kaldık. Suriye ile 1990’lı yıllarda savaşın eşiğine geldik. Irak ile düne kadar ilişkilerimiz kötüydü. Ama bu sorunları çözdük” diye konuştu.

“TOPLANTILARIMIZ MEKANİZMA HALİNE GELDİ”

Çeşitli ülkelerle ortak bakanlar kurulu toplantıları yaptıklarını ve ülkelerle öncelikli işlerine göre o toplantılara bakanların katıldığını anlatan Çavuşoğlu, bugüne kadar 34 konsey toplantısı yaptıklarını söyledi. Çaıvuşoğlu, "Ülkelerle yüzlerce anlaşma yaptık. 1 Aralık’ta Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin gelecek ve onunla bu toplantıyı yapıp, birçok yeni anlaşmalar imzalayacağız. Bu toplantılar vizelerin kaldırılmasında ve ticari ilişkilerinin iyileşmesi için önemli bir mekanizma haline geldi. 17 ülke ile serbest ticaret anlaşması yaptık. 2 ülkeyle de bu müzakereler devam ediyor. 2013 sonu itibariyle 70 ülkeye vizesiz seyahat ediliyor. Bunu artık kurumsal olarak yürütüyoruz. AB ile de vize serbestliği diyaloğu başlattık 3 yıl içinde vatandaşlarımız AB üyesi ülkelere de vizesiz seyahat edebilecekler. Bunun turizme de katkısı var. Turist sayısının son yıllarda arttığını görüyoruz. Türkiye’ye gelen turist sayısı ne kadar arttıysa bu bölgeye gelen turist sayısı da artacaktır. Ticarete da faydası var. komşularla olan ticaretimiz 13 milyardan, 94 milyara çıktı. Tüm bunlar attığımız adımların neticesidir. Suriye ve İsrail ile sorunlar yaşıyoruz ama iş adamlarımızın ticareti sürdürüyor” şeklinde konuştu.

“ARTIK TÜRKİYE HER YERDE VAR”

Türkiye’nin, sadece komşularıyla değil, dünyanın dört bir yanındaki ülkelerle ilişkilerini geliştirdiğini ve geliştirmeye çalıştığını vurgulayan Çavuşoğlu, “Afrika açılımı ile Afrika’nın hepsindeyiz. Latin Amerika’nın her yerindeyiz. Orta Amerika’da bulunan küçük ada ülkelerinden, Asya’daki küçük ada ülkelerine kadar her yerde Türkiye var. Afrika bugüne kadar ihmal edilmiş bir bölgedir. Ama toprakları iyi işlendiğinde bütün dünyaya yetecektir. Biz Afrika’nın stratejik ortağıyız. Çin, Hindistan ve Türkiye, Afrika’nın stratejik ortağı. Ama bizim onlara yaklaşımımız farklı. Biz onlara yardım ediyoruz. Ticaretimizle oradayız. Afrika ile olan toplam dış ticaretimiz 2013 yılında yaklaşık 10 kat artmıştır” dedi.

“TÜRKİYE, BM’NİN ÖNDE GELEN BAĞIŞÇILARINDANDIR”

Türkiye’nin uluslararası ve bölgesel örgütler nezdinde de çok aktif olması gerektiğine işaret eden Çavuşoğlu, “Afrika ile ilişkilerimiz var ama Afrika içinde çok önemli 5 ekonomik örgüt var. Bunların hepsi ile de ilişkilerimiz çok iyi. Uluslararası örgütler deyince, çok taraflı platform deyince aklımıza gelen birinci örgüt BM. Bunun içinde çok aktif bir Türkiye var. İspanya ile başlattığımız ittifakın eş başkanlığın yapıyoruz. Ve 141 ülke destek veriyor. Finlandiya ile başlattığımız ‘Barış İçin Arabulucuk İnisiyatifi’ de hızla büyüyor. Çünkü bu mekanizma bölge ve dünyada giderek önem kazanan bir mekanizmadır. Bugün Türkiye, BM’nin önde gelen bağışçı ülkelerinden biri olmuştur. Bunlar eskiden hayaldi. Eskiden IMF’in karşısında 500 milyon dolar borç için bekleyen Türkiye vardı. Ama artık borç verebileceğimizi söylüyoruz. Yine BM’nin önemli toplantılarına ev sahipliğini yapıyoruz. İlk defa düzenlenecek olan BM İnsani Zirve’sinin İstanbul’da olması tesadüf değildir. Türkiye’nin insani yardımlar konusunda dünyada 3’üncü olduğunu bütün dünya ülkeleri biliyor. Bugün dünyada yaptığımız yardımların toplam miktarı 3.3 milyardır. İnsani yardımların miktarı ise 1.8 milyar dolardır” ifadelerini kullandı.

“HALEP DÜŞERSE 3 MİLYON İNSAN DAHA GELİR”

Ortadoğu’da yaşananlara ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Çavuşoğlu, “Bugün bölgede yaşadığımız sorunlara baktığımızda bir taraftan kuzeyimizde, diğer taraftan güneyimizde sıkıntılı günler geçiyoruz. Özellikle güneydeki sorunlar bu bölgeyi çok yakından ilgileniyor. Ortada bir problem var. Terör problemi var. Irak ile ilgili düşüncelerimi söyledim. Bunun nedeni Maliki’nin mezhepçi anlayışıydı. Şimdi Irak ve Suriye’yi ayıramayız. Çünkü DAİŞ bu iki ülkenin toprakları parça parça kontrol ediyor. Halep’e bir taraftan DAİŞ, diğer taraftan rejim saldırıyor. Halep’in düşmesi demek, 3 milyon daha insanın sınırlarımıza gelmesi demektir. Bu konuda 4 yıl önce söylediklerimize burun kıvıranlar şimdi tersini söylüyorlar” dedi.

“DAİŞ STRATEJİ OLMADAN DURDURULAMAZ”

DAİŞ terör örgütünü durduracak ve hatta yavaşlatacak bir stratejinin olmadığına dikkat çeken Çavuşoğlu, “Hava saldırı ile bunun durmayacağını NATO’da da diğer yerlerde de söyledik. DAİŞ, Kobani’ye tam anlamıyla giremedi ama şimdi Kerkük ve Halep’e saldırıyor. Stratejik noktalara saldırıyor. Böylesine bir terör örgütünü kapsamlı bir strateji olmadan nasıl durdurabileceğiz. DAİŞ’i durdursak bile Suriye’ye istikrarı nasıl getireceğiz. Bu rejim 200 binden fazla insanın ölmesinden sorumlu. Dün DAİŞ, İŞİD diye bir terör örgütü duydunuz mu? El Kaideyi, Hizbullah’ı biliyordunuz. Şimdi bir de Horasan çıktı. Bugün DAİŞ’i yok ederiz, yarın başka bir terör örgütü çıkar. Müttefiklerimiz de, koalisyon içindeki ülkeler de DAİŞ’in Müslümanlığı ve İslamı temsil etmediğini söyler. Bu ideolojiyi öldürelim. Bu bölgeye barış, istikrar ve huzur getirmek için kapsamlı bir strateji gerekiyor. Şu anda Suriye’deki mevcut zulümden dolayı 10 milyondan fazla insan yerinden edilmiş. 3,5 milyonu komşu ülkelerde yayıyor. Biz de misafir ediyoruz. Elimizden geleni yapıyoruz. 200 bin civarında Suriye’den Kürt kardeşlerimizi aldık bu topraklara. Ama sadece Kürtleri değil, herkesi aldık ayrım yapmadan. Peki bu zulüm ne kadar daha sürdürülebilir. Rejim ya da terör örgütleri tarafından yine milyonlarca insan Türkiye ya da başka bölgelere giderse ne yapacağız. Şimdiye kadar 4,5 milyar para harcamışız. Şimdi de 30 milyon dolar harcayarak 3 kamp kuruyoruz. Herkes Kobani diyor ama Kobani’ye şimdiye kadar kim yardım yapmış. Onların hayvanlarının yemini biz bağışlamışız. Her türlü yardım yapıyoruz. Ama bu durum ne kadar sürecek. Buralarda güvenli bölgeler oluşturulması lazım” diye konuştu.

Diğer taraftan DAİŞ ile mücadele eden komşulara destek verdiklerine vurgu yapan Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Dün Kerkük’teki çalışmalardan dolayı destek veriyoruz. Peşmergeye destek veriyoruz. Irak ordusuna da eğitilmesi ve donatılması konusunda gerekli desteği vereceğiz. Suriye Ulusal Koalisyonu’na da destek veriyoruz. Ama Suriye’nin belirli bir bölgesini bölerek, kontrol etmek isteyen örgütlere de kimse destek beklemesin. Yani DAİŞ’e de PKK’nın Suriye’deki uzantısı YPG’ye de destek veremeyiz. Bunu kimse beklemesin”.