EDİRNE (AA) - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, "24 saat içinde Üsküp, İstanbul, Edirne ve Ankara... İşte üç başkent Edirne, İstanbul, Ankara ve hala kültürümüzün ve güzel Türkçemizin başkenti Üsküp... İşte AK Parti zihniyeti, işte AK Parti'nin çalışma temposu, işte AK Parti'nin siyaset ve kültürel coğrafya anlayışı" dedi. 

Davutoğlu, Edirne Ticaret ve Sanayi Odası Konferans Salonu'nda düzenlenen partisinin 100. Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'ndaki konuşmasında, Rumeli'nin ezeli ve ebedi başşehri Edirne'de olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. 

AK Parti'nin, güzel geleneklerin partisi olduğunu ifade eden Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Bir güzel geleneği geçen ay başlatmıştık. İl başkanları toplantımızı Şanlıurfa'ya almıştık. Şanlıurfa'dan, kadim peygamberler şehrimizden bütün ülkemize ve Ortadoğu'ya, peygamberler diyarı bütün topraklara selam iletmiştik. Şimdi Edirne'deyiz. Edirne'den de bütün Balkanlar'a, Rumeli'ye, Avrupa'ya selam iletmek ve ülkemizin her bir köşesinden gelen il başkanları, belediye başkanlarımızla 'biz hep beraber Evlad-ı Fatihanız' demek için Edirne'deyiz."

Davutoğlu, siyasetlerinin nasıl kültürel coğrafyayı nakış nakış işlediğine örnek olması bakımından 24 saatlik mesailerini kısaca zikretmek istediğini vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Dün gece geç vakte kadar Üsküp'teydik. Yahya Kemal'in Üsküp'ünde, kültür merkezimizde, her bir sokağıyla, camisi, minaresi, külliyesiyle 'Ben o köklü medeniyetin hala Rumeli'de ayakta duran mücessem haliyim' diyen Üsküp'teydik. Gece İstanbul'a indik, sonra Edirne'ye geldik. İnşallah bugün Edirne'de bu güzel toplantımızı Edirne'nin bereketiyle yaptıktan sonra akşam İstanbul'da 'geleceğin şehirleri' konulu bir sempozyuma katılacağım. Gece de Ankara'ya intikal etmiş olacağım. Yani 24 saat içinde Üsküp, İstanbul, Edirne ve Ankara... İşte üç başkent Edirne, İstanbul, Ankara ve hala kültürümüzün ve güzel Türkçemizin başkenti Üsküp... İşte AK Parti zihniyeti, işte AK Parti'nin çalışma temposu, işte AK Parti'nin siyaset ve kültürel coğrafya anlayışı."

Başbakan Davutoğlu, 2 yıl önce büyükelçiler konferansını yaptıkları zamanki konuşmasında Edirne'den uzun uzun bahsettiğini anlatarak, "Her şehrimizin bize öğrettiği güzel hususlar var, her şehrimizin ilham ettiği derin bir irfan var. Edirne o zaman kapı şehir demiştim. Serhat şehir diye bilinir Edirne doğrudur. Ama bazen serhat şehir kenarda kalmış intibaı da verir, uçta olmak intibaı. Aslında bizim tarihimizde Rumeli'ye açılan ilk kapıydı. Sonra Rumeli'den ve Avrupa'dan gelenler için İstanbul'a gelmeden önceki son durak ve İstanbul'un kapısıydı. Başşehirdi ve hep başşehir olarak kaldı" diye konuştu.

Edirne'nin her haliyle o köklü medeniyet birikiminin derin irfanını yansıttığını belirten Davutoğlu, sözlerini şöyle devam ettirdi:

"1071 Malazgirt... 1400'lere kadar Bursa başşehir olana kadar, 300 yıllık Bursa'nın başkent oluşunu düşününüz, 300 yıllık Anadolu serüvenimiz Bursa'da bir başkent olarak kendini ortaya koydu ve cihan devletinin ilk nüvesini oluşturdu. Bütün o birikimi Rumeli'ye taşıdığında Edirne başkent olarak arkasında ta Horasanlara, Mezopotamya'ya giden o derin irfanı Avrupa topraklarına hiçbir zaman sönmeyecek bir meşale ve daima bir kubbe gibi bütün Avrupa'yı ışıldatacak, kucağına alacak bir köklü medeniyet merkezi olarak inşa edildi."

- "Edirne tesadüflerin sonucu değildir" 

Davutoğlu, Edirne'nin tesadüflerin sonucu olmadığını belirterek, "Edirne, çok stratejik bir tercihin kültürel olarak 'ben bu arada öyle bir şehir inşa edeceğim ki bu şehir İstanbul'a model olacak ve İstanbul'daki dönüşümü de hazırlayacak diye güçlü bir iradeyle kurulan bir şehirdir" dedi.

Edirne'nin bu anlamda Üsküp, Saraybosna, Filibe ve Selanik'in öncüsü, habercisi, müjdecisi olduğuna dikkati çeken Davutoğlu, şunları kaydetti:

"İstanbul'un ise fetihten önceki bir ilk timsalidir. Külliyeleri, şifahaneleri ile öyle bir şehir inşa edilmiştir ki Edirne'de sanki bir temrin, bir alıştırma, bir uygulama merkezi gibi daha sonra fethedilecek olan büyük İstanbul'un ilk tarihi dönüşüm, şimdi kentsel dönüşüm diye bahsederiz, belki de en köklü kentsel dönüşüm ve Edirne'yi bizim şehir yapan, Adriyanapolis'ten Edirne çıkaran o kültürel dönüşüm daha sonra Konstantinapol'dan İstanbul çıkaracak olan büyük medeniyet dönüşümünün ilk işaretleri olmuştur. Fatih Sultan Mehmet Trabzon'u fethetmiştir ama onun öncesinde Edirne hem İstanbul'un hem de Trabzon'un fethine kadar uzanacak o çizginin yani bir taraftan Anadolu birliğinin bir taraftan da Rumeli'nin birliğinin sağlandığı merkez olmuştur ve İstanbul'un habercisidir."

Davutoğlu, Edirne'nin başşehirliği İstanbul'a büyük bir onurla teslim ettikten sonra, batıdan doğuya İstanbul'a gelen her kervanın, aydının, alimin oturup durduğu ve bir müddet İstanbul için kendini hazırladığı son durak halini aldığını dile getirdi.

Balkan şehirciliği anlamında Edirne'nin öncü bir şehir olduğunu ifade eden Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Başşehirdir İstanbul'a hazırlık anlamında. Sonra da Rumeli'ye İstanbul'a giden herkesin durduğu, Rumeli'ye hazırlandığı Rumeli'den gelenlerin de İstanbul'a hazırlandığı bir istasyon, bir büyük kapı şehirdir. Nihayet Edirne, milletimiz Balkan faciasını yaşarken, bir destansı direnişle 6 ayı aşkın bir süre düşmana değil sadece, açlığa, susuzluğa karşı da direnen ve 'ağaç köklerini gerekirse yerim ama baş eğmem' diyen bir başşehirdir. Onun için geçen geldiğimde söylemiştim başşehirler bir kez gerçek anlamda başşehir olmuşsa baş verirler ama başşehirlikten vazgeçmezler ve başşehri teslim etmezler. Baş verilmiştir, şehit verilmiştir 13 bin askerimiz..."

(Sürecek)