Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, hükümetin çözüm sürecine ilişkin anahtar kelimesini açıklayarak, “Türkiye milli birlik ve kardeşliğini sağlayacaktır. Birliğini, dirliğini sağlayacaktır ve çözüm sürecinde anahtar kelimemiz şudur: Türklerin gururu, Kürtlerin onurunu koruyacak gerçekten kalıcı bir barışı tesis edeceğiz” dedi.

Çorum Hitit üniversitesi tarafından düzenlenen ’Sürgünün 70. Yılında Ahıska Türkleri Sempozyumu’nun açılışına katılan Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, gazetecilerin çözüm sürecine ilişkin sorularını cevaplandırdı.

Çözüm süreci diye isimlendirdikleri sürecin Türkiye’nin en hayati, en kanlı, en büyük problemlerinden birisinin çözümüne ilişkin atılmış adımlar bütünü olduğunu dile getiren Kurtulmuş, “Sayın Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan’ın başbakanken söylediği gibi bedeli ne olursa olsun biz bu işi çözmeye hazırız. Elimizi de ruhumuzu da bu işin altına koyduk, iradesiyle başlayan bir süreçtir. Maalesef 30 yıl süren kanlı çatışmalar sonrasında Türkiye’de yaklaşık 35 bin insanımızın öldüğü büyük bir maliyet karşımıza çıktı. Maddi olarak da en asgari hesaplamalarla 1.2 trilyon dolarlık Türkiye’nin büyük bir kaybı oldu bu 30 yıllık süre içerisinde” dedi.

Çözüm sürecinin bir siyasi iradeyle ortaya çıktığını anlatan Kurtulmuş, “Aynı şekilde siyasi iradeye paralel olarak da elinde silah bulunanlar da silah bırakma iradesini ortaya koydu ve halkımız da Türkiye’nin her tarafında, doğusunda, batısında kuzeyinde, güneyinde büyük çoğunlukla makul çoğunluk bu meselenin bitmesi için ciddi bir irade ortaya koydu. Başından bu sürece başlarken şunu biliyorduk: Biz ne kadar Türkiye’de bütün silahların toprağa gömülmesi konusunda ne kadar irade gösterirsek gösterelim, ne kadar çok bu sürecin çözülmesi için gayret sarf edersek sarf edelim, Türkiye’nin ayaklarındaki bu prangalardan kurtulmasını istemeyenler, birtakım provokasyonlar yapabilirler. Bunu tahmin ediyorduk. Zaman zaman bunlar oldu. Özellikle 6-7 Ekim provokasyonlarından sonra hem siyasi irade olarak bizim çözüm sürecindeki irademizi bir kere daha net olarak ortaya koymamız şarttı. Aynı şekilde sürecin tarafı olan diğer tarafların da bu anlamda iradelerini ortaya koyması önemliydi. Bu irade ortaya konulmuş oldu. Ayrıca başta Doğu ve Güneydoğu Anadolu halkı olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olan 77 milyonun kahir ekseriyeti de bu provokasyonların bir an evvel sonlandırılması ve çözüm sürecinin hayırlı bir şekilde barışçıl bir şekilde nihai noktaya gelmesi konusundaki iradesini bir kez daha ortaya koydu. Dolayısıyla çözüm süreci kimileri tarafından 6-7 Ekim’den sonra çözüm süreci artık biter, artık bundan sonra duraksar diye belki de temenni edilerek söylenen hususların gerçek olmadığını görüyoruz. Zaten adımların çoğu atılmıştır” diye konuştu.

Azgın bir nehirde karşıdan karşıya geçtiklerini dile getiren Kurtulmuş, “Yüzde 70-80’ini geçtik, çok az bir kısmı kaldık. Bunun geri dönüşünün maliyeti karşıya geçmenin maliyetinden çok daha ağırdır. Dolayısıyla Türkiye bu anlamda dirliğini, birliğini koruyarak bu siyasi iradeye sahip çıkarak inşallah çözüm sürecini sonlandıracaktır. Bu kendi içimizde barışı sağlamak, Türkiye’de 77 milyonun kardeşliğini sağlamak bakımından değil, evet bu bakımdan önemli ama bunun yanında şöyle bir etrafa baktığımız zaman bütün ülkeler yakılıyor, yıkılıyor bütün ülkelerde iç bölünmeler söz konusu, bütün ülkeler ağır, belki uzun yılllar sürecek bir türbülansın içerisine girmiş vaziyette. Türkiye çözüm sürecini ortaya koyup buradan başarılı bir sonuç aldıkça da sadece kendi içerisinde değil, bütün bölge ülkelerin nezdinde bütün dünyada da örnek olarak ortaya çıkıyor. Türiye’nin barışı Orta Doğu barışı için örnek olacaktır. Türkiye’nin barışı dost ve kardeş ülkelerin iç barışı için örnek olacaktır. Çözüm sürecinin bu anlamının da altını özellikle çizmek istiyorum. Elbette bunu istemeyenler, bölgemizde karışıklığı isteyenler bundan rahatsızlık duyabilir. Milletin iradesi sağlamdır, hükümetin siyasi iradesi sağlamdır. Türkiye milli birlik ve kardeşliğini sağlayacaktır. Birliğini, dirliğini sağlayacaktır ve çözüm sürecinde anahtar kelimemiz şudur: Türklerin gururu, Kürtlerin onurunu koruyacak gerçekten kalıcı bir barışı tesis edeceğiz" ifadelerini kullandı.

PKK’NIN SOKAK EYLEMLERİ

Kurtulmuş sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu işi provoke etmek isteyenler, yarım kalsın isteyenler olacak. Bir taraftan halkın gerçekten barış ve özgürlük içerisinde yaşamasını isterken, bir tarafdan da bu anlamda demokratik adımları atarken, aynı zamanda güvenlik meselesini de ihmal etmiyoruz. Dolayısıyla bildiğiniz gibi güvenlikle ilgili bir reform hazırlığı söz konusu. Bütün aşamaları bunların hazırlanmış durumda. Öncelikli olarak şehirlerimizin güvenliği, yollarımızın güvenliği, insanlarımızın güvenliği, tabii ki bunlar sağlanacaktır. Devlet güvenlik demokrasi dengesinde, güvenlik özgürlük dengesinde asla bir tarafı ihmal ederek diğer tarafı güçlendirmez. Böyle bir şey olmaz. Türkiye’de kimse bu provakosyonlar var diye Türkiye’nin tekrar güvenlikçi anlayışa dönmesini beklemesin. Biz özgürlükçü demokratik anlayıştan asla geri dönmeden herkesin hakkını hukukunu koruyarak vatandaşımızın, sokaktaki vatandaşımızın, gerçekten sadece vatandaşımızın, gerçekten birlikten, dirlikten ve barıştan yana olan vatandaşımızın kılına zarar gelmesine izin vermeden yola devam edeceğiz ama ülkenin de huzurunu savunmak zorundayız. Evet güvenlik tedbirleri alınacaktır. İsteyen istediği gibi şehirlerin üzerinde birtakım baskılar oluşturamayacak. Ümit ediyorum ki bu süreç en kısa sürede nihayete erecektir.”