Paralel operasyonları değerlendiren CHP Genel Başkan yardımcısı Mehmet Bekaroğlu, geçmişte hak ihlalleri yapanların şimdi aynı hak ihlalleri ile karşı karşıya olduğunu belirterek, “Ne oldum dememeli, ne olacağım demeli” dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bekaroğlu, memleketi Rize’de basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Seçim barajına karşı olduklarını belirten Bekaroğlu, “Seçim barajı 12 Eylül Anayasasından, vesayet rejiminden kalmış bir uygulamadır. Demokrasiyi tahrip eden en önemli engellerden bir tanesidir. Bugüne kadar çoktan kaldırılmalıydı. Cumhuriyet Halk Partisi bu dönemde iki kez bu konuda kanın teklifi vermiştir. Önce yüzde 5’e sonra yüzde 3’e düşürülmesi şeklinde. Bu kanun teklifleri komisyonlarda beklemiş, meclis iç tüzüğünden yararlanılarak genel kurulda tartışılmış ve Adalet Kalkınma Partisi tarafından reddedilmiştir. Yüzde 10 barajı ile demokrasi olmaz. Bu yanlış bir şeydir” şeklinde konuştu.

"OSMANLICA, ŞAPKADAN ÇIKAN YENİ BİR TAVŞAN"

Son günlerde gündemde olan Osmanlıca tartışmalarına da değinen Bekarolğu, tartışmaları iktidarın gündem belirleme ve taraftar toplama çalışması olarak değerlendirip, “Osmanlıca tartışmasına gelince CHP bunu, hükümetin daha doğrusu sayın Cumhurbaşkanının çantadan çıkarttığı bir tavşan olarak görüyor. Gündemi değiştirmek için ortaya atılan bin konudur. Adalet Kalkınma Partisi tarihi geçmişe sahip çıkarak toplumun belli bir kesimini yanında toplamaya çalışıyor. Konu kalmadı. Kullanmadıkları değer kalmadı. Kutsal kalmadı. Her şeyi kullandılar. Her şeyi istismar etti. Şimdi bir de Osmanlıca çıkarttı. İşte ne diyorlar: ‘Osmanlıca Arapça harfler ile yazılır. Buna karşı çıkanlar o zaman Kuran’a ve dine karşı çıkıyorlar. Dolayısıyla bunların hepsi gavurdur. Biz Müslümanız. Bizim yanımıza gelin’ gibi basit bin mantık ile toplumu tekrar bölüyor. Osmanlıcanın okutulmasına ve öğretilmesine kimse karşı çıkmıyor ki. Neden karşı çıksınlar. Türkiye’nin 600 senelik geçmişi Osmanlı alfabesi ile yazılmış. Bu kaynakların bugünkü nesle aktarılması gerekiyor. Dolayısı ile yeteri kadar Osmanlıca bilmesi gereken kişinin olması gerekiyor. Liselerde zorunlu olarak Osmanlıca dersi verilerek Osmanlıca öğretilmez. Ya bunlar; İngilizce öğrettiler mi, Arapça öğrettiler mi, tarih öğrettiler mi, matematik öğrettiler mi. Hepsini bir kenara bırakın. Türkçe öğretebildiler mi adam gibi” şeklinde konuştu.

"NE OLDUM DEĞİL NE OLACAĞIM DEMELİ"

Paralel operasyonlar ile ilgili soruları da yanıtlayan Bekaroğlu, operasyonlarda hak ihlalleri yapıldığına vurgu yaparak operasyon yapılanların da geçmişte hak ihlali yaptığını ifade ederek, “Bu herkes için de büyük bir derstir. Geçmişte insanlara bir şeyler yaparken yarın ben ne olacağım diye düşüneceksin. Demokraside çifte standart yapmayacaksın. Şimdi operasyon yiyen arkadaşlar geçmişte öyle operasyonlara karıştılar ki. Ben biliyorum. İnsanları itibarsızlaştırdılar, özel hayatları deşifre ettiler. Öyle hak ihlalleri yaptılar ki. Şimdi aynı şeyler kendilerine yapılıyor. Ben o zamanlar ‘darbe girişimi varsa bile bir hak ihlali yapılmasın, özel hayatlara karışılmasın, insanlar itibarsızlaştırılmasın’ demiştim. Bu yüzden hem hükumet yanlısı, hem de cemaat yanlısı medya neredeyse bizi infaz etti. Gelinen noktada aynı hak ihlalleri ile bu arkadaşlar karşı karşıya kalıyorlar. O yüzden insan bir şey yaparken ve söylerken yarını da düşünmeli. Bir Ata sözümüz var ya. ‘ne oldum dememeli, ne olacağım demeli’ dedi.

Bekaroğlu, Rize’den aday olup olmayacağı yönündeki soruları ise, henüz bir karar alınmadığını belirterek yanıtsız bıraktı. Ancak Bekaroğlu Genel Başkan Yardımcısı sıfatı ile seçim döneminde özellikle büyük şehirlerde seçim çalışmalarını yakından takip etmek zorunda olduğunu açıklayarak, Rize’den aday olmasının güç olduğuna işaret etti.