Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’nin akademik yıl açılışına katılan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 15 yıl geriye gittiğini belirterek, “Burada konuşanın kendi kızım olmasını arzu ederdim. Kızımın türbanından dolayı tuvalet penceresinden girip kapıdan yaka paça atılmasını hatırladım” dedi.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’nin yeni eğitim öğretim yılının açılış törenine katıldı. Törende bir konuşma yapan Bülent Arınç, 12 yılda üniversite sayısını 180’e çıkardıklarını belirterek, “Bu üniversitenin kuruluş kanunu için hepimiz gayret sarf ettik. 180 civarında üniversitemiz var. Bunların yüz civarındaki devlet üniversitesidir. İstanbul’un gerçek sahibi asıl komutanı Fatih Sultan Mehmet’in adını taşıyan bir üniversite olmak onun öğrencisi olmak önemli. 12 yıllık hükümet dönemimizde hizmet çıtasının ne kadar yükseldiğini görebiliyorum. İşimizin de ne kadar zorlaştığının farkındayım. 2002’de üniversite sayısı 76 idi. Bu gün bunun üzerine 110 üniversite koyduk. Türkiye’nin hemen hemen her ilinde devlet üniversitesi var” dedi.

“DİNAMİK BİR NESLİN EĞİTİM ALDIĞI BİR EVRE YAŞIYORUZ”

77 milyon nüfuslu Türkiye’nin yüzde 50’sinin 30 yaşın altında olduğunu kaydeden Arınç, “Çok genç nüfusumuz var. 30 yaşın altındaki gençlerinde 16 milyonu ilk ve ortaokul yaşında. Binlerce derslik var, okul var. İlk ve orta öğretinde 857 bin öğretmenimiz var. Bunun 457 bini son 12 yılda göreve başlayan öğretmenimiz. Bazı yerlerde ikinci, üçüncü üniversite var. 5 milyonu aşkın üniversite öğrencisinin bulunduğu Türkiye’de dinamik bir neslin eğitim aldığı bir evre yaşıyoruz. Bu durumda yapacağımız tek şey eğitimin nitelikli olmasıdır. Bu kadar üniversitemiz bu kadar öğrencimiz var. Bunlar aslında servettir. Bu serveti iyi kullanmamız gerekiyor. İyi kullanırsak ülkemiz için, geleceğimiz için çok hayırlı bir iş yapmış olacağız” diye konuştu.

“BURADA KONUŞANIN KENDİ KIZIM OLMASINI ARZU EDERDİM”

Programın sunumunu yapan öğrenciyi dinleyince 15 yıl geriye gittiğini ifade eden Bülent Arınç, “15 yıl öncesini hatırladım. Burada konuşanın kendi kızım olmasını arzu ederdim. Benim kızım üniversite döneminin birinci yılında başını örtmüştü. İkinci yılında ise okulun kapıları önünde duvar oldu. Gözyaşı dinlemediler, kapılara daha çok nöbetçi koydular. Bu dünyada kadınların kendi kıyafetlerini erkeklerin serbestliği olduğu kadar belirlemiş olmalarına saygı duymak lazım. Buna bizim itirazımız olabilir mi? Dünyada yapılacak en büyük terbiyesizlik kadınları başı açık ve ya başı kapalı olarak kategorize etmek. Bunu bu ülkede yaptılar” şeklinde konuştu.

“KIZIMIN TUVALET PENCERESİNDEN GİRİP KAPIDAN YAKA PAÇA ATILMASINI HATIRLADIM”

“İran’a giderseniz mutlaka başınızı kapatmak zorundasınız. Türkiye’ye gelirseniz mutlaka açmak zorundasınız” diyen Arınç, “İkisi de yanlış, çok yanlış. Bunu bırakacaksınız kendi iradesiyle yapacak. Başını örterek eğitim almak isteyen kızlarımız artık özgürdür. Kızımın türbanından dolayı tuvalet penceresinden girip kapıdan yaka paça atılmasını hatırladım. Üniversitelerde geçmişten bu yana özgürlük olmalıydı. Türkiye bu özgürlüklerin tadını aldı. Türkiye’de bunları konuşmuyor, tartışmıyor, anmak bile istemiyoruz. Kim bu ülkede özgürlük yoktur despotizm var diyorsa yalan söylüyor. Yanlış söylüyor, onlar geçmişteydi” şeklinde konuştu.